Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '08

 
Kategori
Deneme
 

Sahte kadınlar

Sahte kadınlar
 

"Serseri ruhum ne zaman durulacak?" diye sordu kendine. Akşamdan kalma şişeleri, ayağıyla iteleyip banyoya yöneldi. Soğuk duş alıp çıktı. 'Sally nerdesin kızım ?' diye seslendi. Her zaman o kalkmadan yatağına zıplar, patisiyle taciz ederdi oysa. 'Sally '. Evi telaşla aramaya başladı. Yoktu. Aklına açık balkon kapısı geldi, hızla yan odaya geçti. Yok. Derin bir soluk aldı. Çok şükür dedi kendi kendine. En son aklına, içine girip çıkarak oyun oynadığı kutu geldi. Sally içinde uyuyordu. Cansız gibiydi bedeni. Korkuyla kollarına aldı. Gözyaşları içerisinde bedenini okşadı. 'Bana bunu yapamazsın Sally. Aç kızım gözlerini.' Panikle içerden çay bardağı alıp Sally'nin ağzına tuttu. Yaşıyor ! Sana şükürler olsun Allahım prensesim yaşıyor ! Peki ne olmuştu ? Gözü sehpanın üzerinde ki yarıya kadar dolu akşamdan kalan votka bardağına takıldı. Acaba ? diyerek burnunu Sally'nin ağzına yaklaştırdı. Şimdi kahkahalarla gülüyordu. Evet dün gece o sızdıktan sonra Sally votkadan içmişti. Bornozunu çıkarttı Sally'yi kucağına alıp yeniden banyoya yöneldi. Şimdi ikiside duşun altındaydı.

Sally halâ kendine gelememişti. Yalpalayarak yürüyordu, ya da koltuğun üzerinde uyuklayıp duruyordu.

Sally'de sevgiyi yaşıyordu. Ruhunu besleyen tek şey O'ydu. Dün geceyi düşündü.

Birlikte eve gelmişler, pizza söylemiş, içmiş sonrada sevişmişlerdi. 'Kalmamı istermisin ?' diye sormuştu genç kadın. 'Hayır. Sabah kahvaltıya arkadaşım gelecek gitmelisin.' demişti. Bir çırpıda dökülmüştü ağzından. Onlarca kadın girmişti hayatına ama sevgi yoktu, aşk yoktu. O'nu arıyordu halâ... Kendine yabancılaşmış bedeninde, ondan kalan tüm izleri silmeye çalışıyordu sanki...
Öfke doluydu hayata, intikam alıyordu sanki, yok etmeye çalışıyordu beynini. Her sevişme öncesi ve sonrası içiyordu. Öncesi tahammül etmek, sonrası unutmak, sızmak için. Geçici olarak siliniyordu herşey. Ertesi gün, daha da büyüyen boşluğu doldurmak için yeniden sarılıyordu telefonlara...

İdolü olmuştu o. Her kadında onu arıyordu. O kusursuzdu, o en güzeldi, o hayatın kendisiydi..

Hava buz gibiydi. Kalktı, burnunu cama yaslayıp dışarıyı seyretmeye başladı. Hava kararmaya başlamıştı. Rüzgâr, yağmur, insanlar bir o yana bir bu yana koşuşturup duruyordu. Nefesiyle cama buhar yaptı. Üzerine parmaklarının ucuyla "SENSİZİM" yazdı.

Yüzüne kamçı gibi vuruyordu rüzgâr. Kuzguncuğa doğru yürümeye başladı. Arkadaşlarıyla balıkçıda buluşacaklardı. İçeri girdiğinde sıcakla karşılaşınca üşüdüğünü hissetti.

Sohbet koyulaşmış, alkolün dozu artınca, çevre masalardan şen kahkahalar yükselmeye başlamıştı.

Oturduğundan beri her zaman olduğu gibi etrafını gözlüyordu. Yanında eşi, sevgilisi olan bir çok kadınla gözgöze gelmişti. Israrlı bakışlarını geri çeviren olmamıştı şu ana kadar. Ne kadar kolay herşey ? diye geçirdi içinden. Yazacağı romanına yeni bir malzeme bulmuştu. Hattâ isim bile. "Sahte Kadınlar."

En nefret ettiği şey, bir kadının, kalabalık ortamlarda ardı arkası kesilmeyen şuh kahkahalarıydı. Arka masadan gelen sesler tüm keyfini kaçırdı. Cam kenarında oturuyordu. Hafifçe sağına dönüp, kahkahanın sahibini görmeye çalıştı camdan.

Emin olmak için lavoboya girmesiyle çıkması bir oldu. Masaya doğru yürürken iyice baktı. Evet oydu.

4 erkek 2 bayan gelmişlerdi. Göğüs dekoltesi ortada kırmızı bir blûz vardı üzerinde. Saçları kısacık ve sapsarıydı. Yerine oturmak için ilerlerken gözgöze geldiler. Başı dönüyordu, midesi bulanıyordu, buz gibi terliyordu. Sandalyesine oturmak için 'afedersiniz biraz ileri alabilirmisiniz koltuğunuzu ? diyebildi güçlükle. Masada buz gibi bir hava esiyordu şu an. Arkadaşlarının tümü tanıyordu onu.
Kalkalım dedi.

Kapıya yaklaştıklarında şef , elindeki zarfı uzattı. 'Size vermem istendi Efendim.' Teşekkür edip cebine koydu.

Ağır adımlarla geldi eve. Merak etmiyordu içindekileri, kimden olduğunu da. Kapıyı açtığında telefon çalıyordu. Açmadı. Tek kişilik koltuğa oturdu. Lambaderi açtı. Bir duble vokta koydu, sigarasını yaktı. Neden ? diye sordu kendine neden? Bunun için mi yıllardır kendimi yok etmeye çalıştım ? Bu nedenle mi ruhumu, yüreği mi hapsettim?

Zarfı açtı. "Masumiyetimi aldığın gün bana hediye ettiğin bu kolye artık bende kalmamalı. İki yıllık beraberliğimiz sonrası 'hamileyim' dediğim gece bana 'defol' dediğinde seni sonsuza kadar yüreğimden atmaya karar verdim. Ve başardım. Şimdi, her gece başka kollarda sana ihanet ediyorum. Sevgiye inancımı bitirdin. Hoşçakal."

Arkasına yaslandı. Kaskatı olmuştu. Oysa, onu o kadar kendisine ait görmüştü ki o lâfının bu denli etki edeceğini düşünememişti bile. Halbu ki terk edip gidişinden hep onu suçlamıştı bu güne kadar.

Kırgınlığını, küskünlüğünü hiç belli etmemişti. Bu veballe nasıl yaşayacağım diye düşündü. İkimiz de yok oluyoruz.

Bardağı bir dikişte bitirdi. Bir daha, bir daha, bir daha... Yapayalnızdı... Sally'ye sarıldı ve sızdı...

24.10.2008

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..