Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '07

 
Kategori
Futbol
 

Sahte şeyh

Sahte şeyh
 

Futbolu İngiliz’ler buldu zannedilir. Oysa futbolu İngiliz’ler bulmamışlardır. Ancak, “futbolun beşiği İngiltere’dir” demek başka, “Futbol'u İngiliz’ler buldu” demek başkadır.

Futbolu, Çin’liler bulmuşlardır. Milattan önce 2697 yılında, Çin’in efsanevi beş İmparator’undan biri olan Huang-ti zamanında, Çin ordusundaki askerleri her an savaşa hazır tutmak için bir oyun icat edilmiştir. Ok ve kılıç eğitimi askeri amaçlıdır ve yetenek geliştirmek içindir. Fiziksel kondisyon geliştirmek için de, oyunsal amaçlı bir antrenman bulmak lâzımdır. İşte yapılan bu antrenmanlarda oynanan veya icat edilen oyun bugünkü futbolun atasıdır. İçi tüy dolu masif bir top’a “kü” diyen Çin’liler, ayakla oynamaya da “ts’u” demekteydiler. Yani “ts’u kü”, futbol oynamak demektir.

Askerlerin bu oyunu, daha sonra ülke geneline yayılmış, asırlar geçtikçe de kuralları değişmiş, ülke sınırlarını aşmıştır. Manş denizini de geçen bu oyun ilk önce Fransa’ya, daha sonra da İngiltere’ye uğramıştır. Çok uzun asırlar sonra da Ortaçağ’da bu oyunun 700 yıllık bir yasaklanma dönemi gelmiştir. Sebebi, açık alanlarda bir top peşinde koşmak, günahkârlıktır. Tanrıya ibadet edileceği yerde, top peşinde koşulmaktadır.

1314 yılında İngiltere’de Kral II. Edward da futbolu yasaklamıştır. Sebebi, oynanan bu oyun sırasında sürekli kavga dövüş çıkmakta, halkın huzuru bozulmaktadır.

“Bugün günümüzde futbol maçlarındaki kavgaları çok yadsımamak gerekir” gibi bir düşünceyi savunmak olası değildir. Çünkü çağ ve insanlık modernleşmiştir, değişmiştir. Futboldan başka birçok uğraş ve ilgi alanları vardır. Çağımızdan çok asırlar önce insanlığın bugünkü gibi bir uğraş çeşitliliği yoktu, bu yüzden kabul edilebilir. Çünkü tek eğlence araçları futbol’du. Ancak günümüzde, futboldaki şiddeti savunmak olası değildir. Futbolun asırlar öncesindeki tek eğlence aracı olmasını günümüzde de “tek eğlence amaçlı yapılması” diye eşleştirdiğimiz zaman, belki de bu görüş haklı olabilir. Ama bugünkü ortamın asırlar öncesindeki eşleştirmeye bilerek götürüldüğünü, “ortamın böyle olması istendiğindendir” diye baktığımız zaman, aynı eşleştirmenin anlamlı olmadığını da görebiliriz.

Dünyada ilk futbol kulübü 1855’de İngiltere’de kurulmuştur. Modern futbolun ilk tohumları da böylece atılmış olur. 1862 yılında geliştirilen ilk oyun kuralları da, bugünkü futbolun oyun kurallarına çok benzer. “Bu yüzden futbolun beşiği İngiltere’dir” denir.

Bu futbolun beşiği İngiltere, Dünya Şampiyonluklarında 1966 yılında bir kez finallere çıkmış, onu da kazanmıştır. İngiltere futbol tarihi açısından baktığımızda bu tablo, çok karanlık görülebilir. Çünkü futbolun beşiği İngiltere’nin tek Dünya Kupası vardır. Beşik veya eşik olmayan ülkemizin ise tek bir Dünya üçüncülüğü vardır. Ama bu Dünya üçüncülüğü zaman zaman çok kötü kullanılmaktadır.

“Vay neden başarısızız, vay neden Dünya üçüncülüğü olan bir ülke şimdi gerilemiştir, vay neden bizim futbolumuz Dünyada yoktur, vay şununla neden berabere kalınmıştır, vay buna neden yenilinmiştir, vay da vay”.

2001-2006 yılları arasında futbolun beşiği İngiltere’nin milli futbol takımının başında, beşik olan İngiltere’den değil de, taa İskoçya’dan getirtilen Sven-Goran Eriksson vardı. Bir Dubai seyahati sonrasında İngiltere’ye dönünce gazetecilerden biri Arap Şeyh’i kılığına girerek kendisine transfer teklifinde bulunur. Aslında bu bir kamera şakasıdır. Sahte Şeyh Eriksson’un reddedemeyeceği bir para da teklif eder. Teknik Direktör Eriksson, bu tuzağa düşer. Zaten 2006 Dünya Kupası’nda da İngiltere başarısız olmuştur. Hemen işine son verilir. Gazeteci, yani sahte Şeyh görevini yapmıştır.

İngiltere milli futbol takımının başına 2006 yılında Eriksson’un yerine Steve McClaren getirilir. Euro 2008’e İngiltere gibi bir ülke, futbolun beşiği olan bir ülke katılamamaktadır. Final maçında Hırvatistan’a 3-2 yenilir. 22 Kasım 2007’de de McClaren’in işine son verilir.

Oysa İngiltere Hırvatistan ile berabere bile kalsa, Euro 2008’e katılacaktır. Ama olmaz. Futboldur bu, her şey olabilir, her sonuç alınabilir.

Ama ülkemizde olmaz, alınamaz. Alınmamalıdır. Türk milli futbol takımı, futbolun beşiği olmasak da sürekli başarılı olmak zorundadır.

Futbolun sözümona çok bilenleri, bazen “çok bilen” kılığında, bazen de “Şeyh” kılığında ortaya çıkabilir. İstendiğinde “Vezir”, istendiğinde “rezil” olunur.

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..