Şair Mehmet Karabulut kitaplarını veriyor

Mehmet Karabulut

Yazan: Nabide Kılınç

Mehmet Karabulut, günümüzün şairlerindendir. Muğla’nın Yerkesik Beldesinde 1925 yılında doğmuştur. İlkokulu Yerkesik’te, Orta Okulu ve Liseyi Antalya’da okumuş olup; İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Felsefe Bölümünden mezun oldu.(1950)

Edirne, Erzurum, Kırklareli, Develi ve İstanbul liselerinden öğretmenlik yapmıştır. 1976 yılında emekliye ayrılan şair Karabulut İstanbul’da yaşamaktadır.

İnsancıl ve toplumcu sanattan yana olan Mehmet Karabulut’un şiirleri; Ataç, Yelken, Varlık, İmece ve May dergilerinde yayınlanmıştır. yayınlanmış kitapları:

1.Marçal Akşamları /1956

2.Güney Çocuk değil / 1969

3.Şimdi Haberleri veriyoruz / 1963 (1974 TRT Sanat ödülünü aldı)

4.Gün Kapısı /1974 (1968 May Ödülünü almıştır.)

5.Ferhat Yoruldu mu? /1988

6. Sivas Üstünde Bir İnce Bulut (1996)

7. Penceredeki Kadın

8.Sözcükler ve şiir

9.Zeyno Kız ve Abdo

10.Çan

11. Güzel ve Acı

12. Sonsuz Beyazlıkta Ölüm ve Spartaküs

13.Tohumlar at zamanlara

14.Fotoğraflar

15.Yerküre ve Kovboy

16. Şu Türküler Vietnamlı adam v.s.

17.Gece Şiirleri

18.Filozoflar Yazarlar-Şairler Siyasiler

BİR ÖLÜ

Köşe başında yatıyor
Elektrik direğinin dibinde
Beyaz bir çarşaf örtmüşler üstüne
Sanırsınız uyuyor.

Kitapları, defterleri saçılmış etrafa
Öğrenci olmalı
Yatağı, yastığı parke taşları
Kanı taşların arasına sızıyor.

Bir kalabalık birikmiş başında
Pusuya düşmüş diyorlar
Çapraza alınmış diyorlar
Bir kadın mendiliyle gözlerini siliyor.

Kimdi acaba
Nereliydi
Kim düşürdü pusuya, çapraza
Hiç kimse bilmiyor.

Mehmet Karabulut

İzlenimler

Gizemli Bir Söyleşi

ŞAİR MEHMET KARABULUT DOĞDUĞU YER YERKESİK’E YERKESİK HALK KÜTÜPHANESİ’NE KİTAPLARINI, KÜLTÜREL MİRASINI DEVRETMEK İSTEMEKTEDİR.

Yazan:Nabide KILINÇ

Yerkesik “Yerkesik” olalı önemli projelere imza atmaktadır. İnanmaktayım ki, ekonomik kalkınmanın yolu kültürel kalkınmadan geçmektedir. Yerkesik gerek coğrafyasıyla, gerek yapısıyla ve köyleriyle yeşeren bir bölgenin adıdır.

Yerkesik tarihinden, bağrından çıkardığı aydınlarıyla hep köklü bir geleceğe doğru yönelişin adı, beldesi olmuştur.

Yerkesik şairlerinin özü ve şiirleri, yaşamı, irkilişi olmuştur hep...

Yerkesik tarihine tanıklık edecek sürecine her şeyiyle canlı yaşamaktadır. Yerkesik “Yerkesik” olalı şairiyle, aydınıyla, siyasetçisi, eğitimcisiyle, bürokratı, milletvekiliyle, kültürüyle, özüyle bugüne gelen yaşam belgeselinin izlerini düşürmektedir, geçmişten geleceğe...

Yerkesik Halk Kütüphanesi de iz düşürmektedir bu sürece... Tüm belleğiyle memleketine. Yöresinin kültürüdür, varlığıdır bu. Yöresinin kalbidir, yöresinin can damarıdır...

Yerkesik Halk Kütüphanesi yöresinin çok canlı bir tanığıdır artık... Yerkesik Halk Kütüphanesi Yerkesik’in belgesi, tarihi, kültürü, belleğidir... Yöresine ve yöre çocuklarına armağanıdır, Yerkesik’in eseri, geleceğidir...

Yerkesik Halk Kütüphanesi var olduğu günden bugüne hep çok önemli süreç ve aşamalardan geçmektedir. Ve, bu sürece tüm canlılığıyla tanıklık edecek aşamalardan geçmektedir... Ve, bu projenin ürünü uzun vadede alınacaktır. Yerkesik doğrusal ve hedefsel amaçlarla her türlü yerini alarak gelişmelidir...

Şairimiz Mehmet Karabulut doğduğu topraklarına, memleketine kültürel mirasını devretmek istemektedir.

Çok sevindim bu haberine. Öylesine sevindim ki, öylesine onurlandım ki, içim ışıl ışıl yanıp yanıp sönüyordu. Gökyüzünden yıldızları söküp söküp getirdi Mehmet ağabey, Yerkesik’in üzerine yağdırdı. Duyabileceğim en engin, en insan sevgisi böyle bir şey olsa gerek, diye düşündüm. Nasıl karşılanır bu şair? Bir şelale gibi, coşkuyla akan bir ırmak gibi. O taa yüreğinin içidir. Yüreğinin aşkıdır...

Böylesi şairlere, yüreklere selam olsun...

Selam olsun O şaire...

Mehmet Karabulut’a Yerkesik neler yapmalıdır? Bunları yazalım...

Mehmet ağabeyin kitapları için her şeyden önce O şair ve yürek yaşarken, hayatta iken bu projesi karşılanmalıdır... Bunlar için neler gereklidir? Düşünce ve duygularımızı belirtelim.

Şu anda mülkiyeti Belediyeye ait binanın alt katında hizmet vermekteyiz. Binanın üst katı da mevcuttur... Bu bina atıl durumdaki bir bina idi. Önceki yerimizden 1998 yılında geçtik, taşındık... Bu bina Kütüphane olarak kültürel bir merkez niteliğinde değerlendirilmiş. Canlı hale getirilmiştir. Geçtiğimizde çürük kullanılamaz, sorunlarıyla her gün baş edemez bir bina aldık. Böyle geçirildik. Bu bina Yerkesik’te göreve geldiğim ilk gün “Kütüphane bu binada olmalıdır” diye düşündüğüm bir bina ve projedir...

Yıllar var ki; duvarların dili ve ustası olduk. O gündür; Yerkesik Halk Kütüphanesi yerel yönetimle ortaklaşa açıldığı için, hep rapor ettik, yazdık, projelerimizi anlattık, durduk. Bu çabalarımızın sonucudur ki, binayı elde edecek atıl durumdan, çürümüş olmaktan kurtardığımız bir tadilatı çok zor koşullar ve yorgunlukla da olsa kazandırdık.

2006 yılındaki bu kazanımdan sonra, hemen sonra ve tadilat aşamasında Yerel Yönetime düşüncelerimizi belirttik. Binanın alt ve üst kat omak üzere, Kütüphane merkezi olarak değerlendirileceğini söyledik.

Bunları dile getirdik. Bu binaya Kütüphane olarak, acilen ihtiyacımız olduğunu, Kütüphanenin geldiği noktada, yararlı ve gerekli bulduğumuzu anlattık... Yerkesik Halk Kütüphanesi, Kütüphane merkezi olarak düzenlenmelidir ve yazdırılmalıdır, dedik.

Çünkü Yerkesik Halk Kütüphanesi düzenlenecek süreçleriyle varlığını sürdürürken, gelecek yıllarda da kendi binasına kavuşma yolundaki sürecine kendisini böyle taşıyacaktır.

Bu projelerimizin ne denli haklı, yerinde olduğunu görmekte ve yaşamaktayız. Çünkü projelerimizin ne olduğunu bilerek çalışmaktayız.. Çalışmalarımızın hedeflerini görmekteyiz. Sonuçlarını almaktayız. Yerkesik’te Kütüphane geleceğe doğru hedeflerle varlığını oluşturmaktadır. Ben, yöremin tanığı ve kültürü, tarihi olan bu amaçlara ve bu oluşuma sonsuz saygı duymaktayım. Görevimi bu rolde üstlenerek yürütmekteyim... Çünkü bu duygum ve gönlüm, yöreme ve yöremin kütüphanesine sevgimden gelmektedir ... Bütçesiz bir varlığı yöremde geleceğe doğru taşımanın her türlü zor koşulunu yaşamakta ve üstlenmekteyim. Yörem için, kendime düşen görevde kültürel rolde olağanüstü çaba göstermekteyim, .

Bugün bu projemiz hazır olmalı ve Mehmet ağabeyin vereceği kitaplar karşılanmalı, O’na böyle cevap vermeliyiz.

Çünkü şairimiz Mehmet Karabulut kültürel mirasını devretmek istemektedir. Bundan büyük onur duymaktayız. Kutluyoruz bu büyük yüreği ve şairi.

Şair öyle bir yürektir ki, onu karşılamak için çok duygu gereklidir. Bu gönüle sahip olmak başka iştir. Başka iş başka projedir... Biz yöremizin insanı ve yüreği olarak, bu konuda gerekli her duyguyu taşımalı, görevlerimizi yerine getirmeliyiz....

Yerkesik doğumlu Mehmet Karabulut memleketine hep özlemiyle yanıp tutuşmakta, yüreğini vermektedir ...

Bunun için; Kütüphaneye iki oda ayrılıp düzenlenmesi Mehmet ağabeyin kitapları için ayrılmalı ve bir odasıda Şair Mehmet Karabulut’un eserlerini, şiirlerini, yüreğini, duygularını, sanatını, yaptıklarını, hayatını anlatan oda düzenlemesiyle var edilmelidir.

Kütüphane alt ve üst kat olarak artık bu projeyle düzenlenmeli, geleceğe var etmelidir...

Şairimiz memleketine yüreğini koymuşsa, biz de bu duygu ve projeyle onu kucaklamalı, görevimizi yad etmeliyiz. Ve bu caddenin ismine de” Şair Mehmet Karabulut “ ismi verilmelidir, diye düşünmekteyim.

Şairler, araştırmacılar yaşarken onurlandırılmalı, O’nu anlatmalıdır... O’nu yaşatmalıdır... O’na gönül vermelidir...

Doğduğu topraklarına vefa ve özlem dolu duygularını yüreğiyle ıslamışsa şair. O şairdir, O bir yürektir, O duygudur, O bizim yüreğimizdir... O bizim şairimizdir... O bizim canımızdır...

Mehmet Karabulut tüm şiirleriyle evrensel duygu ve düşüncelere karışmış bir büyük şairdir. Selam olsun sevenlerine, selam olsun O yüreğe... Selam olsun duygularına... Selam olsun şiirleriyle buluşanlara...