- Kategori
- Kültür - Sanat
Şair Sadettin Kaplan ve bir şiirini okurken
Sadettin Kaplan bir şiir etkinliğinde...
Yaz gününde kar yağıyor kar desem
Yarar mısın şu bağrımı yar desem
Vatan desem, sıla desem yâr desem
Sözüm üşür sızlar aklım balacan
Bu özgün dizelerin şairi sadettin kaplan’dır.
“ yar” sözcüğünü kaç değişik anlamda kullandığını görüyoruz.
Sadettin Kaplan 1944 Patnos doğumludur. Sanat ve kültür dünyamızda ayrı bir yeri vardır. Tanınmış asker şair ve yazarlarımızdandır. Birçok dergi ve sanat sayfasını yöneten gazetelerde şiir, öykü, masal, deneme, tarih ve roman gibi yazıları yayımlanmıştır. Sadettin Kaplan'ma nasıl tanıştığımın bir öyküsü var. kısaca yazmak istiyorum.
Güneydoğu’da Mardin / Kızıltepe’nin bir dağ köyünde çiçeği burnunda bir öğretmendim. (1968-1972). O yıllarda İstanbul’da Hareket, Tarla ve Size gibi dergilerde şiir ve yazılarım yayımlanıyordu. Sadettin Kaplan'da rahmetli Nurettin Topçu’nun çıkardığı sıklıkla Hareket Dergisinde aynı sayfalarda at koşturuyorduk. S. Kaplan özellikle Güneydoğu’yu anımsatan öykülerini okuyordum. Bu öyküler ilgimi çekiyordu... Onunla tanışmak istedim. Ve İstanbul’da yayımlanan Hareket Dergisine bir mektup yazdım. “Sadettin Kaplan Güneydoğu‘dadır” ama nerede olduğunu Ezel Elverdi Bey’den sormuştum. O da bana gelen Hareket’ in bir sayısında Sadettin Kaplan’ın Mardin’de bir askeri zırhlı Tuğay’ında görevli olduğuna dair kısa bir notla bilgi vermişlerdi. Zaten Sancarlı Köyüm de bu askeri birliğe pek yakındı. Benim okulumu da kardeş okul seçmişlerdi. Bu Zırhlı Tuğay’ın komutanı Kurmay Albay Nihat Ogan‘dı.. Sayın Ogan’ın okulumuza ve köyümüze pek çok yardımları, katkıları olmuştu. Aradan yıllar geçti. Sayın Nihat Ogan vefat etmişse rahmetle ve saygıyla anıyorum.( ki aradan 44 yıl geçti ) .
Nerden nereye geldik? O yıllarda okulumuzun ön duvarında, Atatürk'ün Kocatepede ki resmiyle birlkte şu veciz sözleri yazı idi: " Hayatta en hakiki müşit ilimdir... Kemal ATATÜRK " diye yazısı vardı... Bir gün bir tek Allah'ın kulu çıkıp " Öğretmen Bey, bu nedir, söyleyen olmadı.. O günleri hatırlıyorum da şimdilerde inanın kahroluyorum.
Yazıma uzunca bir girişle başladım. Şair Sadettin Kaplan’ı kısa zamanda bulmuştum. Hatta Mardin’de ki evlerinde bir kış gününde bize nedenli hizmet ettiklerini unutmak mümkün değildir. O da çocuklarıyla birlikte köyümüze kadar gelmişlerdi. Ne zaman bir araya gelsek sanat ve edebiyatımızdan söz ederdik. Bu konuda geniş kültürlü, bilgi yüklü bir şair ve yazarımızdır. Sanat, kültür dünyamıza 70 ten fazla kitaplar kazandırmışlardır. Hemen aklıma gelenlerden bazılarını yazıyorum:
Hikaye: Yunus Meltemi, Sığ Sular, Camda Sinek Ezmek, Masal: Heybe, Deneme: Zamanın Zembereği, At Nalında Diş Yarası, Ölülerde Öldürülür, İnceleme: Tevfik Fikret, Mehmet Akif, Yahya Kemal, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Şiirin Kanadında, Şiirler: Ferman, Sular Susadıkça, Gönül Cemresi, Gülendam, Esmâ’ dan Esintiler, Düş Bedestânı, Dini Eseler: Gençler İçin Peygamberler Tarihi ( 10 Kitap ), Bunlardan başka çocuk edebiyatı çocuk edebiyatı alanında birçok eser toplam olarak 70’e yakın kitapları vardır.
Sevgili şair veyazar Sadettin Kaplan'ı en son 10 - 11 Mayıs 2011 'de Kütahya / Simav'da yapılan Anadolu Şairleri buluşmasında bir ardaya gelmiştik. Yanılmıyorsam bir ara İstanbul'da İLESAM'ın da başkanlığını yaptı. Sanat ve kültür alanında birçok ödüllü bir şairdir. Sayın aziz dostum Sadettin Kaplan'a Söke'den selam ve sevgiler göndeiriyor, sağlıkla mutluluk dolu nice yıllara diyorum. Sözlerimi onun bir şiiriyle bağlamak istiyorum:
ANAMI SEYREDERDİM SECCADESİNDE
Her seher anamı seyrederdim seccadesinde
Akça bir aydınlık süzülürken tepelerden
Ilık bir meltem dolardı odama
Bakardım seccadesinin üstünde anam
Çan bir halıya diz çökmüş melek gibi
***
Alnı ak tülbendi ak
Alaca karanlıkta iki eli iki yaprak
Ya da iki kelebek gibi
İrinleme uçuklarken dudaklarında
Giderek ağrırdı alnında şafak
Sessiz bir hıçkırık uçuverdi ansızın
Kuş gibi çırpınan yüreğinde
Çırpınan dilek gibi
***
Titrerdi parmakları titreyen aydınlıkta
Aydınlanırdı yüzü birden dolunay gibi
Duyamazdım sözlerini
Arada bir eliyle silerdi gözlerini
O gözler ki kirpiğinde yağmurlar dinlenirdi
O eler ki beyaz bir güvercinin
Kanatlarında düşmüş birer telek gibi
***
Ayaza kesen kış sabahlarında
Pencere camlarında donarken buz gibi nakışları
Selam verirken benden yana anam
Üzerime örtülürdü sımsıcak bakışları
O titrerken incecik hırkasının altında
Ben onun şefkatini giyinirdim eynime
Sevgi sıcaklığında kadife yelek gibi
***
Her seher anamı seyrederdim seccadesinde
Ebedi giyinmiş ezeldi anam
Küçücük bir bedende dualar kadar büyük
Kabul olmuş dilekler kadar güzeldi anam.
Sadettin KAPLAN / Dil ve Edebiyat, S:29,Mayıs 2011, s,63
--------------------
Abdülkadir GÜLER
20.03. 2016- SÖKE