- Kategori
- Şiir
Şair ve şiir
Sizlerden biri sandınız,
Yazdıklarıma şiir,
Adıma şair dediniz! Onurlandırdınız!
Yalnız; Nazım'ı, Arif'i, Dağlarca'yı
Ve kalem arkadaşlarını kırdınız!..
Aynı dili konuştuğumuz,
Aynı dünyada yaşadığımız doğru...
Ama dersem ki şairim;
Dilim tutulur, şiir utanır,
Şair beni terk eder!..
Coşkudan, sevdadan,
Hüzünden nasiplenmediyse şiir;
İlmek ilmek örülmediyse yürekte umut,
Seller-sular gibi akmadıysa dizeler
Ve onlarca basılıp, satılmadıysa kitaplar,
Nasıl derim ki şairim;
Kalemsiz de,
Kağıtsız da üşürüm ben!...
Duyguyu aramam, farklıyım;
Elimde sözlük,
Ve kırık-dökük birkaç kelime;
Yazarım alt alta,
Olursam anlaşılmaz, ustayım derim.
Önemli mi şiirin rengi, sesi, sedası?
Dizilsin de kelimeler...
Gösterişsiz olsa da kıyafeti,
Çıkarırım yola,
Dolaşır kapı kapı,
El açar, yorum bekler şiirim:
“Tebrikler, eline sağlık, yüreğine bereket...”
Yazdırır kendine birkaç söz
Ve adı olur “ şiir”!..
Bir de yanına eklenirse “popüler”
Şiirin hasıdır demek!
Oh be!.. Ne kolaymış,
Ne de güzelmiş şair olmak, şiir yazmak!
Ben de olayım bir şair!
Oturayım dağın yamacına;
Alayım elime beyaz bir kağıt,
Bir de ince uçlu kalem;
Dökeyim aklımdakileri sayfaya,
Rüzgarla yolunu bulursa kelimeler
Ve şaşırmadan yerine oturursa duygular,
Ne ala!
Ben de olurum bir şair!
Hiçbir şey olmamaktansa!..
Ama şair değilim,
Şairlerden özür dilerim...
14 Nisan 2011/ANKARA
Rukiye ÇELİK