Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şaka şaka...

Şaka şaka...
 

Akşamüzeri, yeşil şortum ayağımda elimde elek kürek en proleter halime kurt çıkartıyorum...

Deniz çekilmiş, kum yumuşak...

Aklım plaja otopark muamelesi çekip park eden araçlardan 5 TL alan kibarlıktan, medeniyetten nasibini almamış kavruk delikanlıda...

“ Özel mülk!”

Eskiden böyle cümleler kurmazdı bizim vatandaş, Amerikan filmlerinin gözü çıksın, onlardan öğreniyorlar... “ Özel mülk” ne demek?

Mülk falan yok ortada işte, kum var, deniz var sen varsın ben varım, başkada kimse yok zaten.

Özür dilerim iki tane çadır, kumlara yüzükoyun uzanmış orta yaşlı bir abla, gözlüklü zargana gibi bir de ağabey var!

“ Yarım saat durup kurt çıkartıp gideceğim.”

“ Ne kadar istersen o kadar kal beni bağlamaz”

“ Cüzdan arabada, giderken versem?”

“ Olmaz! Denize çıkacağız, bir daha göremem ben seni!”

Kurtuluş yok vereceğiz beşliği...

“ Makbuz?”

Cevap vermiyor, Kızılderili çadırına sesleniyor;

“ İbrahim makbuz kes!”

İbrahim sırıtarak geliyor, elindeki makbuzu uzatıyor...

&&&

Ne kadar fazla kurt çıkartırsam o kadar iyi...

Kurt çıkartsam ne olacak, sürekli yazıyorum ya balık yok bu sene...

Şortumun ipine bağladığım su petini yarıya kadar dolduruyorum, eleği küreği yıkayıp arabanın arka koltuğuna atarken, yüzükoyun güneşlenen abla yanıma geliyor...

“ Yolculuk nereye?”

“ Ereğli’ye gideceğim?”

“ Bir şey bulabildin mi?”

“ Anlamadım!”

“ Kumu kazıyorsun saatlerdir, bir şey bulabildin mi diyorum?”

Anladım şimdi...(!)

“ Yok, bulamadım, yarın detektörü alıp geleceğim...”

“ Al al, geçenlerde benim küçük kız künyesini düşürdü, çok aradık bulamadık” parmağı ile denizi gösteriyor...

“ Şuralarda bir yerde, yarın kaç gibi gelirsin bekleyeyim ben seni?”

Ah be ablacığım şaka yapayım dedim ama işin ucu nerelere dayandı... Nasıl anlatayım ben şimdi balık yakalamak için kurt çıkarttığımı!

“ Akşamüzeri gelirim yine...”

“ Yarın sabah dönüyoruz biz, künyeyi bulursan site bekçisine bırakır mısın?”

&&&

Yıl 1998 Saray’da gazoz satıyorum, pardon “ön sipariş” alıyorum...

Kocaman el terminallerimiz var, parkta çay molası vermiş oturuyorum...

Yaşlı bir amca yanaştı yanıma “ Selamünaleyküm” deyip yerleşti.

Şapkasını çıkartıp bir sigara yaktı, arkasından garsona seslendi...

“ İki çay yapın bize”

Çaylar geldi...

“ Eee nasıl işler?”

Amcayı çıkartmaya çalışıyorum bir taraftan.

“ Nasıl olsun be amca, koşturuyoruz işte...”

“ Bizim köye gittin mi?”

“ Sizin köy?”

“ Büyük yoncalı!”

“ Bugün rutum değil orası, yarın gideceğim...”

“ Yarın köyde bul beni mutlaka...”

Parkın işletmecisi müşterim, yanımıza geliyor o da oturuyor, amca ile aramızda geçen diyalogu dinlemeye başlıyor...

“ Dükkân mı açacaksınız?”

“ Ne dükkânı be oğlum?”

“ Yarın beni köyde bul dediniz ya!”

“ Elektrik sayaçlarını okumuyor musun sen?”

Tam “hayır gazozcuyum” diyeceğim park işletmecisi göz kırpıyor...

“ Evet, amca sayaçları okuyorum...”

O sırada işletmeci lafa karışıyor;

“ Hayırdır amca ne oldu ki?”

“ Yahu bizim evler, damatlarla bitişik, bana dünyanın elektrik parası geliyor, onlara gelmiyor... Bizim direkten kaçak hat çektiklerinden şüpheleniyorum!”

“ Senin işin kolay” diyor işletmeci, arkasından ekliyor, “ çocuğun karnı aç sen git bir kilo börek al gel... Çayla olmaz bu iş!”

Üşenmiyor kalkıyor yaşlı adam on dakika sonra koltuğunun altında börek poşeti ile görünüyor...

Bir taraftan börekleri yiyorum, bir taraftan önümüzdeki günlerde amca ile karşılaşmamak için dua ediyorum...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..