Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '12

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Sakarya'da "Gazete/cılık"

Sakarya'da "Gazete/cılık"
 

Makbul olan söz vermek değil; verilen sözü tutmaktır


Yerel bir gazete patronunun silahından çıkan kurşunlarla Basın İlan Kurumu çalışanlarından Devrim Ersin Özergin hayatını kaybetmiş, BİK Sakarya Şube Başkanı Recep Bolat ile Mustafa Süke ağır yaralanmıştı. 

Olayın ertesi günü; altı/yedi gazete, "Tetiği çeken aslında yıllardır silahı kendi ayağına nişan alıp bekleyen Sakarya basınıdır... 

Bu olayı Sakarya basını olarak milat olarak kabul ediyor ve üzerimize düşen görevi yapacağımıza söz veriyoruz" diyerek ortak bir açıklama yaptı.

- Bakalım bu ortak açıklamada dendiği gibi, "Gazeteciliği sadece ticari faaliyet olarak değerlendiren zihniyetle ve kamuoyunun haber alma hakkını gasp etmeye çalışanların şantaj ve tehditlerine karşı kimler durabilecek?

- Bakalım, adam yaralamak, haraç almak, çete oluşturmak, ihaleye fesat karıştırmak gibi olay ve iddiaların sinyalleri nasıl algılanacak?

- Bakalım katliam gibi olay Sakarya basınını kendisiyle nasıl yüzleştirecek?

Unutmamak lazım;
Makbul olan söz vermek değil; verilen sözü tutmaktır.

* * * *

Aklıma geldi de paylaşayım dedim.
Geçtiğimiz mayıs ayında yazmış ve demiştim ki:

Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Atalay, "Bazı gazeteler ilan almak için çıkıyor... Bir gazeteci; yolsuzlukları, eksikleri, çöpü, çamuru görmezden gelemez. Bulunduğunuz bölgenin sorunlarını dile getirin..." 
Özetlersek:
"Adam gibi gazetecilik yapın" demiş...
Kime demiş?
 ...?
Çok doğru ama çok eksik çok...
Öncesinde ve de sonrasında, biraz olsun gazetecilikten dem vursaymış...
Bilen hatırlar, bilmeyen de öğrenir hatta küpe yapan bile çıkardı...
Kötü mü olurdu?
- Ne güzel olurdu...

Mesela: 
Bir gazetecinin mesleki kutsallığından bahisle:
Kaleminin satılmaz, satılamaz hatta paha biçilmez, biçilemez olduğunu söyleseydi...
Mesela:
Gazeteciliğin hala bazı beyinlerde karizma, prestij ve şöhret karışımı güç oluşturduğunu söyleseydi...
Mesela:
Yine bazı beyinlerde; arzulanan istek ve beklentilerin hatta hedeflenen rant kapılarını açan anahtar sayıldığını söyleseydi...
Mesela:
Gazetecinin eğildiği zaman bir daha doğrulamayacağını, bu yüzden başının ve kendisinin her daim dik durması gerektiğini söyleseydi...
Kısacası: 
Gazetecide "duygu" olur, "ruh" olur; "ahlaki değerler de olur" deseydi...
- Keşke...

İyimser olalım mı?
Olalım olalım. 
Basın İlan Kurumu, bir daha ki sefere "bunları da söyler" diyelim...

Konu hazır gazeteden, gazetecilikten açılmışken tespitlerim doğrultusunda bir kaç cümleyi de ben yan yana getireyim dedim.
İşte o tespitlerimin bana kurdurduğu cümleler:

- Gazete patronu gazetesinin, gazeteci de bulunduğu gazetenin kendilerinin kişisel tatmin olma aracı olmadığını bilmeli. 
- Cebinde "gazete/ci tanıtım kartı" taşımayı "olağan dışılık" sananlar, "ne oldum delisi" olmamalı. O kartın ne işe yaradığını öğrenmeli.
- Gazeteci kendisinde; iltiması, kayırma ve kollanmayı hak saymamalı.
- 'Kalem kılıçtan keskindir' öz deyişini diledikleri gibi yorumlayarak, yandaşlık, yoldaşlık oyunlarıyla menfaat elde etme peşinde koşmamalı.
- Yalakalıkla bir yer/lerin, kişi/lerin para karşılığı borazanını çalmamalı, çaldırmamalı. 
- Gazeteci gazeteciliğin, "efelenmek", "dayılanmak" ve ardından da "vur kaç" yapmak düşüncesiyle bağdaşmadığının bilincinde olmalı.
- Hırsızından, tefecisinden, gaspcısından, yankesicisinden, sokak oros...dan, ayak altı, ayak üstü kumarhanelerden nemalanma hesapları yapmamalı.
- Gazete/ci haber merkezine gelen olayı tehdite çevirme derdini değil, habere çevirme gururunu yaşamalı.

 Gazete dediğin:
- Türkçe'ye ve imla kurallarına azami özen göstermeli...
- Günü kurtarma telaşına düşmemeli, okuyucusuyla buluşma heyecanı yaşamalı...
- Sorumlu ve saygılı olmalı...
- Personeli bilgi ve kültür sahibi, duyarlı, yaratıcı ve ciddi olmalı...
- Yayımladığı haberlerindeki seviye ve sunumu ile farklı olmalı... 
Az kalsın unutuyordum:
- Gazete/ci kendisini her fırsatta "doğruluk timsali" olarak lanse etme ihtiyacı duymamalı...

Ben bunları nereden mi, biliyorum?
- Bu da soru mu yahu, bilmeyen mi var?

Meraklısına:
http://blog.milliyet.com.tr/mafyoz-tipler/Blog/?BlogNo=336167

 

 
http://blog.milliyet.com.tr/-adam-gibi-gazete-ci-olmak-/Blog/?BlogNo=361690

 
Toplam blog
: 660
: 862
Kayıt tarihi
: 15.04.08
 
 

Atatürk, cumhuriyet ve Türkçe sevdalısıyım. Hayatımda hiçbir konu veya olay karşısında 'keşke' de..