Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Sakatlara bakışımızdaki ''Sakatlık''

Sakatlara bakışımızdaki ''Sakatlık''
 

Sistemler ötekilerini yaratmak zorundadır… Normal olanı anlatabilmenin yanı sıra aslında paylaşımı belirler ötekini yaratmak… Hem ideolojik hem ekonomiktir ötekini oluşturmak… Eskiden beri ötekileri ikiye ayırırım ben; Ruhsal ötekiler, Bedensel ötekiler…

-Ruhsal ötekiler etnik kökenlerinden, azınlıkta olan dini inanışlarından (çoğunluk normaldir çünkü) cinsel kimliklerinden, cinsel tercihlerinden vs vs dolayı öetkileştirilir… Bunlar arasında ‘’karşı ötekilik bilinci’’ oluşturulup egemen bilince pek değer verilmez… Kendi bilinçlerini her yerde savunurlar ve yaşam pratiğinde yaşarlar…

-Bedensel ötekiler ise, kendilerini asıl engelleyenin sakat bedenleri olduğu iddia edilen, oysa Devlet/toplum işbirliği ile engellenip ötekileştirilen öteki ötesilerdir… Ortak payda sakatlıktır… Fakat öteki olmadıklarını ispat etme refleksi ile ortak bilinçleri gelişemez… Ayrıca sakatlık genelde kişinin yaşamı ile sınırlıdır… Oysa ötekilik konusunda nerdeyse sakat kırım politikasına uğrayan bu kütlenin ortak bir mücadele dili de yoktur… Ortak bilinçleri de oluşmadığından, daha çok evlerinde hapis hayatı yaşarlar…

Mücadele hangi alanda olursa olsun, işin literatürü yani dili ve birikimi ile başlar…

Ben MB da yani ülkemizin eli kalem tutan, düşünen, etkilenmeye hazır ve kolayca etkileyen insanları arasında bile sakatlara bakış açılarında bazı eksiklikler hissettim…

-Bir kere sakatlık ortak payda değildir… Engellenmek ortak paydadır… Engellenmeyi bedenden çok sakatın önünün açılmaması yaratmaktadır… Eğitiminde, iş bulmasında, ulaşımında, kültürel ve sosyal yaşamında hatta eğlenmesinde önüne engel konmaktadır… Bu engel koymayı barikat olarak algılamayın, önü açılmıyor olarak algılayın… Örneğin sağlamların için merdiven yapılan yere rampa yapılmaz… Engelli tuvaleti (ki normalden daha büyük bir odadır, sağlamlar daha çok kullanır) Ulaşımda asla düşünülmezler… Şehirlerin planlanmasında, meskenlerin planlanmasında asla düşünülmezler… Okullar uygun değildir… Sonuçta bir ülkenin sahibi olarak zenginliklerin paylaşımdan uzak tutulurlar… Sistemin başındakiler paylaşımdan ne kadar insanı uzak tutarlarsa o kadar kendilerine fazla pay alırlar… Duygusal ve bedensel ötekilere uygulanan temelinde paylaşımdan uzak tutma, onlar adına yatırım yapmama onların zenginliğinin kaynağıdır… Ötekilere karşı oluşturulmuş sistemin argümanlarını (dinsel ya da üretime katkıları olmuyor ki martavalları) bence kafalarımızdan atma zamanıdır…

En azından bu cinayete ortak olmayalım… Duygusal ötekilere ve Bedensel ötekilere yapılan bu zulme en azından kullandığımız dille ortak olmayalım… Karşı çıkalım…

-Sakatlık ve engelliliği kesin kes karıştırmayalım… Unutmayalım ki sakatlık ve güçsüz olmak hatta ihtiyarlık yaşamdan kopuşun nedeni değildir… Onların mutlu olmasına, yaşamasına engel değildir… Yaşamdan soyutlamak, engellemek aslında mutsuzluklarının kaynağıdır… Onların bedenlerinden yüzlerce kat, onların önüne konan engeller onları izole etmektedir…

-Engeller kelimesini, onlara konulan yasak ve barikat gibi algılamayın lütfen… Aksine gittiğiniz her yerde onların yok sayılmasına, önlerinin açılmamasına itiraz edin… Ses çıkarın… Engelli işareti olmayan hiçbir yere gitmeyin, oturmayın, alış veriş etmeyin, mutlaka sorun ne gibi düzenlemeleriniz var diye… Oraları mutlaka bir gün lazım olacaktır…

-Sakatlık ortak bir payda değildir demiştim… Sakatları bir kütle olarak görmeyin… Dilinize yerleşmiş, gelişi güzel rahatça kullanıverdiğiniz, hatta dünyadaki her tür olumsuzluğu bile sakatlıkla adlandırdığınız insanların aynı sağlamlar gibi bin bir şekli, milyonlarca değişik kimliği olduğunu unutmayın lütfen… İçlerinde zenginleri, kültürlüleri, güzel insan olanları, onurlu ve pozitif olanları olduğu kadar, aşağılık olanları, asalak olanları, ve kötüleri vardır… Siz sağlamlar nasıl toptan bir kütleyi yargılamıyorsanız, onları da sakatlık paydasında değerlendirmeyin…

Herkes Candır bu Dünyada… Sakatlık olumsuzluk öneki haline dönüştü neredeyse… O yüzden Sakatlarında Can olduğunu yazın kafanızın bir köşesine… Düşünürken onlarda Can deyin… Hatta CanCan deyin… Kol Can deyin, ayak Can deyin… Akıl Can deyin, Göz Can deyin… Fakat bu adam/kadın sakat adam derken olumsuz bir şey ile fiziksel bir kütleyi üzebileceğinizi de unutmayın…

Onlara özel davranmanıza gerek yok... Siz nelerden mutlu oluyorsanız onlarda o şeylerden mutlu oluyorlar... Ne bir eksik ne bir fazla... Dedim onlarda sizde Can'sınız...

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..