Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '07

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

Saki ben, içen ben

Saki ben, içen ben
 

Kaldığımız otelin sahibi, geçen akşam poşetimizi içinde ne var diye kontrol etti.

Yiyecek, içecek var diye açtığı poşetten, benim kırk dört numara terlikler çıkınca, biraz bozuldu ama belli etmedi.

Odamızda mini bir bar var, içi boş..

Korkarak bir buçuk litrelik su aldık koyduk.

Yakalanırsak sanırım bize odamızdan çıkmama cezası verecek..

***

Cunda adası ile ilgili araştırma yapmaya başladığınız anda, rastladığınız ilk bilgi, balık lokantalarının çok pahalı olduğu oluyor.

Bir yere oturduğunuz zamanda korkarak sipariş veriyorsunuz.

Bu duygu ve düşüncelerle oturduk Bahtiyarın yerine,

“ Ben kendim balıkçıyım” diyor. Bir dönem Trakya da kalmış. “Trakyalıyız” deyince ilgileniyor bizimle…

Ne alakaysa o dönem römork yapıyormuş.

İçimden “ ben de balıkçıyım ama lokantam yok” diyorum.

Kalabalık!

Gelenleri göndermek zorunda kalıyorlar.

Aklımda lipsos yemek var.

İçimizden geçenleri okumuş gibi “ucuzdur benim lokanta” diyor.

Garsonlar masaların etrafında pervane oluyor.

Müşterilerin talepleri bitmiyor, kalamarlar, karidesler midyeler hava da uçuşuyor.

Ege ve Akdeniz sahillerinde birçok yere gittim ama hayatımda bu kadar çok balık lokantasını bir arada görmedim!

***

Tatile her çıkışımda nereye gittiysem “kalayım ulan burada” diyorum.

İş kolay, açayım diyorum üç- dört masalı bir balık lokantası. Uzunca bir beyaz önlük alayım kendime, arkasından fiyongu yapıp bağlıyayım.

Üç beş ahbap buldum mu?

İşte doldu benim masalar.

Izgaranın başında ben, garson ben!

Saki ben. İçen ben!

Çok fazla çeşit olmasın benim lokantada, günün menüsünü siyah bir tahtaya tebeşirle yazayım.

“ Bugün balık çorbası, istavrit, çoban salata”

Arada kılçıklar çıkacak tabii

Kapıdan “ Levrek var mı?” diye soracaklar.

“ Yok, hemşerim diyeceğim, lacivert sırtlı istavrit var”

“ Yerse”

Lokantaya güzel de bir isim bulmak lazım…

Çingenenin tavşanına döndü bizim iş,

Lokantayı açtık ismi kaldı!

***

Kendi balığımı kendim tutarım, lokantayı da akşamüzeri açarım. Küçük bir sandal aldım mı iş tamamdır.

Kalite balık tutamazsak, alay konusu da oluruz.

“ Ali usta ispari mi var bu gün yine?”

“ Elinin körü var, kofana yakaladım kerhaneciler!”

Müşterilere servis yaparken, mekânı öveceğiz ya!

“ Kendim tuttum, kendim pişirdim beyav”

***

Hal böyle olunca pahalı olur benim lokanta.

Tuttuğum balıklara kıyamam, ucuza servis yapamam!

***

Bahtiyarın yerinde ödediğimiz hesaba gelince;

Hiç canımız yanmadı..

Balıklar boğazımızda kalmadı.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..