Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '13

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Sakinleşme köşesi

Sakinleşme köşesi
 

Bir düşünün... O sevimli minik gözlerin içinde hiç mi öfke görmediniz? Çocuğunuz en son ne zaman size karşı öfkesine hakim olamadı? Peki ya siz? Canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuza bazen nasıl da sinirleniyorsunuz, öyle değil mi?

Ben bir uzman değilim ama çoğunuz gibi fırsat buldukça farklı kaynaklardan karşılaştığım sorunlara yönelik çözümler bulmaya çalışıyorum. Sakinleşme köşesi de bir kitapta okuduğum bir öneriydi. Yine hangi kitap olduğunu hatırlamıyorum dersem bana inanmayacaksaksınız... Keşke okuduğum tüm kitapları ve onlardan uygulayıp da çözüme ulaştığım fikirleri not alsaymışım:) Çözümler gördüğünüz gibi aklımda ama kaynaklar uçup gitmiş.

Belki de çoğunuzun bildiği, hatta uyguladığı time-out’lardan farklı bir yöntemden bahsediyorum. Time-out’lar bazı uzmanlar tarafından çocuklar için önerilen bir yöntem. Bazıları ise tamamiyle karşı bu yönteme...

Sakinleşme köşesi ise çocuğunuz için uygulayacağız bir yöntem değil. Tamamen sizin için!

Öncelikle hatırlatmak istediğim bir nokta var. Öfkelenmiş bir çocuk, karşısında öfkeli bir ebeveyn ile karşılaştığında kendini çok daha kötü hisseder. Kendinizi düşünün... Eşinize sinirlendiniz; o da inatla size karşı öfkesini gizlemiyor. Şimdi de eşinizi o öfkeli anında kendinizin 2 katı gibi hayal edin. Kendinizi daha mı iyi hissediyorsunuz? Zira siz sinirlendiğinizde çocuğunuzun gözlerinden görünen bu. Üstelik karşısında gördüğü öfkeli DEV’e o MİNİK insan tamamen bağımlı : yemeği için, kendine güven duygusu için, sevgi için, aslında belki de tüm ihtiyaçları için... Uzmanlar çocukların kendi kendine sakinleşmeyi öğrenmeleri için bizim yardımımıza ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. Öncelikle çocuğunuza öfkenin “normal bir duygu” olduğunu ve “kontrol edilebileceğini” anlatmanız önemli.

Şöyle bir arkanıza yaslanıp düşünün o öfkeli anınızı... Nasıl da savaşa hazırsınız, tüm hormonlar bedeninizi, beyninizi ele geçirmiş... Öfkeli bir cümle sarfetseniz, öfkeniz daha da yükselecek! Öyle değil mi? 

İşte tam da sakinleşmeye ihtiyaç duyduğunuz an... 10’dan geri sayın... Derin nefes alıp verin... Ya da sizi bir anlığına sakinleştirecek başka birşey yapın... Yüzünüzü yıkayın mesela... Tabi ki bunlar bir an için yeterli olacaktır. O nedenle ortamı terketmeniz mantıklı olabilir. Ama durun, hemen değil. Önce çocuğunuza sakince “Kardeşine vurduğuna inanamıyorum. Hem de bunun evimizin kurallarına aykırı olduğunu defalarca konuşmuş olmamıza rağmen. Şu an bunu düşünmeye ihtiyacım var; ama daha sonra bu konuyu konuşacağız” gibi içinde bulunduğunuz durumu ifade ettikten sonra hemen koşun sakinleşme köşesine. Bu şekilde çocuğunuz için örnek davranışı ortaya koyup “sinirlenmek normal bir duygu ve ben onu kontrol edebilirim” mesajını da vermiş olacaksınız.

SAKİNLEŞME KÖŞESİ Mİ? O DA NE?

İşte bizim böyle zamanlarda kullandığımız bir köşemiz var. Önceden belirlenmiş hatta seçiminde ve hazırlanmasında çocukların da yardım ettiği bir köşe. Önceleri sinirlendiğimde sadece benim kullandığım ama sonradan sinirlendiklerini anladıklarında çocukların da “ben sakinleşme köşesine gidiyorum” diyerek gittikleri, bazen sinirlensek de kullanmayı unuttuğumuz, bazen kullanmamıza hiç gerek kalmayan...

Bizim sakinleşme köşemizde zaman zaman değişen kitaplar, oyuncaklar, bahçeye bakan camlar (çimenleri görmek sakinleştirir fikri Selim’den çıkmıştı), bir çiçek resmi var. Önceleri yerde kırmızı bir halı da vardı (onu da Sinan istemişti) ama kırmızı renk sakinleşmeme hiiiiç de yardımcı olmuyordu:) Bir süre sonra halı yok oluverdi.

Sizin sakinleşme köşenizde neye ihtiyacınız var? Kitap? Müzik? Resim yapmak için kağıt-kalem? Vazoda taze çiçekler? Günlüğünüz? Örgü şişleriniz? Sizi sakinleştiren herneyse, onu çıkarın evde saklandığı yerden, tam da ihtiyacınız olan köşeye yerleştirin.

TeraziLastikCimnastik

Biz bu köşede sakinleştik!

www.terazilastikcimnastik.com

 

 
Toplam blog
: 20
: 863
Kayıt tarihi
: 06.08.12
 
 

En büyük hayalim mimar olmaktı. Ama Mimarlık fakültesi yerine İşletme Mühendisliği’nin yolunu tut..