Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Saklambaç

Aşk… İnsanlık tarihinin başlangıcından beri var olup olmadığı hala tartışılan bir olgu. Adem ve Havva’da yasak elma ile sembolize edilen; aslında Adem’in cennetten kovulmasına Havva’ya olan aşkını kanıtlama çabası değil midir?

Aşk var mıdır?

Varsa nedir?

Yenilir mi, içilir mi?

İçilirse yemeklerden önce mi sonra mı alınmalıdır?

Aşk nedir?

Kalabalığın içinde saf saf etrafına bakınma dünya toz pembeymişçesine, bir kedi yutmuşçasına midesi tırmalanma, bungee jumping yapıyormuşçasına salgı bezlerinin adrenalin salgılamasına yol açma, kısacası insan vücudunun kendi kendini kandırmasından, kimyasal bir yanılgıdan başka bir şey değil midir?

Yoksa aşk tüm bu heyecan sağanağının bittiği zamanki duyulan acı, melankoli; kederli şarkılar eşliğinde salya sümük ağlamak; tuhaf bir şekilde insanoğlunun kendine acı çektirme dürtüsü, herkesin içinde barınan mazoşist bir kimlik midir? Aslında insanlar birine değil aşkın ta kendisine aşık olmaya meyillidir.

Aşk biter mi?

Aşk ki var olduğunu kabul edersek ömrü ne kadardır? Peki baki kalan nedir aşk bitince? Bağlılık, bağımlılık, sevgi?

Aşkı en iyi anlattığına inandığım “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin ünlü repliğindeki gibi: “Sevgi neydi?” “Emek miydi?”

Aşk, kaç kişinin kapısını çalmıştır ki? Çalmışsa bir defa mı yoksa birkaç defa da olabilir mi?

Aşk kimine göre var kimine göre yok; kimine göre hayatta tadılması gereken en güzel duygulardan biri; kimine göre düşmanına “aşık ol da gör emi!” denilecek derecede kötü bir duygu mudur? Belki de çılgınlık…

Hikaye bu ya… İnsan bedeninin barındırdığı tüm duygular bir araya gelir. Kin, cömertlik, aşk, fesat, çılgınlık ve daha niceleri… Konuşup tanıştıktan bir süre sonra sıkılırlar. İçlerinden biri saklambaç oynama fikrini ortaya atar, diğerleri de sevinç çığlıkları arasında onaylar.

- Ben ebe olayım, der çılgınlık.

Öyle ya, başka kim bu göreve gönüllü olma ister ki?

Bir ağaç gövdesine yüzünü dayayarak başlar saymaya…

1.. 2…3…

İrade yıldızların üzerine, olgunluk bulutların arasına, merhamet ayın karanlık yüzüne, aşk da kırmızı gül çalılıklarının arasına izlemiştir.

98… 99… 100…

Saymayı bitirir çılgınlık ve arkadaşlarını saklandıkları yerden tek tek bularak sobeler; geriye bir tek aşk kalmıştır gizli, ne kadar uğraşsa da bulamaz onu. Sonra fesat yaklaşır çılgınlığın yanına, eline bir çatal tutuşturarak gözleriyle kırmızı gül çalılıklarını işaret eder.

Koşar gider çılgınlık zafer sarhoşluğuyla ve elindeki çatalı savurur, savurur çalılara fütursuzca. Ta ki tiz bir ses gelene kadar…

- Ayyyy

Elleri yüzünde, parmaklarının arasından kan sızarak çıkar aşk gizlendiği yerden. Olduğu yerde öylece donup kalmıştır çılgınlık. Neden sonra pişmanlık içinde kucaklar can dostunu:

- N’olur bağışla arkadaşım, n’olur. Kendimi sana affettirmek için artık yanından hiç ayrılmayacağım; bundan sonra rehberin ben olacağım, der.

Çünkü artık aşkın gözü kördür.

Aşk var mıdır?

Hem … hem varsa bile n’olmuş ki !?

 
Toplam blog
: 4
: 728
Kayıt tarihi
: 26.01.09
 
 

34 yaşındayım evli 2 çocuk annesiyim. Lise mezunuyum, takı tasarımı ile uğraşıyorum. İnsanlarla diyo..