- Kategori
- Anne-Babalar
Saksıdaki mandalina
Bir yılbaşı gecesi ailece ,İneboluda baba evinde toplandık.Sağdan soldan sohbetler oyunlar o kadar çok güldük konuştukki.Nereden bilirdik beraber son yılbaşımız olduğunu. Mutlu ,neşe içinde geçirdiğimiz yılbaşı gecesinden 57 gün sonra 27 Şubat 2001 yılında abimi kazada kaybettim.Düşünürümde evlendikten sonra bütün kardeşler bir araya 2001 yılbaşı gecesi bir araya geldik.Bizi bir araya getiren bir kuvvet olmalıydı diye düşünüyorum.
Meyvelerimizi yemeye başladık.Rahmetli abim mandelinayı çok severdi.Benimle şakalaşmayı çok severdi.Tabağımdaki mandalinaları almaya başladı.Tabi bende ver onlar benim diye epeyce bir dalaştık.Daha sonra ağazına gelen bir mandalinanın çekirdeğini eline aldı.Bak gözün kaldı dişim kırılıyordu diye gülmeye başladı.
Salonda bulunan kauçuk saksısının dibine çekirdeği dikti.
Bende mandalinayı yiyemedim çekirdeğimi bari alayım ne dikiyorsun dediğimde:Bunu elleme sakın ,burada büyüyecek o çekirdek koca ağaç olacak bende mandelina ticaretine başlayacağım dedi,gülüştük.
Tam altı yıl oldu onu kaybedeli.Çekirdek çiçeğin dibinde büyüdü.Bıraktığı hatıraların en kıymetlisi hemde.Annem babam evin içene sığdıramıyorlar.En kıymetli köşe nerede mandalina fidanı orada.Bahçeye dikmeye bile korkuyoruz ne kurursa diye.Hatırasına zarar vermekten korkuyoruz.
Annem hep diyor ha iki gözüm ha o ağaç diye.Sanki benim değilmi ?O parlayan yaprakları her gün biraz daha büyüyen boyu,çoğalan dalları kardeşimin yeşil gözleri gibi parlıyor.Bir zarar gelmesinden korkuyorum.Balkona çıkarttığımızda sanki kuşlar gelecek ,körpe yapraklarını yiyecek diye nöbet tutuyorum.
Ne güzel bir şey bir fidana çekirdekten can vermek.Ne güzelki ona sevgiyle bakabilmek,ne güzelki insanın bir fidanı olması.Ne güzelki hemde çekirdekten büyümesi.Ama en kötüsü onu görememk.
Meyvelerimizi yemeye başladık.Rahmetli abim mandelinayı çok severdi.Benimle şakalaşmayı çok severdi.Tabağımdaki mandalinaları almaya başladı.Tabi bende ver onlar benim diye epeyce bir dalaştık.Daha sonra ağazına gelen bir mandalinanın çekirdeğini eline aldı.Bak gözün kaldı dişim kırılıyordu diye gülmeye başladı.
Salonda bulunan kauçuk saksısının dibine çekirdeği dikti.
Bende mandalinayı yiyemedim çekirdeğimi bari alayım ne dikiyorsun dediğimde:Bunu elleme sakın ,burada büyüyecek o çekirdek koca ağaç olacak bende mandelina ticaretine başlayacağım dedi,gülüştük.
Tam altı yıl oldu onu kaybedeli.Çekirdek çiçeğin dibinde büyüdü.Bıraktığı hatıraların en kıymetlisi hemde.Annem babam evin içene sığdıramıyorlar.En kıymetli köşe nerede mandalina fidanı orada.Bahçeye dikmeye bile korkuyoruz ne kurursa diye.Hatırasına zarar vermekten korkuyoruz.
Annem hep diyor ha iki gözüm ha o ağaç diye.Sanki benim değilmi ?O parlayan yaprakları her gün biraz daha büyüyen boyu,çoğalan dalları kardeşimin yeşil gözleri gibi parlıyor.Bir zarar gelmesinden korkuyorum.Balkona çıkarttığımızda sanki kuşlar gelecek ,körpe yapraklarını yiyecek diye nöbet tutuyorum.
Ne güzel bir şey bir fidana çekirdekten can vermek.Ne güzelki ona sevgiyle bakabilmek,ne güzelki insanın bir fidanı olması.Ne güzelki hemde çekirdekten büyümesi.Ama en kötüsü onu görememk.