Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '07

 
Kategori
Siyaset
 

Salavatını tamamlayamadan idam edildi...

Salavatını tamamlayamadan idam edildi...
 

Irak’ ın devrik lideri Saddam Hüseyin , (ABD’nin tayin ettiği) mahkeme tarafından Duceil’de katliam emri vermekten suçlu bulunarak idam edildi. Müslüman dünyası Hac’ da Kurban Bayramı’ nı kutlarken, barış ve demokrasi havarisi ABD, kılı kıpırdamadan infazın gerçekleşmesine onay verdi. President Bush’ un infazın gerçekleştiği sırada uykuda olduğunu öğreniyoruz. Umarım uykusunda sağdan sola,soldan sağa rahatça dönebiliyor ve sabah uykusunu almış biçimde ortadoğu haritasına bakabiliyordur.

11 Eylül’de saldırı emrini veren Usame Bin Ladin gibi Saddam Hüseyin’de CIA tarafından eğitilmişti. Uzaydan parkta oturan birinin elindeki gazeteyi bile izleme olanağına sahip bir teknolojiyi elinde bulundurmakla övünen ABD, Bin Ladin’ i bir türlü bulamadı. Tıpkı Irak’ta kimyasal ve nükleer silah bulamadıkları gibi.

Yüzlerce yıldır komşu kapısı olduğumuz, kız alıp verdiğimiz,ticaret yaptığımız,”sora sora yolunu bulduğumuz Bağdat ” bombalanırken ve işgal edilirken bizim de yüreğimizin bir yerleri dağlandı. Bugün Saddam Hüseyin idam edilirken neredeyse “oh olsun”diyecek kadar alkış tutan ikiyüzlü batı demokrasisi,çetebaşının idam edilmemesi için adeta bizi ablukaya almıştı. Biz yakın tarihimizde başbakanını ve bakanını idam eden bir ülkeyiz,bu acıyı iyi biliriz. Devleti zarara(!)uğratmakla suçlanan başbakan ve iki bakanını sehpaya gönderdiğimiz yere şimdi çetebaşına nerdeyse karargah olarak veriyoruz. Devleti zarar ettiren siyasi 3 isme karşılık aradan geçen 10 yıl sonra, devlete başkaldırmakla suçlanan 3 gencimizi idam ederek işi nerdeyse rövanş almaya getirmiş bir ülkeyiz.

Bugün gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti idamı savaş sırasında bile kaldıran bir ülke olarak,ölüm cezasına karşı durarak ilkeli bir devlet duruşu dergileme olanağını ıskalamıştır. Saddam Hüseyin’in asılmasını “Irak’ın içişleri”diyerek geçiştirmek yüzlerce yıllık hariciye geleneğine sahip bir devlet dili değildir. Çıkıp ortaya çatır çatır” TC idamı kaldırmıştır,Türkiye’de savaşta bile idam yoktur,biz idama ve ölüm cezasına karşıyız”demeliydik. Malesef ülke olarak bu tarihi fırsatı kaçırdık.

Saddam Hüseyin ülkesinde katı bir yönetim uygulamıştır, baskı ve zulumle muhaliflerini susturmuştur, Halepçe’de katliama göz yummuştur, tarih ve vicdanlar önünde suçludur ; bu görüşlere saydım sonsuz. Ancak bir idam mahkumu olarak salavat getirmesine bile izin verilmedi. Bağımsız ve özgür bir Irak oluştuğunda , bu ülkenin gerçekten bağımsız mahkemelerince verilecek bir idam cezası vicdanları rahatsız etmeyebilirdi. Irak’ ta yetişecek yeni nesillere kim, neyi,nasıl anlatacak?Kuveyt’e girerken, İran’ la savaşırken, Halepçe’ de kimyasal silah kullanırken kimden güç aldı, kimler arkasında durdu, kendisine yardım ve desteği verenler kimlerdi? Bu soruların cevabını artık kimse bilemeyecek. Irak’ ta mezhep ve etnik bir bölünme kaçınılmaz şekilde hızlanacaktır. Bu saatten sonra Irak’ ın bölünmezliği de ABD’ nin bölgeye barış ve demokrasi getirmesi kadar içi boş bir kavram olacaktır.

Ortadoğunun kan ve barut kokulu sıcak ikliminde, güneşin bir gün barış ve huzur dolu ışıkları ile bu coğrafyayı kucaklamasını, üç kutsal dine evsahipliği yapmış bu insanların sonsuza kadar başka acılar yaşamamasıdır dileğim...

Not:Sevgi ağacı İlker arkadaşımın yazısı üzerine bir şeyler yazmayacaktım. Ama bu ülkenin bir vatandaşı olarak komşu kapımızda olan bitenlere karşı seyirci kalmamak gerektiğini düşünüyorum. Hiç değilse içimden geçenleri tarihe ve vicdanıma karşısizlerle paylaşmak istedim.

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..