Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '07

 
Kategori
Dostluk
 

Salıncak

Salıncak
 

“Bitmedi bu ilişki, kesildi diyor. Bıçak gibi. Bitse bu kadar akmaz bu kan. Can bu kadar yanmaz. Tek bir sözün söylenmemesi saplanıp kaldı yüreğime şimdi. Sustukça çevriliyor bıçağın ucu. Sustukça daha derine batıyor.”

Gözünden akan yaş yanağından süzülüp geliyor benim yüreğime akıyor. Aynı bıçağı yemiş gibi oluyorum. Zamansız. Amansız bir acı saplanıyor yüreğime. Gözlerim doluyor. Bir dost yüreğin kesiği benim içimde kanıyor şimdi. Benim içimde sancıyor.

“Nerede bu ince sızının ilacı? İlk sızım, ilk ağrım, ilk hüsranım bu, diyor. İlaç bul, ilaç ol bana. Canım çok yanıyor.”

Keşke diyorum içimden, avucuma alıp da avutabilsem yüreğini. Kendi sevgimi, sıcaklığımı katık edip de bastırabilsem yarana. Onarabilsem tüm incinmişliğini. Binlerce öpücükle temizleyip de kararmış yerlerini yüreğinin, söküp atabilsem tüm kötü sözleri, niyetleri. En güzel ana eşleyip te yüreğini en renkli duvarına asabilsem hayatın, hep orada tutabilsem. Ama henüz erken. Biliyorum.

Herşey sırasıyla aslında bu hayatta öyle değil mi. Şimdi acı çekmenin zamanı mesela. Sonra yavaş yavaş dinmenin, dindirmenin. Yavaş yavaş sönmenin. Köze dönüp de içinde yanan ateşin, dumanının tütmesinin...Ama asla unutmanın değil. Zaman unutturmuyor çünkü. Unutmuş gibi yapmanı sağlıyor sadece. Sarıp sarmalayıp eksilen yerlerini, kaldığın yerden devam ettiriyor. Hadi şimdi sıra sende.

Önce henüz dumanı tüterken üzerinde, zamanın sana uzattığı bavula katlayıp bir güzel özenle yerleştireceksin ona ait herşeyi. Çirkinleşmesin, kirlenmesin bekledikçe, düşündükçe diye lavantalar koyacaksın aralarına. Kitleyip kapatacaksın bir güzel. Belleğindeki az kullanılan odalardan birine yerleştireceksin bavulu, kapatacaksın kapıyı üzerine. Anahtarı kendinin bile hatırlamayacağı bir yere koyacaksın.

Hayat zamanın salladığı kocaman bir salıncak gibi. Bırakacaksın kendini zamanın kollarına sallanacaksın. Bir ileri bir geri gidip geleceksin sürekli. Bir hızlı bir yavaş. Bir geçmişte, bir şimdiki anda. Zamanla alışacaksın. Hepimiz aynısını yapmıyor muyuz zaten. Ve unutacaksın zaman içinde. Aslında unutamadan, unutmuş gibi yapacaksın.

Geride arasıra sadece senin duyacağın, sonsuza dek sürecek bir sızının ince bir fısıltısı kalacak kulağında. Daha sıkı sarılacaksın böyle zamanlarda salıncağın iplerine düşmemek için. Fısıltıları rüzgardan sanacaksın. Rüzgara yoracaksın.

Sonsöz; Zaman unutmuş gibi yapmanın zamanı şimdi hadi. Otur salıncağın bir köşesine, yanıbaşıma. Bir dostun sözüne yasla şimdi başını, bir dostun yüreğine...



*Resim: Salvador Dali
**
Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..