Salome

Oscar Wilde'ın Oyunu..... "Senin bedenine aşığım, Yahya! Bedenin tırpancıların hiç biçmediği bir zambak tarlası kadar beyaz. Bedenin Judaca'nın dağlarında yatan ve vadilere dökülen karlar gibi beyaz. Arap Kraliçesi'nin bahçesindeki güller bile senin bedenin kadar beyaz değildir. Ne Arap Kraçilesi'nin bahçesinin gülleri ne de Arap Kraliçesi'nin baharat bahçesi; ne yaprakların üstünde parlayan gün ışığının ayakları ne de denizin gönlünde yatan ayın yüreği; dünyada senin bedenin kadar beyaz başka hiçbir şey yoktur. Bedenine dokunmama izin ver."

"SALOME"

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki 'söz ver kendine'
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken
tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundan; anladım... F.NIETZSCHE...............

Herode, Salome ve Jean-Baptiste üçlemesinin tutkuyla romantizmin dansa dönüştüğü modern bir anlatımıdır...
Bir Carlos Saura filmi; İspanyol sinema yönetmeni "Diktatörlük bize sinema yapmayı öğretti." demiştir.
Oyuncular; PERE ARQUILLUE / PACO MORA /CARMEN VILLENA ve Aida Gomez; Dansım tutkum, tutkuyla yapılan her şey başarıya ulaşır... Müzikal/ 82dk..2002 MONTREAL EN İYİ SANATSAL KATKI ÖDÜLÜ

Tüylerim Diken diken oldu. Son zamanlarda soluksuz izlediğim nadir filmlerden biri... Kostümlerinden tutun, sahne tasarımına kadar anlatıldığı filmin oyuncularından dansçılarına kadar bilgi alabileceğimiz belgesel tadında bir sinema, tiyatro, bale, dans, flamenko, Fotoğraf, tutku ve intikam özeti... Günümüz gözüyle bakıcak olursam trajikomik geldi... Önce öldürt sonra öl... İntikamın ardından, pişmanlığını canıyla ödeyen bir kadının hikayesi... Oysa krallık bahşedilmişti... Düşünüyorum da Salome kadın değilde erkek olsaydı... Yine öldürtürmüydü, ölürmüydü... Bir an William Shakespeare'ın Romeo ve Juliet'i geldi aklıma... Niyeyse... Sanırım artık böyle oyunlar yapılmıyor. Tutkularımız bile anlık aşk sanılıyor. Özendirmiyor, meraklandırmıyor değil aksine sadece aşk için yaşamak nasıl bi duygu dedirtiyor...

Gece
bitmek üzere fakat
hala karanlık
güneş doğana dek...
güneşimsin
aynaya bakmadan göremediğim gözlerimsin
Mavi....
millerce öteden bile duysam sesini çarpan yüreğimsin
hem mutluluk hemde umutsuzluk gözyaşımsın
tutkumsun sevgilim tutulduğum
güneşim.... dENiz...