Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '09

 
Kategori
Kültürler
 

Şaman ve saya

Şaman ve saya
 

Eser,İsmail Sever Foto:Hüseyin Seyfi


"Şamanizmin Altay halklarının, ilk Asyalıların ve başka bazı halkların eski dini olduğu söylenir ama Şamanizm bir din değil, bir tekniktir…

Şamanizm tam anlamıyla Sibirya, Orta Asya ve Kuzey Amerika’ya ait bir olgudur. Evrenin birbirlerine bir eksenle bağlı katlardan oluştuğu görüşünü ve her yerde hazır ve nazır, her şeye can veren, en basit biçimiyle “ruh” diyebileceğimiz , genelde hayvan biçimli, sayısız görünmez varlığın olduğunu şart koşar." Orta Asya tarih ve Uygarlık—Jean Paul Roux, Kabalcı yayınları

Şamanlığı öğrendikten sonra , eski Türkmen köylerinde düzenlenen “saya” gösterileri ile Şaman veya Şamanlık arasında biraz benzerlik olduğunu düşünmeye başladım.

Ocak ayının yirmi sekizinde gece düzenlenen saya oyunu; kışın ağıllarda, ahırlarda bekleşen koyunların kuzulamaya başlamalarından önce düzenlenirdi. Koyunların saya oyunundaki zil ve def sesleri ile yapılan danslarla, karnındaki kuzuları bırakmayacağı veya düşük yapmayacağı, sağlıklı kuzular doğuracağına inanılırdı.

Ayrıca ‘saya’ oyunu köyün kötü ruhlardan temizleneceğine dair bir inancın ürünü de olabilirdi.

Elleri yüzleri is karası ile boyanmış ve çeşitli hayvan postlarına bürünmüş saya’da rol alan kişiler, ellerinde , çan ve zilleri ile birlikte def çalıp türkü söyleyerek köyü bir baştan bir başa dolaşarak evlere uğrarlar, yaptıkları gösterilerin karşılığında evlerden bulgur ve tereyağ toplarlardı.

Saya’nın evlere gelmesiyle, ahır veya çardağın kapısı açılarak koyunların sesleri dinlemesi sağlanır, oluşabilecek bir uğursuzluk böylece uzaklaştırılmış olurdu.

Biz çocuklar, saya günlerini dört gözle beklerdik. Saya içeri girer girmez , korkar ve ürperirdik. O zaman babam beni kucağına alır ve korkum geçerdi.Babamın kucağında ellerimle oyuncuların kürküne dokunmaya çalışırdım.

Bembeyaz kar kaplı olurdu her yan.Kar ve ayaza rağmen, saya, gününde düzenlenirdi.

Saya kapı önünde ve ev içinde, şöyle bir dolanır, oyuncular dans eder, türkücüler türkülerini söylerdi;

“Şekerim var ezilecek/ tülbentlerde süzülecek/ çok bekletme hanım abla/ kırk kapım var gezilecek”

Aynı dörtlüğe benzer başka dörtlükler de okunduktan sonra, üstü hayvan postu kaplı köse yere yatar, evin erkeğinden bahşiş olarak para alırken, evin hanımı da bulgur ve tereyağ vermek üzere kilere girerdi.

Saya, tüm köyü dolaştıktan sonra, oyuncular bir evde toplanırlar, kostümlerini çıkarırlar, tereyağlı bulgur pilavı pişirerek iştahla yerler ve topladıklarını paylaştıktan sonra dağılırlardı. Hüseyin Seyfi/ Köşektaş

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..