Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

Samimi ifade!

Samimi ifade!
 

Her yazıdan hisse kaparım!

Deneme yazılarına alışamadım yalnız! Orada kafam karışıyor!

“Karmaşık duyguların labirentinde, yolunu kaybetmiş kuşlar misali, gökyüzünün sınırsız özgürlüğünü kaybetmiş olmanın derin telaşını içimde hissederim!”

Cümleyi parantez içine almamdaki sebep bana ait bir ifade olmadığı içindi! Cümlede ifade kopukluğu var mı yok mu da önemli değil. Negatif bir ifade bu alt tarafı.

Yukarıdaki paragrafta her cümlede kullandım ifade sözcüğünü dikkat etmişseniz!

İfade adamı ipe de götürür ipten de alır!

Fıkrada adam ne diyordu?

“Acıyın bu yetime hakim Bey!”

Siz de olsanız duygusal moda girersiniz!

“Oğlum niye annenle babanı kestin inek gibi?” (hakimde duygu namına birşey yok! İnek diyor yahu!)

“Çok muhterem Hakim Bey! Olayın gelişimini anlattığımda empatik algılamanızın vicdani kanaatinizi derinden etkileyeceği inancımı muhafaza ediyorum!” (adam katil değil filozof!)

“Anlat evladım!" (hakimde ılık bir hava esti! Evladım dedi! Cümle etkiledi onu görünüyor!)

“Naciye efendim!”

“Naciye de kim evladım?”

“Efendim, Naciye karşı mahallenin, hatta dünyanın en güzel kızıydı! Yollarımız kesişirdi akşamları iş dönüşünde! Kendisi tekstilde reçmeciydi! Akşamları iş dönüşünde mahallenin dışındaki parkta bir sigara içimi buluşmalarımız olurdu. Hayatımızın hayallerini kurardık! Elli makinelik bir tekstil atölyesi kurup Çin’e karşı fason mücadelesi vermeyi karınca kararınca hayal ediyorduk! Bilirsiniz karıncanın hikayesini!”

“Hangisiydi o evladım?”

“Hani gidemesem de yolunda ölürüm ya demişti ya o!”

“Anladım evladım!”

“ Anneme açtım bu konuyu efendim!”

Dikkat edin Hakim konuyla ilgilendi! Sık sık lafı kesiyor! Hem de evladımlı!

“Eee?”

“ Bana , sakın baban duymasın; ne idüğü belirsiz insanlarla hısımlık kurup da sülalemizin adını lekeleyemeyiz, bizim asaletimiz var dedi!”

“Niye öyle dedi ki evladım?”

“Efendim dedemlerden biri Satılmış Ağa diğeri Memiş Ağa namıyla tanınırdı! Bu kızın sülalesi fakir! Bir dilim ekmeğe muhtaç insanlar!”

“Yok yahu!”

“Ne yazık ki öyle efendim!”

“Devam et oğlum!”

“Gene bir akşam üzeri işimizden çıkmış, mahallenin dışındaki kuğulu parkta Naciye ile geleceğimiz hakkında kafa patlatıyorduk ki annemle babam ellerinde birer kazma sapıyla parktan içeri girdiler!”

“Eyvah!”

“Eyvah ki ne eyvah Sayın Hakim Bey! Naciye kim bu magandalar dedi!“

“Annenle babana!”

“Bilmiyordu ki kız onların annemle babam olduğunu? Bilse kalkar ellerini öperdi!”

“Tabi canım!”

“Allah yarattı demiyorlardı Sayın Hakim Bey! Tam on günlük iş yapamaz raporu alırsın yediğin o dayakla yani! Öyle dayak yedik!”

“Naciye de mi?”

“O da çocuğunu düşürdü efendim!”

“Ne çocuğu evladım?”

“Anlatmamıştım değil mi? Özel bir konuydu diye herhalde! Üç aylık hamileydi Naciye!”

Hikayeyi burada kesiyorum! Sonunu çoğumuz kestirebiliyoruz sanırsam! (bugün de kesmekten gittik!) Bu adamın nefsi müdafadan az bir ceza yiyeceğine adım gibi eminim. Adam duygu sömürüsünün kitabını yazmış! ( Biz de yardım ettik avukatı olarak!)

İfademiz bizi ne kadar yansıtıyor bu çok önemli!

Mimiklerimiz bile samimiyetimizin göstergesi!

Protokole bakıyorum da bazen, hanımın biri duvara bakıp gülüyordu! İnsan arada bir mimik kontrolü yapar değil mi! Gelirken buzluktan çıkarıldığı için çözülmemiş daha!

Bunlar beni etkiliyor arkadaşlar!

Konu buydu!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..