Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '14

 
Kategori
Kitap
 

Samimiyet

Bu sıralar çok sorguladığım bir kavram, “ samimiyet “.Onunla ilgili bir sürü yazı okuyorum değişik bakış açılarına sahip. Belki bunların arasında bana uyan bir tanıma rastlarım diye. Fakat anlatılmaz yaşanır dercesine; elimde şu an okuduğum bir öyküden geldi yanıt.

Elimdeki kitap, bir arkadaşımdan aldığım “ Kilim Tüccarı “ adlı bir yapıt. Yazarı Meg Mullins. Kitabın kapağında; “İki aşığın zorluklarla inanılmaz mücadelesi… “ şeklinde bir not var. Bu kısmından hareketle kitabın bir bölümünde geçen diyoluğu aynen aktaracağım:

“Kendini affettirdin “ dedi ağzını silerken. “ Eline sağlık, çok güzel olmuş! “

“Umarım öyledir. Kendimden başka kimseye yemek yapmamıştım.”

“Öyle mi? “

“Öyle ya… “

“Nasıl olur? Yani, evliydin sen? “

“Farak’ a hiç yemek yapmadım ben.”

“Neden? “

“Bilmiyorum. Adetten değildir bizim oralarda. Hasta olduğunda bile, kız kardeşleri ya da arkadaşları yemek getirirdi. Yatakta ona yedirirlerdi. Ben masada yerdim. Tek başına. Ya da annemle.”

Sessizlik oldu.

“ İran farklı bir yer. Amerika’ dan çok farklı. Çok… Nasıl diyorsunuz… İçine kapalı bir yer. “ Ushman ona evliliğini anlatmaya çalıştı.

“Benim doğup büyüdüğüm yer de çok içe kapalıdır. “

“Sen Amerikalı değil misin? “

“Amerikalıyım tabii. Ama güneyde büyüdüm. Amerika’ nın güneyi. Küçük bir çevrede, geleneklerine bağlı insanlar arasında. Boşanmak hoş görülmezdi mesela. Homoseksüellik. Evlilik öncesi seks.” Stella kızardı. Ushman hafifçe öksürerek boğazını temizledi. “ Bizim oralarda da erkekler pek yemek yapmaz, söylemek istediğim buydu, aslında.”

“Unutmuşum. New York çok büyük bir şehir. Tüm ülke bu şehirden ibaretmiş gibi geliyor bana. Ama başka yerler de var Amerika’ da elbette. “

“Hem de bir sürü.” Stella güldü. Yemeğinden bir lokma daha aldı. “ Babam bana hiç yemek yapmadı.”

Ushman arkasına yaslandı. “ Hiç mi yapmadı? “

“ Evet. Bizim ailede erkekler yemek yapmaz. Hele de bu kadar lezzetli. Kimden öğrendin? “

“ Kendi kendime. İzleyerek. Anılarımı gözümün önünde canlandırarak. Çok garip… İran’ dayken nasıl yemek yapıldığını izlediğimin farkında bile değildim. Dikkat etmemiştim. Daima yemek pişerdi. Hayatımın bir parçasıydı bu da. Farkında olmadan defalarca dinlediğin bir şarkı gibi. Sonra birden tüm sözleri bildiğini fark edersin ya! “

Kitaptan alıntı şimdilik bu kadar yeter. Tanımlamaya gerek kalmadan ben bu satırlarda “ samimiyet “ denilen o duygu hissettim. Ne hoş!

Demek ki dedim kendi kendime: Dürüstlük, açıkfikirlilik ve isteklilikle yapılan her paylaşımın içinde “ samimiyetin “ hiç farkında olamasak da nasıl gizlendiğini ya da fark edebilirsek ne kadar doğal yaşandığının bir göstergesiydi bu. Tıpkı o ezberimizde olan şarkı gibi.

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..