Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

17 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

Şampiyon Bursaspor YÖNETİMİNİ Kutluyorum! (!)

Şampiyon Bursaspor YÖNETİMİNİ Kutluyorum! (!)
 

İnternet Ç-Alıntı


Bursaspor'un hak ettiği şampiyonluk kutlu olsun.

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Eskişehirspor, Bursaspor, Ankaragücü, Gençlerbirliği ve diğer bütün takımların sayın yönetici ve taraftarlarına!...

Türk Futbol Sanayinin KOCAMAN Yöneticilerine!

Futbola bir üretici gözüyle bakacak olursak eğer, aralarında hiç bir farkın olmadığını göreceğiz.

Bir fabrika kurulduğunu düşünün önce bu fabrika ne için kurulur?
Tabi ki bir üretim için ve üretimin ardından belirli bir kar marjı sağlamak için.
Bu kar marjı sınırlı mıdır?
Hayır değil sonsuzdur .

Kim kazandıkça, ''aman be. Bu kadar kazandım. Bu bana yeter.'' Der?

Kimse demez tabii ki de kazandıkça kazanmaya bakar..
Futbol takımlarıda öyledir.
Kazanmaya çıkar sahaya; ''Bu maçta şöyle bir güzel yenileyim'' demez!
Peki öyleyse; bir fabrika nasıl kazanır?
Kaliteli bir üretim ve geri dönüşü olan bir hizmetle. Sağlamlık ve tüketiciye sağladığı mutlulukla.. Paralel olarak satılan mallarının tutulması ve arz talep dengesiyle.

Yani ne kadar bu marka mal aranıyorsa, üretiminin o kadar fazla olması sahibine getiri olarak kar marjının artmasını sağlar.. Kazandırır da kazandırır sahibine! Allah bin bereket versin..

Hangi fabrika sahibi, kazanan kazandıran makinesini ve işçilerini atar?
Hiç kimse!
Çünkü; bu altın yumurtlayan tavuğu kesmeye benzer..
Öyleyse yapılacak şey nedir?
İyi bir fabrika kurmak, iyi makine ve iyi personel alıp bu planı uygulamaya geçirmek. (Yani benim dediğimi yapmak. :)

Burada bitmiyor iş!

Makineleri kurduğunda makinenin ömrü 5 seneyse ve sen 5 sene makineye bakım yapmazsan, bozulduğunda ikinci bir sağlam yedeğin de yoksa, bu fabrika 5 sene sonra makinelerin bozulmaya başlamasından, ürünlerin kalitesiz çıkmasından satışın azalır, azalınca satış kar marjındaki hedefi düşürmeye başlar ve sonuç iflas.

Öyleyse ne yapmalı?

Standart sağlamak için, önce makineleri ilk günkü yeniliğinde tutmalı ve bakımlarını tam yapmalı..
Bunları yapacak kalite güvence elemanlarını eğitmeli.

Ay ben bunlarla uğraşamam karışır dememeli!
Oturmalı adam gibi plan yapmalı.
Mesela diyorum!

Kişi PC başında oyun oynayacağına kendine takvimli bir plan hazırlamalı. PC’yi açtığında bugün ne yapacağı önünde olsun diye!

''Bugün A makinesinin bakımı var.'' onu yapın diyebilmeli.
''Yedeğini B makinesini devreye sokun. O devam etsin.'' diyebilmeli.

A makinen bozuk ve bakımsız, B makinen ondan beter. Devreye girince çıkardığın makineyi arıyor oluyorsun..
Keşke bakımsız arızalı falan ama o olsaydı da hiç olmazsa, defolu - mefolu, idare ederdi. Üretilen mal, o takımın yedek oyuncusu gibi ne yaptığı belirsiz olan başka bir oyuncu dersen ondan daha beter.. Al birini vur ötekine..

Bu arada, çok talep olursa ikisi de devreye girebilmeli. Sonuç da ikisi de bakımları olan ilk günkü gibi sağlam değil mi? Ve bunları denetleyen bir kalite mekanizman var.. Personelin var.. Onlar işlerini aksatırlarsa o zaman onları değiştir ve yapanı bul.. Bul ki, sonuçta kar senin kazancın değil mi efendim? Ama nerdeeeeeeee?

Hah işte. Futbol takımlarındaki oyuncular ve yönetimler de bana göre böyleler!
Sen çalışmayan bakımsız makineyle iş yaparsan kazancın belli zaman olur. Oda makineler sağlamken!
Gerisi? Gerisi bu makineleri zamanında bakım yapmaz yağını suyunu vermezsen, yedeğin de yoksa.
Olsa bile, onun da bakımı yoksa? Bir zaman gelir ve fabrika stop eder..
Futbolcular da öyle!

Fabrikaların kazancı paraysa; futbol takımlarının kazancı da puan ve galibiyetlerdir..

Eğer, futbolcun arızalı makine gibiyse, yedeğinde aynıysa, markan olsa ne yazar?

GÖNÜL YAZAR DEĞİL Mİ EFENDİM?

GÖNÜL YAZAR!

Sen hiç evinde sesi olan ama görüntüsü olmayan saniye marka TV’la komşuna hava atabilir misin?
Demez mi o zaman komşun Ahmet Bey; ''yahu bunda görüntü yok. Ama markası saniye?''

Komşunun spot mağazalardan alma eski TV’si ondan daha iyidir..
Markası olmasa bile, onda hem ses var, hem de görüntü.
Futbolcular da öyle. Adı olmuş ama gerisinin önemi yok!
Oynayamıyor, koşamıyorsa ne anlamı var adının?
Çok fakir bir takımın oyuncusu ruhunu koyuyorsa oyuna, o daha değerlidir! (bence)

Öyleyse ne yapacağız?

Yönetici olacağız..
Önce; sağlam yönetici!
Sonra; kaliteye ve bakıma önem vereceğiz. Bunları yaparken de deneyimli personelle yapacağız. Planların dışına ASLA çıkmadan ve aksatmadan.

İşte o zaman, kar marjına kota koyamazsın. Çünkü; onu zaten her zaman yükselen grafik gösterecektir..
Yoksa!
Bizim tuttuğumuz takımlardaki gibi, as solistlerin hepsinin bir araya geldiği, sadece markası olan ama görüntüsü olmayan saniye marka TV’na benzersin. Yakında senin yerinde hurdalık olur.. Saniye TV gibi değil mi?

Yol yakınken aklımızı başımıza alalım da yönetici olup sağlam bir fabrika kuralım ve sonra; ''ay kriz geldi ben iflas ettim.'' demeyin!

Zaten kriz gelmese de sen iflas edeceğin zemini kendin hazırlıyorsun efendi..


Azıcık yüksek sesle!

TELEVİZYONUN saniye’yse GÖRÜNTÜ YOKSA, TAMİR ETTİR, YA DA AT. YENİSİNİ AL ki SAĞLAM OLSUN.

EĞER BAŞARIYI DÜŞÜNÜYORSAN!

HEVESİN GEÇİCİYSE, KOMŞUN GİBİ SPOT MAĞAZADAN BİR TV AL 5 SENE İDARE EDER ZATEN..

HARCAMA KULÜBÜN PARASINI BOŞU BOŞUNA.. ARIZALI saniye’ye TL.ler VEREREK.

MADALYONUN DİĞER TARAFI da TABİİ VERDİM DEYİP, SEN CEBİNE KOYMUYORSAN..

DEDİK YA ÇUVALIN AĞZI AÇIKSA VE SEN DOLDURMAYA BAKMIYORSAN KENDİ ÇUVALINI.
DEĞİL Mİ EFENDİLER?

ŞU MİLLETİN BİR TEK MUTLU OLDUĞU FUTBOL TAKIMLARI VAR.. ONLARIN GALİBİYETLERİYLE SEVİNDİĞİ.
BU MUTLULUĞU BARİ (!) ELLERİNDEN ALMAYIN SANAL YÖNETİMLERİNİZLE. (2. basım)

''Melekler Yüreğinden Öpsün ŞAMPİYON''

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..