Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '10

 
Kategori
Anılar
 

Samsun hatıram

Samsun hatıram
 

SAMSUN


1980 li yıllarda Samsun'a kara ve hava yolu ile bir kaç kez gittiğim için anılarım farklı bir açılardan.

Samsun denince aklıma şehrin orta yerinde liman için mahvedilmiş koy hemen önünde tren vagonları iskelesi, vagonların arkasında meşhur balıkçı Fehmi, çarşının ortasında klasikleşmiş Cumhuriyet Lokantası, (şimdiki Büyük Samsun) Turban Oteli, yükseğe yapılmış inişi zor hava alanında rüzgar uçurmasın diye yere halatla bağlanmış iki kişilik küçücük bir uçak, zamanın körfez lokantası ile Ordu yönünden şehir merkezine koşarak giden çırılçıplak bir adam, tarlaya ektim soğan türküsü ve Bafra gelir.

Bir şehrin liman için nasıl katledildiğini görmek için Samsuna gitmek yeter, daha fazlasını yazmak istemiyorum.

Limanda lüferi çok kıvamında pişiren ama midyeyi de taratorsuz sunan Balık Lokantası soruya karşılık o zaman midye değil tarator yemiş olursunuz gibi çok doğal bir ifade.

Cumhuriyet Lokantası Anadolu’nun her yerinde bulunabilen klasik ev yemeklerinin restoran versiyonunu sunan en elit lokantasının servisine ve lezzetlerine diyecek yok.

Samsun'un sosyal yaşam ritüellerinden olan hafta sonları Bafra yolundaki Körfez Resturantta semaver eşliğinde her çeşit pide merasimi, bu süper keyfi anlatarak vurgulayamam ancak yıllar sonra tekrar gittiğimde tek katlı ahşap restoranın yerine çok katlı bir beton binayı ve yaşanan hafta sonlarının deforme olduğunu görünce anımın tarih olduğu yaşadım ve keyfim kaçtı.

Türkiye'ye lüks otelciliğin yayılması için devletin kurulan Turban zincirinden biri de Samsun'daydı ve o dönem Samsun'la özdeşleşmiş Hasbi MENTEŞOĞLU misafirlerini Turbanda ağırladığından orada çokça görmüştüm ve iş yaşamında hızla büyüme üzerine kısa bir sohbetimiz olmuştu.

Şehrin Ordu istikametinden bulunan bölge müdürlüğünde bir sabah çalışma yaptığımız odanın penceresinden bir adamın çırılçıplak şehre doğru koştuğunu fark ettik ve izlemeye başladık şehir yönünde gözümüzden kaybolan kadar öylece gitmişti sonra ne oldu bilmiyorum ama adam çırılçıplak şehri fethetmeye gidiyor gibiydi.

Bir akşam yemeğinde bulunduğumuz mekanda bir erkek oynamaya kalktı, tarlaya ektim soğan türküsünün müziğini istedi ve yalansız adam yarım saat tek başına tarlaya ektim soğan cümlesini tekrarlayarak oynadı, çok ilginç bir durumdu sonlanırken oynamaya doymamış bir hali vardı…

Samsun’a gelmişken sonraki yazımda Çorum’a gidiş gelişimi yazdıktan sonra anlatıma sahilden devam edeceğim.

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..