Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Sana açıveren isyankar papatya...

Sana açıveren isyankar papatya...
 

Yalnız değilsin...


Batman'da yasadışı bir gösteriye katıldığı ve polise taş attığı gerekçesiyle 3 aydan beri tutuklu yargılanan 15 yaşındaki Berivan kız yargılandığı ilk duruşmada 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı!

Tahliye umuduyla çıktığı hâkim karşısında gözyaşlarına boğulan Berivan, 7 yıl 9 aya indirilen cezasını çekmek üzere cezaevine gönderildi. Berivan, ceza aldığı "propaganda" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediğini söyledi. Ailesiyle birlikte köyde yaşadığını belirten Berivan, o gün köyden, il merkezinde bulunan teyzesini ziyarete geldiğini, gösterilerin arasında kaldığını, polisler tarafından gözaltına alındığını belirterek, "Ben polise taş atmadım. Olaylarla ilgim yok olay günü teyzemin evine gidiyordum. Yolda yürürken gösteri yapan topluluğu uzaktan fark ettim. Merak ederek kalabalığa doğru yürüdüm. Olay yerine varmadan polis kalabalığa saldırdı.

Beni de gösterici sanarak gözaltına aldılar. Polisler beni dövdü. Çok korkmuştum. Ne söyledilerse kabul ettim. Dayak yememek için polise taş attığımı, grubun içinde yer alıp slogan attığımı yüzümü poşu ile kapattığımı söyledim. Suçsuzum, beni serbest bırakın" dedi.

Ama bırakmadılar…

Demir parmaklıkların arkasına attılar Berivan kızın 7 yıl 9 ayını…

Ah be Berivan’ım istedim ki dün gece

Başında bir saç teli olaydım…

Gözündeki yaşda tuz…

Sessizliğinde ki ses…

Ya da

Demir parmaklıklardan içeri dolan kar tanesi…

Avluda sana açıveren isyankâr papatya…

Battaniyendeki iplik…

Yüreğindeki özlem…

Çaresizce

Yalnız değilsin adına…

Sen şimdi nasıl da korkuyorsun, nasıl da kimsesiz hissediyorsun kendini ve nasıl da inancını yitirdin tüm insanlara…

Dün gece 15lik kızların kimisi evde,

Kimisi arkadaşlarıyla sinemada,

Kimisi Sömestr tatili dolayısıyla kayakta,

Kimisi yaş günü kutlamasındaydı…

Ve uyku zamanı,

O yaşlardaki çoğu çocuk gibi,

Sıcacık yataklarında gelecek düşleri kuruyorlardı.

Belki ilk sevgiliye, belki okunacak okullar, belki girilecek işlere uzanan yollara açılıyordu rüya kapıları…

Ya Berivan…

15 yaşındaki Berivansa soğuk bir hapishanenin demir ranzasında gelecek 7 yıl 9 ayının ağıdını yakıyordu !!!

Ve

Sonraki yıllarına vurulmuş “ SUÇLU” damgasını ilmik ilmik beynine yüreğine sığdırmaya çalışıyordu…

İsyan bile edemiyordu suçsuzluğunu kanıtlayamamış olmasına…

Ya da

O yaşta bilinçsizce kendisine suç işletenlere…

Kime edecekti isyanını? Paçavra gibi atıvermişlerdi içeri !

Tek başınaydı işte gecenin karanlığında!

Korkuyordu,

Annesinin koynunda olmak istiyordu…

Kardeşlerinin sidik kokusunu içine çekmek,

Babasının sigara kokan ellerini öpmek,

Mahalledeki çocuklarla kavga etmek,

Kahkahalar atmak , avaz avaz ağlamak,

Burada yapamadığı ne varsa hepsini ama hepsini istiyordu işte…

Neresi olursa olsun bu soğuk parmaklıkların dışında olmak istiyordu…

O çok korktuğu köy mezarlığında bile yatmaya razıydı yeter ki çıkarsınlar onu buradan…

Suçlu ya da suçsuz ne fark eder o daha 15 yaşında bir çocuk!!

Yasalar önünde reşit olunmayan bir yaş yasaların ceza vermesi için yeterli görüldü.

15 yaşında Berivan kız anne-baba izni olmadan yurtdışına gidemez !

Evlenemez!

Okuyamaz!

Tek başına ev tutamaz!

İşe giremez!

Ama

HAPSE GİRER!!

Çünkü ona inanılmamıştır,

Suçsuzluğunu ispatlayamamıştır,

Ya da

O taşı o sloganı atmış bile olsa ona yaptığının yasalarca doğru olmadığını anlatmak gibi bir yol seçilmemiştir…

Çünkü

Arkasında milletvekili amcaları, fabrikatör dayıları, mafya ağabeyleri yoktur…

Oysa ne olurdu kolaycı yol seçilip çocukluğunu, ilk gençliğini, genç kızlığını, oyunlarını, sevgilerini, isteklerini, umutlarını, hayallerini, geleceğini hapishaneye gömmek yerine; sorsalardı Berivan’a “ sen nasıl bir gelecek istersin” diye…

Çok mu zordu kaldığı yerden eğitimine devam ettirmek?

Çok mu zordu bir işe yerleştirmek?

Ya da hayatını kazanacağı bir meslek kursuna yollamak…

Ve

Toplumdan koparmak, inancını , güvenini, geleceğini yok etmek yerine bir insanı kazanmak çok mu zordu !!!

Haydi diyelim ki bir kız çocuğu bu ülke için tehdittir yönetenlerin ve yasa koyucuların gözünde,

Peki bu ülkeyi yöneten , halka örnek olması gerekenlerin bunca yıldır seçim meydanlarında vaat ettikleri sözleri tutmamaları nedir????

Sahi ne denir sözünde durmayanlara?

Seçim meydanlarında milletvekili dokunulmazlığının kaldırılacağına ilişkin vaatlere rağmen, TBMM'ne gelen 251 dokunulmazlık dosyasının kaldırılmasına ilişkin suç dosyalarına rağmen, hiçbir milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılmadı.

Milletvekillerinin işledikleri suçlarla ilgili dokunulmazlık dosyası sayısı 1920’den bu yana en yüksek rakama ulaştı. 22. Dönem’de 298 olan dokunulmazlık dosyalarının sayısı 523’e çıktı.

Dokunulmazlığı kaldırılması istenen 523 dosyadan 384’ü DTP, 131’i AKP, 53’ü CHP, diğer dosyalar ise MHP, DSP ve bağımsızlara ait

Milletvekilleriyle ilgili TBMM'de bekleyen suçlamalarla ilgili dosyalarda yer alan iddialardan örnekler:

Devlet İhale Kanunu aykırılık, görevi kötüye kullanmak ve resmi evrakta sahtekârlık, resmi alım-satımlara fesat karıştırmak, avukatlık görevini kötüye kullanmak, görevi suistimal, görevde müessir fiil, hakkı olmayan yere tecavüz, yalan beyanda bulunmak, görevde yetkiyi kötüye kullanmak, hizmet sebebiyle emniyeti suistimal, bir kısım kooperatiflere usulsüz arsa tahsis etmek, sahte olarak tanzim edilen resmi evrakı bilerek kullanmak, teşekkül halinde akaryakıt kaçakçılığı, kurumu zarara uğratmak, kamu kurumunu dolandırmak, , gerçeğe aykırı puantaj bildirimlerine dayanarak haksız ödemelere neden olmak, görevli memura hakaret, hırsızlık, faili belli olmayacak şekilde adam yaralamak, tehdit, cezaevine yasak madde sokmaya çalışmak, kaçak su hattı çekmek suretiyle hırsızlık, kaçak elektrik kullanmak, silahlı yağma suçuna azmettirmek.

1961–1965 yıllarında 265 dosya, 1965–1969 döneminde 391 dosya, 1969–1973 döneminde 263 dosya, 1973–1977 döneminde 235 dosya, 1977–1980 döneminde 312 dosya, 1983–1987 yıllarında 115 dosya, 1987–1991 döneminde 249 dosya, 1991–1995 döneminde 301 dosya, 1995–1999 yıllarında 264 dosya, 1999–2002 döneminde 247 dosya. 2002 tarihinden bu yana gelen dosya sayısı da 251'e ulaşmış durumda.

Ah Berivan kız ahhhh!

Nasıl da bir tehlikeymişsin bu ülke için…

(Rakamsal bilgiler netten alınmıştır)

Sevtap Özkahraman

(Ankara- 29/01/2010)

 
Toplam blog
: 121
: 745
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

1958 Balıkesir doğumluyum. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunu..