Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '12

 
Kategori
Deneme
 

Sana dair

Sana dair
 

Gitme, kal!


Bir varmış, bir yokmuşsun!

Belki de en iyisidir veda etmemek. Böylelikle bir gün yeniden görüşme umudunu yaşatmış olurum içimde. Sadece umut vaat eden bu sözler, kendimi kandırmaktan başka bir işe yaramazken,  ben nedense kanmak istiyorum bu yalana. Çünkü sensiz bir gelecek yok benim düşlerimde. Ne bir başkasını düşünebiliyorum yanımda, ne de senin yanında bir başkasını… Herkes o kadar yabancı ki bana, korkuyorum. Hep aynı soruyu sorup duruyorum kendime; ‘Neden?’

Yalnızlık hiç iyi bir arkadaş değil inan. Tek bildiği, bana seni hatırlatmak. Ya baş başa kaldığım dört duvara ne demeli? Acıyı söyleyen dost gibi tüm pişmanlıklarımı yüzüme vuruyor durmadan. Her biri iğne gibi batıyor yüreğime. İçimdeki yara(N) belki bir gün kabuk bağlar ama henüz değil. O yara kapansa bile izi daima kalacak. Sonuç ne olursa olsun, hiçbir şey seni ne kadar sevdiğim ve bende ne kadar değerli olduğun gerçeğini değiştirmeyecek.

Asıl şimdi başlıyor seninle olan mücadelem. Tam da sensizken... Aşk budur! Aşk, sensizliktir. Kavuşsaydık onun adı aşk olmazdı ki.

Yoksa hatırlamıyor musun? Unuttuğuna inanmıyorum! Yalan söylemeyi beceremezsin sen. İşte bu masum haline aşığım sevgilim! Bana her ‘seni seviyorum’ dediğinde, yalan söyleme ihtimalinin olmamasını seviyorum. İşte sana bu kadar güveniyorum.

Kim bir daha sıkı sıkı tutar ki ellerimden? Aynı güven hissini kim verebilir ki senden başka? Beni, senden başka kim böyle sever ki? Köpek gibi pişmanım desem… Önünde diz çöksem? Bir zamanlar çok sevdiğin bu ‘ben’i affeder miydin? Bir ömür boyu sürecek pişmanlık ihtimallerini benimle birlikte ortadan kaldırmak istemez miydin?

Sendin bana şairane sözler söyleten. ‘Güven’ kelimesinin anlamını sende okudum, gözlerinde gördüm, ellerinde hissettim. Çok iyi birer arkadaşken ne kadar da kalabalıktık biz seninle. Sen, ben yoktu. Bizle tanışmıştık resmen.

Bendeki ‘sen’ hastalığı hiç geçmeyecek. Çaresi var diyorlar; zaman! Ama zamana bırakınca ya seni kaybedersem? O zaman istemiyorum. Varsın geçmesin. Sen ben de hep bir ‘ben’ gibi kal olur mu?

Seninle beslenen ruhum şimdi aç ve susuz. O kadar özlemle doluyum ki, çaresizliğin dibine vurmuşum! Teselli ne bir kadeh içki de, ne de seni anlatan şarkılarda. Tek teselli senin gözlerinde, samimi sözlerinde, sıcacık nefesinde… Ama şimdi hepsi uzak bana. Etkisiz eleman rolü üstlenen mantığım bir kenara çekilmiş, tüm duygularım cirit atmakta..

Unutmak sözcüğü bizim lugatımıza hiç gir(e)medi. Şimdi yabancı sözcükleri diline almaya nasıl cüret edersin?

İlk aşklar unutulurmuş, seninle öğrendim. Ama ilk sevgiler, ilk sevgililer asla !!!

 
Toplam blog
: 19
: 2629
Kayıt tarihi
: 13.02.12
 
 

1988, Bursa doğumlu. En büyük tutkusu kitaplar. En büyük ihtiyacı yazmak. Hayatta bütün fikirleri..