Sana geldim..

5 nolu kapı….düz git…sağa dön… Git biraz, sola dön.Düz git…Sağa dön…Önüne gelen dik yokuşu çık…Sola dön…Biraz daha çık…Sol alt taraftan yukarı çık.İşte burada dur… Ebedi adresinde yatan ama aslında yüreğime gömdüğüm güzele, yüreğime gömdüğüm canana, mihribanıma, yanındayken sevmelere doyamadığıma, kalp ağrıma, sevdası yüreğime mühür olana, yarım kalan şiirime, taş plak şarkıma…Ve geldiğim için çok ama çok mutlu olduğuna inandığım anneme geldim…Geldim..Sana geldim..Yanımda yüreğimle, dilimde duamla, gözlerimde görmeyi hiç istemediğin iki damla çiğ tanesiyle sana geldim..Kızma göz yaşlarıma., çiçeklerin üstündeki çiğ tanelerini sen de severdin .Ve biliyorsun ya, bana da karanfilim derdin..Çiğ damlalı bir karanfilim bu gün… Sana geldim.

Sen yanımdayken hiç bu kadar dolambaçlı değildi adresin.Altıncı sokak, numara otuz yedideydin.

Hiç bu kadar dolambaçlı olmamıştı sana gelmek.”Annem” derdim, yanımdaydın.

“Yavrum “ derdin, yanındaydım.

El uzatır “can” derdin, el uzatır “canım” derdim.

Dolu dolu söyler, dolu dolu kızar, dolu dolu severdin.

Hiç bu kadar dolambaçlı değildi seni bilmek..

Sevgin ay gibi doğardı yüzüne.Hiç bu kadar sisli, hiç bu kadar dolambaçlı değildi seni görmek..

Ama bilesin ki can özüm, bilesin ki yüreğimin mayası, sana gelmek küçücük de olsa azaltıyor ciğerlerimi, burnumu sızlatan özlemini.Bal böceğinin iğnesi batmış gibi derdik ya hani..Öyle acıyıveriyor yüreğim, özlemin çoğaldıkça..Vuruşları ritim tutmaz oluyor kalbimin, özlemin çoğaldıkça..

Neyse bu senin özlemin, kalemin anlatabileceği bir şey değil, sığacak gibi de değil satırlara…Varsın dursun yüreğimde...Gelirim yanına ben, bir yürekle, bir çiçekle…Bekle beni, gelirim ben..Bir dolambaçlı yolun sonunda da olsan da..

Bekliyorsun ya…

Lillo 24.04.2008