Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Portakal Çiçeği ve FISILTI

http://blog.milliyet.com.tr/elvince

12 Kasım '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Sanal alem

Sanal alem
 

Eskiden beri bilinir. ''Spiritüel Alem'' kitaplara göre ''Ahret''. Şimdi ise elle tutulur vaziyette ve her literatüre girmiş ''Öbür alem'' de denilen spritüel olaylarda medyumlar, harikalar yaratmışlardır. Bu medyumlar, uyutuldukları anda, gıyabında cereyan eden olayları, trans hale getirilince, çözebiliyordu.

Muhtelif kongrelerde doktorların tebliğlerinde bile bu karmaşık olayların zincirleri,bir bir ortaya çıkıyorsa da, pek de üzerine gidilmiyordu. Ama bu sıralar medyumluk dünyası kıpırdanıyor.

Faili meçhul cinayetler aydınlansın diye, medyumlar uyutulup, kendilerinden bilgi alınması esasına dayanan bu usul, bizde henüz revaçta değil. Evlerdeki özel seanslarda ise, gözde bir meteryal.

İşte.Lügatlarımıza giren ''Sanal'' ortamda,bunlar da konuşulabilir artık.Niçin tecrübeli polis medyumlarımız olmasın? Bu öyle kurslarla temin edilecek bir haslet değil tabi.Beceri ve kabiliyet esası mühimdir.

Dr. Bedri Ruhselman'ın talebeleri, sessiz ve derinden çok aşamalar kaydettiler. Henüz yeryüzüne çıkamadılar. Bunlardan bir Kemal Ayas, çok eskiden Jandarma Subay ve Tatbikat Okullarında bir konferansta, gösteri yapmış, emniyetten, askeriyeden önde gelen simaları, müsteşarları ve Genel Müdürlerini, daire başkanlarını bir salona toplayarak bir şey ima etmişti: ''Medyumlarla, faili meşhul olayları aydınlatmak..''

Sahneye bir koltuk kondu. Salondan bir kişi sahneye çağrıldı. Bir avukat çıkıp geldi.Koltuğa oturdu. Kemal Bey, ''Telkin yolu'' ile bir deney yapmak istiyorum dedi ve başladı. Misafirinin avuçlarını ve parmaklarını kavradı operatör. Parmak uçlarını, şahsın kendisine doğru sürterek oğuşturmak suretiyle ''Paslar'' verdi. Ve sık sık ''Uyumak üzere olduğu..'' Göz kapaklarının gittikçe ağırlaşarak kapandığını'' ''Yorgun'' olduğunu söyleye söyleye telkinde bulundu. Ve adam uyudu. Bir çatal veya yorgan iğnesi istedi. Adamın elinin derisinin bir ucundan girdi iğne, diğer taraftan çıktı. Adamın kılı bile kıpırdamadı. Adamcağıza, uykuya dalma safhasında son söz olarak: ''Ben Kemal Ayas. Seni, benden başkası uyandıramaz.!'' demişti.

Kemal bey bizlere döndü ve: ''Ne söylersem yapmağa amade dedi. Ve uyuyan adama, çok susadın. Uyandığında bir fıçı su içmek isteyeceksin. Ama yarım bardak ancak su içebileceksin. Ve bardağı elinden düşürüp kıracaksın.'' diye telkinde bulundu. Ve hemen bir mizansen hazırlandı. Bir masa, iki sandalye. İki adam kağıt oynamağa başladılar. Birisi ''Hile yaptın'' dedi.İ kisi birden ayağa kalktı. Sarışın olanı diğerini bıçaklayıp kaçtı. Sonra gürültüye polisler geldi.

Kemal Bey tekrar bize, dinleyicilere dönerek: ''Adam uyanacak. Kendisine söylenenleri yapacak. Olay sorulacak. Birbir anlatacak'' dedi..

Ve adamın yüzündeki kalın koskoca muşamba örtü kaldırıldı. Elindeki iğne çıkarıldı. Hiç kan akmadı. Dezenfekte edildi hemen. Ve Kemal Bey, uyutmak için söylediklerinin tersinden başlayarak adamı uyandırdı. Ve adam uyandı. Bizleri görünce, şöyle bir irkildi: ''Nerdeyim?' dedi. Anlattı Kemal Bey. Ve adam kalktı. Su arandı. Masadaki sürahiye doğru uzandı. Suyu doldurdu ve bitirmek üzereyken, elinden bardağı düşürdü. Adamın utanmasını görseydiniz. ''Sakar''lığına hayıflanan bir durumu vardı. Ve Kemal Bey sordu: Ne diyorsun. Burda bir olay oldu' mu?.. Adam aynen anlattı olayı: Araya girdi Kemal Bey: ''Hileyi hangi kağıtla yaptı?'' Bıçağı hangisi vurdu? Kıyafetleri nasıldı? Ne konuştular?... Evet! Hepsini bildi adam.

Kemal Bey, tezini savunmak için Hocası Dr. Bedri Ruhselmanın tecrübe ve deneylerinden uzun uzun bahsetti.. Bu usul bazı Amerikan eyaletlerinde uygulanıyormuş. Netice alınıyormuş .Acaba bizde de ilgililer uygulama safhasına sokabilirler miydi bu konuyu..? İşte bunlar anlatılmak istenmişti.

Ve o gün, bu gün, pek işitemiyoruz, göremiyoruz olumlu ve olumsuz neticeler.

Şimdi bir sanal dünya içindeyiz. Reklamlarımız bile TV'den ''Sanal'' kaydıyle geçip gidiyor. İnsanlar, bilgisayarlarının başında sanal alemlere dalıyorlar. Göz kırpmak için ''Tuş'' bile icadedilmiş vaziyette. Hangi tuşa basarsak öpüşebiliyoruz. Birbirini tanımayan kimseler, habire çalakalem, kendilerini isbat için uğraş veriyorlar. Bir sanal gerçeklik.. Gerçekleri olmayan gerçeklikler.. Kendini kanıtlama savaşı verenler... "Bilgi paylaşımı denilen yaklaşımlar ve kendini ''AÇMA'' DAVRANIŞLARI...

Az gideriz.. Uz gideriz.. Dere tepe deviririrz!.. Amma..! Sanallığı, ''vazgeçilemez'' bir tutkuya dönüştürdüğümüz an, yandık ki ne yandık..

 
Toplam blog
: 76
: 2902
Kayıt tarihi
: 06.11.06
 
 

"Yasamak sakaya gelmez,büyük bir ciddiyetle yasayacaksinbir sincap gibi mesela,yani yasamin disinda ..