Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '06

 
Kategori
Haber
 

Sanal alemin gücü

İsrail, Lübnan'a neden saldırdı? Resmi gerekçesi: "Kaçırılan iki askerin sağlam olarak ele geçirilmesi" idi. Büyük yıkıma, insanlık dışı kıyama rağmen İsrail, bu "resmi arzusunu" yerine getiremedi. Ancak kıyıma da devam edemedi.

Şimdi devreye, aldığı kararla "İsrail'in güvenliğini" sağlamak üzere Birleşmiş Milletler giriyor.

Daha önce İsrail, "Birleşmiş Milletler'in müdahil olmasına" hiçbir şekilde yanaşmıyor ve direniyordu.

Gelinen noktada en azından "kıyım durdu" denebilir.

Bunda dünya kamuoyunun büyük rolü oldu.

Ve bağımsız yayınların..

Özellikle de, internetin... Sanal alemin...

Zira internet her türlü dalavereyi, kamuflajı söküp attı.

Yaşananları insanlığın vicdanına getirdi.

Oluşan tepkiler karşısında uluslararası eşkiyalar; siyaset girdabının kurallarını işletti, işletiyor, İsrail lehine kararlar alındı, alınıyor.

Ancak gelinen nokktada az değil..

***

Sovyet Rusya'yı bence "mikro dalga" yıktı.

Yani transitsörlü radyo...

Zira onlar Kominist Partinin Sesi radyosundan ve resmi radyolarından yayınladıkları proğramlarla, Rusya'daki gelişmeyi, insan haklarındaki iyileşmeleri ve üretim artışını abartarak anlatırken birileri de Rusyadaki reel durumu anlatıyordu.

İkisini karşılaştıran ve her evde, dağda, elinde radyo dinleyen insanlar gerçekle yüz yüze geliverdi ve koca bir "şer imparatorluğu", onca ordusuna, uzaya bile giden füzelerine, atom silahına rağmen dağıldı..

Asrımızın güçlü ve insanlığın son zalim ve kendindan başka güç tanımayan Anglo-Sakson (ABD-İngiliz) imparatorluğu da yine "mikro dalga" temelli "var-yok" esaslı elektron ışınları üzünden yıkılacak...

Özgürlük ve demokrasi getireceğiz idialarına karşı Irak'taki olayları vicdanını para ile değiştirmeyen dünya insanları sanal alemden, özellikle bloglardan öğrendi.

Şimdi bu güç karşısında duramayan yerleşik medya da artık "blog" sitemine geçti, geçiyor..

Ve yine İsraillilerin sadece Filistin değil, Lübnan değil tüm varlıklara karşı yaptığı korkunç kıyımı, kaniata karşı savaşını sanal medyadan öğreniyor, bir birlerimize duyuruyoruz..

Bir interkonnete haberleşme şeklinde geliştirilerek dünyayı kontrol edelebilir, yönlendirilebilir bir köy haline getirip güya bilgileri tek elde toplayıp denetleyecek olan malum güç, kendi tuzağına düştü.

İsrail zulümde daha ileri gidemedi, ABD daha fazla destek veremedi ve olayı -siyaset girdaplarına çekse de- Birleşmiş Milletler önü ve zeminine getirmek zorunda kaldı ise sanal alemin toplumsal olaylar konusunda ki etkinliği, real alemi çoktan sollamış, mikro dalganın gücü, klevyenin tuşları, kendini güçlü hissedenleri çoktan aşmış demektir.

Bunun daha açıkçası, para ve sair menfaatleri kısıtlanır, tehdidine ram olup, gerçek dışı ve toplumun zararına olan vaziyetleri yazmayan, söylemeyen oturmuş medyacılar, bu düzenin sürmesini isteyenlere artık bir sorun ve direnç teşkil etmiyor, düşüncelerini sanal ortamda açıklayan sıradan vatandaşlar oluyor asıl tehlike... Kimi makamlarını, kimi ülkelerinin durumunu gözeten resmi görevliler ve temsilciler zaten varlık göstermiyorlar...

Fakat "sivil insiyatif" ve "sivil itaatsizlik" öyle değil. Kimi zaman "Beyaz Saray" kapısında, kimi zaman basın toplantılarında en zalim olanlara feleğini şaşırtıyorlar. İnsan içine çıkmaya bin pişman ediyorlar..

Zira gerçekler; en katı kalpleri yumuşatıyor insanları hakikikatlerle karşılaştırıyor.

O nedenle içerde ve dışarda zulmü pekiştkirmek için alınacak tüm tedbirler, boşa çıkacak..

İnsanlığın faydasına olarak gelişecektir.

Hiç bir zulüm, ebedi değildir.

Yeterki biz zulme rıza göstermeyelim ve elimizden ne geliyorsa ve çapımız ne ise o araç ve imkanla zalime; "zalim olduğunu" haykıralım.

Lübnan'da.. Filistin'de yada başka yerde bir kişi ölmüş, binler gitmiş kimin umurunda!

Ancak bir şekilde harekete geçen "insanlık vicdanı" füze atan ellleri imza atmak için mekik gibi çeviriyor..

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..