Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Sanal aşklar aldatma mı ?

Sanal aşklar aldatma mı ?
 

Son yıllarda sıkça karşılaştığımız ve duyduğumuz bir konu. Gizli yapılmaya çalışılan her davranışın altında mutlaka kabul görmeyen bir şeyler vardır. Öyle ki görüntü değiştirilmeye çalışılsa da asıl gerçek her zaman olduğu yerde durur. İnkârcılık o an için iş görür gibi gözükse de sarsılan güven duygusu kolay kolay onarılamaz.

Ülkemizde internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte 'sanal aldatma' vakalarında artış gözlendi. İnternet gibi bir -çağ harikasını- bu hale getirebilen insanoğlu, Adem'le Havva'dan bu güne kadar olan gelişimlerini tamamlayamadılar demek ki... Halâ yasak cazibesini koruyor ve her yasak beraberinde bir adisyonla geri dönüyor. Fatura pazarlığa açık olsa da mutlaka ödeniyor..

Çiftler arasında ki rutin ilişkide bir sorun görülmüyor başlangıçta. Birlikte yemek yeniyor, sohbet ediliyor, dışarı çıkılıyor hattâ sevişiliyor. Gece yarısı olmadan taraflardan biri yada her ikisi huzursuzlanmaya başlıyor. Bilgisayara girebilmenin yollarını arıyor. " Yetiştirmem gereken bir teklif var." , "Arkadaşlarımdan gelen maillere bakacağım." , "Satılık ilanlarına bakıyorum." ,
"Kaç zamandır mail-boxımı boşaltmadım. Temizlemem lazım." , " Çalışmam gerekiyor." bu ve buna benzer gerekçelerle internete giriliyor. Bazılarına göre bu bir aldatma , sadakatsizlik değil.
Fakat eşlerden biri diğerine bu fiili açıklayacak olsa adı "Sen beni aldatıyorsun." olurken, bazıları da bu kaçınılmaz suçlamaya rağmen partnerine "Neden rahatsız oluyorsun, yaptığımız da ne var ki ? Bu aldatma değil." şeklinde empozelerle hadiseyi basite indirgemeye çalışıyor..Fiziken görüşülmeden sadece yazışarak yürütülmeye çalışılan -sanal aşkların- yarattığı düşünce kirliliği, gerçek hayata da zaman içerisinde hakim olmaya başlıyor..

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin gerçekleştirdiği, 'Evlilik ve Sadakat' konulu araştırma, sanal flört ve sanal seksin, en yaygın aldatma biçimi haline geldiğini doğruluyor.

İnternet kullanıcısı 1.837 kişinin katıldığı araştırmada 1.047 kişi "Sanal ortamda seks aldatma sayılır mı?" sorusuna 'hayır', 385 kişi 'evet' derken. 405 kişi 'fikrim yok' karşılığını verdi. 1.211'i evli olan kişilerin yüzde 47'si ise sanal seksi en az bir kere denemiş. "Chat yaptıklarınızla buluştunuz mu?" sorusuna kadınların yüzde 33'ü, erkeklerin ise yüzde 36'sı 'evet' dedi. "Eşinize veya sevgilinize sadık mısınız?" sorusunu 1216 kişi 'evet, sadığım' diye cevapladı.

Psikolog ve psikiyatrlar, araştırmaya katılanların birçoğunun aksine, sanal seksin doğal olarak bir aldatma biçimi olduğunu söylüyorlar. Klinik Psikolog Rebia Erdoğan, internetin utanma duygusunu rahatlatan bir durum yarattığını ve kimse birbirinin yüzünü görmediği için ötekiyle yüzleşmediğini, hatta ötekinin olmadığı bir ilişkiyi olanaklı kıldığını savunuyor. Erdoğan'a göre, "Karşısındakiyle ilişki kurarken, sadece fantezileriyle yüzleşiyor. Orada, yani internette tahrik sonsuz, tükenmişlik de yok. Oysa gerçek bir cinsel ilişkide tükeniş vardır, çünkü gerçeklik, başlangıç ve bitiş arasında yaşanıyor ve gerçekliği yaşamak ise yetişkin olabilmek kapasiteyle ilişkili."

Dr. Erdoğan, sanal seks tercihinin nedenleri ile ilgili şunları söylüyor: "Fantezi dünyasını yaşamak ve bunun içinde aksiyonun getirdiği riskten uzak kalma istekleri var. Cinsellikte suç denilen şey, eylemle gelir ve sanki bu yaşananlar, bir eylem değil de konuşma gibi gerçekleştiği için, gerçek günah yaşanmamış sayılır. Konuşma içinde tatmin varmış gibi sunuluyor. Sonuçta böyle bir heyecanı düşünsel anlamda ne tam eylem, ne tam değil gibi hissediyorlar. Karşısındakini tüketmekten haz alan bir durum bu. Onu tüketerek kendini var etmek için yapılır genelde. Yani bu, bir aldatma ya da aldatmama hikâyesi olarak değerlendirilmemeli. Bence yetişkin olmak ya da olmamak durumu söz konusu."

Psikiyatr Dr. Özkan Pektaş ise, internette flört etmenin sınırlarını çizmenin zor olduğunu söylüyor: "Bizim hastaların durumunu biliyorum, konu şaka gibi başlıyor ama giderek çözümsüz bir hal alıyor ve kötüleşiyor. Esasında internet üzerinde bu tür ilişkiler masumane başlıyor. 'Nedir, öğrenelim bu chat neymiş?' türünden sorular soruluyor. Ama olayın sonu farklı boyutlara gidiyor ve buradaki ilişkiler bayağı tutku haline geliyor. Sonuçta gerçek sevgililer ve eşler arasında ciddi soğuma başlıyor. Yaptıklarından dolayı suçluluk duyanlar var. Eşinin internet üzerinde yaşadığı ilişkiyi kaldıramayanlar var. Kimi zaman da burada yaşananlar bir tutku- obsesyon halini alabiliyor, işte burada aldatmadan bahsedilebilir; çünkü artık o hisleri başka biriyle yaşıyorsunuz. Sonuçta bir sadakatsizlikten söz edilebilir."

Psikiyatr Dr. Arif Verimli ise sanal seksin son derece önemli bir konu olduğuna değiniyor ve seksin normalleri ve anormallerinin neler olduğunu bilmek gerektiğini söylüyor. Verimli'ye göre, her bireyin hoşlandığı bölgeler vardır, pozisyonlar vardır ve herkese göre değişir: "Evli çiftlerin, sadakat sözü verenlerin, internette bir başkasıyla cinsel içerikli ilişki kurması bana göre bir sadakatsizliktir. Aldatma denilmesi için ille de vücut olarak birlikte olmak gerekmez. Bir başkasına ilgi duymak, onunla cinsel içerikli sözcükler kurmak aldatmanın ta kendisidir. İnternette yazışmak da bunun dışa vuran davranış biçimi olduğuna göre, tam bir aldatmadır" diyor.

Araştırma sonuçları gelinen noktayı gözler önüne seriyor. Çiftler, zaman içerisinde tükenmeye yüz tutan heyecanlarını yenilemek amacıyla sanal aşklara yöneliyor. Peki ya konuşarak, sorgulayarak , birbirine yardımcı olarak sorunların üstesinden gelmek neden yastık altına itiliyor sürekli ?

Yukarı da bu konunun uzmanlarının açıklamalarını okuyanlardan birileri "O, onun kendi düşüncesi beni bağlamaz." diyecektir. Bağlamasın tamam da bu insanlar konuyu, yapılan araştırmalar ve hasta profillerinden edindikleri izlenim sonucunda gündeme getiriyorlar.

Aldatma , salt sanal ortam da değil, yalnız eşler arasında da değil , hayatımızın her kesitinde -kabul görürlüğü- olmayan bir eylem.. Aldatılmak istemeyenlerin aldatmamayı öğrenmesi gerekiyor.
Aldatan bir anne yada babanın çocuğuna -aldatmamayı- öğretmesi ne kadar komik olsa da imkânsız değil.. Zararın neresinden dönülse kârdır...

Sevgiyle kalın..

Kaynak : Psikolojik Danışma.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..