Sanat eğitimi

Zaman zaman bazı tanıdıklarımızdan şöyle sözler işitiriz;
-Kızım şair olmayacak ya, edebiyat dersi onun nesine gerek!
-Oğlumu mühendis yapacağım: şiirden, müzikten anlaması gerekmez, bilimle meşgul olsun!
-Ben tüccarım: resim, tiyatro, heykel gibi şeylerle uğraşacak vaktim yoktur.

Bu sözleri söyleyen kimseler, elbette muhterem ve kendi sahalarında değerli insanlardır. Bunlar, güzel sanatları hor gören, güzel sanatların aleyhinde bulunan kimseler de değildir. Hatta, güzel sanatlara mensup olmanın da başka mesleklere mensup olmak gibi şerefli bir iş olduğunu kabul ederler. Fakat güzel sanatları, yalnız sanatçılara mahsus saydıkları için böyle düşünüp böyle söylüyorlar. Hâlbuki güzel sanatlar, sanatçılarla birlikte ve daha çok bütün insanlık içindir.

İnsan, duygu ve düşünceleri ile birlikte bilhassa heyecanlarıyla yaşar. Güzellik karşısında heyecan duymak, hayattaki lezzetlerin en yükseğidir. Güzel sanatların hedefi, insanları bu yüksek lezzete eriştirmektir.

Sanatla madde, ilim ile şiir birbirine zıt şeyler sayılmamalı. Herkesi şair, ressam, müzisyen, mimar veya heykeltıraş yapmak istemiyoruz. Fakat, hangi meslekten olursa olsun herkes, sanat eseri karşısında anlayışlı, hatta bilgili olmalıdır. Bu kadarı genel kültürden sayılır. Günlük hayatın bin bir yoğunluğunu güzellik heyecanı ile dindirmek lazımdır. Ruhun rahatlığa ve yüksekliğe doğru kanat açtığını hissedip zevk almak fırsat ve imkânı ancak bu suretle meydana gelir.

İşte bunun içindir ki evde, okulda ve hayatta bir sanat eğitimine ihtiyaç vardır. Yani güzel sanat eserleri hakkında bilgi almak; güzel sanat eserlerini okuyup, görüp, işitip tanımak; güzel sanat eserleri ile sarılı olarak yaşamak ve onlardan tat almak... Bu, herkes için ve her yaşta mümkündür.

Bir kere daha söyleyeyim: Sanat eğitimini güzel sanat kollarına mensup meslek adamını yetiştirmek şeklinde anlamıyorum. Sanat eğitiminden beklenen, bireylerin incelmiş zevkleri ile kendileri ve çevreleri için daha faydalı bir hâle gelmeleridir.

Herkes sanat eğitiminden nasip aldığı takdirde sosyal hayat bugünkünden bambaşka ve pek güzel bir manzara kazanır. Zira, ince zevk sahibi insanların dünyasında, hayattaki ve ahlaktaki çirkinliklere ve çarpıklıklara tahammül de azalmış olacaktır.