Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sanat gerçek değildir.

Sanat gerçek değildir.
 

SANAT GERÇEK DEĞİLDİR. O, GERÇEĞİ ANLAMAMIZI SAĞLAYAN BİR YALANDIR.

Sanatın gerçekliğini sorgulamaya başlamadan önce sanatla ilgili yapılan tanımlara bir bakmalıyız . Çünkü bugüne kadar sanatla ilgili çok farklı tanımlamalar yapılmıştır.

Schopeunhauer “Nesnelerin çekicilikleri bize dokunmadıkları ölçüdedir. Hayat hiçbir zaman güzel değildir.Güzel olan hayat üzerine yapılan betimlemelerdir , sadece .”

Sanat bize bu güzellikleri sunar . Ama bu güzellikleri sanatçı bambaşka bir şekilde sunar . Sanat asla taklit değildir. Sanatın kendine ait bir özgünlüğü vardır.

Tolstoy “İnsanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu , kendinde canlandırdıktan sonra , aynı duyguyu başkalarının da hissedebilmesi için hareket , ses , çizgi , renk veya kelimelerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıştı. “ der.

Yaşanan bazı güzellikler bir anlıktır. Tabiatta bulunan her şey eninde sonunda bozulmaya mahkumdur . İşte sanat bu anları bize yeniden yaşatmaya çalışır.

Bazı eserler vardır ki konu , zaman , mekan ve kişiler itibariyle tamamen hayal ürünüdür , gerçek dışıdır . Tolkien’in ‘’Yüzüklerin Efendisi’’ isimli üçlemesi buna iyi bir örnektir. Kitapta anlatılan olaylar farklı bir dünyada , dünya dışı bir zamanda , kahramanları insan dışında varlıklar olmasına rağmen insanları çok etkilemiştir. Yazarın kahramanları bizim duymadığımız şeyleri duymakta, görmediğimiz şeyleri görmektedir. Sanki hisleri bizimkilerden başkadır. Yazar eserinde bambaşka ahenkli bir dünya oluşturmuştur. Bu dünyada insanlar kendinden bir şeyler bulmuştur. Yaşadığımız hayat pek çok defa anlaşılmaz ve hayalkırıcıdır . Tolkien’in eserinde ise öyle değildir. İyi ve kötü , doğru ve yanlış kesin çizgilerle ayrılmıştır . Okuyucu eser sayesinde muhteşem duygularıyla olayları yaşamış belki de bastırılmış duyguları , kontrol edilemeyen hisleri için bir çıkış yolu bulmuştur. Renksiz ve anlamsız görünen hayatından bir nebzede olsun kaçmaya çalışmıştır. Yazar işaret ettiği kendisinin gördüğü hissettiği şeyleri başkalarının da görebilmesini sağlamak için hayal gücünü kullanmıştır.

Geçenlerde bir arkadaşım Buket Uzuner’in ‘’Uzun Beyaz Bulut’’ adlı eserindeki Yeni Zelandalı kahramanın aslında var olmadığını öğrendiğinde çok şaşırdığını söylemişti. Aslında yazar orada gerçekte yaşanmamış bir olaydan hareketle bambaşka bir gerçekliğe işaret etmektedir. Okuyucularının da onu görmesini istemektedir. Eminim bir çok yazar eserlerindeki bazı olayların gerçeğe uymadığı söylendiğinde büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır.

Sanat , bize sanatçının his ve hayal dünyasının süzgecinden geçerek ulaşan gerçeğin bir temsilidir.Sanat hislerde ve insan benliğinde bir gerçekliğe kavuşur. Sanatçı gerçeğe sadıktır. Sadece bu gerçekliği anlaşılmasına yardım edecek bir şekilde giydirir. Bu gerçeklik bilim ve felsefede olduğu gibi nesnel ve evrensel bir gerçeklik değildir. Sanatta bilim ve felsefenin ulaşmak istediği gerçeğe ulaşmak istemektedir . Sadece yöntem farklılıkları vardır.Sanatçı eserini oluştururken tamamen özgürdür. Bilim adamı ve filozof gibi belli kurallara bağlı değildir .


Sanatçı bize bir gerçekten bahsederken , bu gerçeği anlamamızı sağlayabilmek için kullandığı araçlar eserin içindedir. Her sanat eserinin kendi gerçekliği vardır.

 
Toplam blog
: 72
: 3894
Kayıt tarihi
: 20.09.09
 
 

Evli bir çocuk annesiyim. Eğitim alanında çalışıyorum. Felsefe, sosyoloji, edebiyat alannda atöly..