Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sanat mı demiştiniz?

Sanat mı demiştiniz?
 

Bistro Dante ve Sanatevi'nde bir çalışma sırasında.


Göç ile kalabalıklaşan şehrimizde hem sosyalleşme hem de sanatsal uğraşlar konusunda yaşanan büyüme ile ters orantılı hareket görülmektedir. Lafa gelince ‘büyüyen’ dediğimiz şehrimizde büyümekte olan bir şehirde boyut olarak emsalleri ile kıyaslandığında olması gereken yapılaşmalar görülmemektedir. Bu eksiklerin başında kültür ve özellikle de sanat faaliyetlerinin odağı olan merkezler geliyor. Tiyatro, sinema, sergi salonları ve galeriler. Daha önce gizli güçlerce, kasıtlı olarak yok edilmiş gibi görünen sinema salonlarından söz etmiştim. Şehrimizde yedi adet (evet yedi!) sinema solonu varken bu gün o salonların hepsinin yerinde beton yığınları bulunduğunu… Bu vurdumduymazlığın hiçbir şekilde düzelmeyeceğini düşünüyordum.

Ne mutlu ki benim gibi karamsar birinin hayallerini yıkanlar da ortaya çıkıyor. Bundan gocunuyor değilim. Aksine hoşuma bile gitti. Şehrimizin ‘Kültür ve Sanat Festivali’ gerçekleştikten hemen sonra bu yönde bir girişim görmek daha da güzel oldu. Evet, bir ‘sanat evi’ görmek güzel bir duygu. Üstelik o merkezin, sergi salonu olarak da hizmet vermesi ayrı bir güzellik. Bitmedi! Daha kapılarını açmadan, bir heykel sanatçısının eserleri ile bezenmesi, duvarlardaki resimler, bu sanat evini çok daha heyecan verici bir hale getiriyor. Sergilenen heykeller, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü mezunu genç bir sanatçıya ait. İsmi Ersin Alyakut. Birlikte sergi alanını geziyoruz. Her bir eserin başında uzun uzun bilgi verip, yapılışı hikayelerini anlatıyor. Galerinin bir köşesinde kendisi için çalışma alanı oluşturmuş. Sanatseverlere ve Güzel Sanatlar Fakültesine girmeyi amaçlayan gençlere yönelik de düşünceleri var.

Sanat evi, daha açılmadan resimler ve heykeller ile dolmaya başlamış. Sergi salonu ve sanat atölyesi olarak kullanılan alanın hemen girişinde küçük bir kapıdan sanat evinin kafeteryasına geçiyorsunuz. İlk bakışta karşınıza çıkan büyük bir lokantanın kocaman dolabı ise ikramların ne derece kapsamlı planlandığının bir göstergesi. Bu alan, güzel döşenmiş, sade, duvarları sinema afişlerinin minyatürleri ile süslü bir salon. Hatta doğrudan duvarları uygulanmış büyük ölçekli resimler de mevcut. Mekanın sadeliği içerisinde çayınızı yudumlarken izleniyormuş hissine kapılabilirsiniz. Fark ettirmeden gözleriniz etrafınızdaki objeler üzerinde gezdirin. Albert Einstein yada Nazım Hikmet ile göz göze gelirseniz sakın şaşırmayın.

Ön cephesi tamamen açılan kafeterya, kocaman bir bahçe ile bütünleşiyor. Adeta bir çay bahçesini andıran dış mekan, kentin en işlek caddesine cepheli. Küçük masalar, ahşap bir çit ile çevrilerek bahçe kafeterya ile bütünleştirilmiş. Olması gerekenlerin hepsi yerli yerinde ve hiç bitmemek üzere kurgulanmış, uzun soluklu bir festivalin gürültüsüne hazır. Mekânın işletmeciliğini Ersin Alyakut ile birlikte yapan Mehmet Ali Dinçer, şehrimizden umutlu. Bistro Dante ve Sanatevi sanatseverlerin ilgisini bekliyor. Kentleşme ile kalabalıklaşma arasındaki farkı kesin çizgiler ile ayırmak için, bu tür girişimlere önem verilmesi gerekiyor.

Artık, sergi, söyleşi ve toplantı haberlerini bekliyoruz.

Hep sevgi ile kalın.

            Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..