Sanat,zulmün pabucunu dama atmaktır !.

Çocuklarımızın bayram coşkusunu yaşadığı bu günlerde, gençlerimizin geleceğe umutla bakabilmeleri için onların coşkulu gönüllerinde bahar çiçekleri açtırmak, biz büyüklerin en önemli görevi olmalıdır.

İç karartıcı haberlerin ön planda olduğu bir dönemde, nasıl ki bizler olaylardan olumsuz yönde etkileniyorsak gençlerimizin bu durumlardan daha çok etkilendiği bir gerçektir.

Yetişkinler, ebeveynler, geleceğe dair çocuklarımızdan birçok şey isterken;

''acaba bizler, onlar için neler yapıyoruz ?..'' diyerek kendimize -sorular -soruyor muyuz ?..

Ülke geleceği için, gençlerimiz için, ''Elini taşın altına koyan '' kaç kişi var bu ülkede ?..

Olumsuz eleştirel yazı yazmak; nasihatler vermek ; kavga körüklemek kadar kolay bir iş var mıdır ?..

Oturduğu yerde, ''ahkâm kesmek !..'' ne kadar kolaydır !..

Bulunduğum kentte ,''sanatsal etkinlikler yapma '' adına ;resmi kurumların olanaklarını, kişisel çıkarları uğrunda kullanarak devletin kasalarını boşaltanlara tanık olduk !..

Makam masasının üzerine ayaklarını uzatarak;yasaklara rağmen ağzında sigarayla, ''Şekerleme yapan '' görevliler görüyoruz.

Üstelik bu kişilerin görevleri sözümona, ''sanatı teşvik etmek;kollamak !..''

Umarsız adam, sırtını bir partiye dayamış ; 'kral benim !..' diyebiliyor.

Ben bu tipleri çok görmüştüm; ama gençlerin bu aymazlara yerinde tanık olmaları , ülke adına, çok yaralayıcıydı.

Halkı eğitmek amacıyla açılmış önemli bir resmi kurumun , ''Tiyatro Sanatını '' -Baş ağrıtıcı - bir etkinlik olarak algılayıp gençlerin sanat etkinliklerini baltalayan, ''Hazineden Geçinmeli '' idarecilerine tanık olduk !..

Dario Fo'nun muhteşem bir eseri olan ''Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü '' isimli eseri, Devlet Tiyatrosu'nun turne proğramında olmasına rağmen, ''sadece içinde -Anarşist -kelimesi geçiyor '' diye, ürkerek kentimizde, sanatı engelleyenleri de unutmadık.

Ülkenin gelişmesinde, ''Takoz olan '' kravatlılar, çevremizde geziyorlar...

''Bana dokunmayan yılan ;bin yaşasın !..'' anlayışıyla...

Ben ve öğrencilerim,sanatın bir güneş olduğu bilinciyle yola çıktık...

Kimsenin kimliğine, cibilliyetine bakmadan...Sadece insan ve yurttaş olarak sanatta buluşmak adına...

Tüm engellemelere rağmen ,

10 kişiyle başladığımız sanatsal çalışmaları duyan ve aramıza katılan,çocukların,gençlerin sayısı iki ayda 50 'yi geçti

Öğretmenler, memurlar, işçiler, esnaflar şimdi aramızda...

Her şeye rağmen, tiyatro; geri kafalılara rağmen, 'sanat' diyoruz.

Aşk denilince her zaman insan aşkı algılanmamalı...Sanata, gençliğe, ülkeye olan aşk da vardır.

Bir kıvılcım yeter !..

Sezen Aksu 'nun dizelerinde olduğu gibi...

'Beni yak, kendini yak, her şeyi yak
Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak
İster öp ,okşa; istersen öldür
Aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk'

. . . . . .

Gönlünüzde insan sevgisi varsa, genlerinizde yardımlaşma ;empati duygusu varsa gerisi arkadan geliyor.

Öğretmenler, EGE Zeybek Oyunlarına çalışıyorlar...

Benim, artık sahnelenmeye az kalmış ; iki müzikli oyunum var !..

Oyunumun içinde düğün sahnesi var !..

Zeybek oynayan öğretmenlerimizi davet edeceğiz ...

Halkımız için ;çocuklarımız için bir sanat şöleni sunacağız !..



Sanat nedir ?..

Düşünceye, duygu katmaktır sanat.

Bazen kör kötürüm öksüz ve yetim

Kimsenin elinden tutmaktır sanat.

Sanat , zalimlere ihtar vermektir .

Maddede de olan ruhu görmektir.

Bazen sanat ,kırgın gönüle girmektir.

Güneş gibi doğup, batmaktır sanat.

Dağlarca yükselip toprakça olmak,

Güllerle açılıp son gülle solmak,

Garibin mazlumun derdiyle dolmak,

Çilede, neş'eyi tatmaktır sanat.

Sanat, insanlara değer vermektir.

Sanat ,bir hayattır; sanat, emektir.

Sanat ,sevgi dolu hassas yürektir.

Önyargı seddini, yırtmaktır sanat.

Sanat fesatlığı kalpten sürmektir.

Kendini tanıyıp doğruluğa ermektir.

Adalet denince orada durmaktır.

Zulmün pabucunu atmaktır sanat.

..........

Güneşi batırmamak adına,

Onyedi yaşında bir ihtiyar olmaktansa; 58 yaşında bir delikanlı olmayı yeğlerim.


Ülkemin ve tüm Dünya Çocuklarının Bayramı Kutlu Olsun .