Sanatçılık ve Sanat Galericiliği

Son zamanlarda görüyorum ki Ankara’da birçok sanat galerisi açılmakta ve yine aynı oranda da birçok sanat galerisi kapanmaktadır. Bir sanatçı olarak açılan her galeri için mutluluk duyduğumu ve kapananlar için de bir o kadar üzüldüğümü belirtmek isterim. Galerilerin kapanma ve açılma neden ve niçinlerini bu yazımda şimdilik irdelemek istemiyorum. Bir taraftan hem sanatçı gözüyle, diğer taraftan ise bir galerici gözüyle bakarak olayları değerlendirmek istedim. Bir sanatçı çok iyi sanat galerilerinde sergi açmak ister. Bu sanatçı için bir basamaktır. Ancak sergi açma kriterini belirleyecek olan sanatçı değil, sanat galerisinin kendisidir. Buradaki kıstas sanatçının yeterliliği ve yaptığı eserlerin farklılığıdır. Galerici de ekonomik olarak çok güçlü olmalı, sergi açtığı sanatçıyı çok iyi tanıtmalıdır. Maalesef ülkemizdeki tek eksik Güzel Sanatlar Fakültelerinde öğrenci yetiştirmenin yanında galericilik ve sanat küratörü (kolaylayıcı) konusunda eğitimin verilmemesidir. Bu da sanatçı olma yolunda hedef belirleyen gençlerimizin davranış biçimlerinde hata yapmasına neden olmaktadır. Demek ki; Bu ülkede sadece Güzel Sanatlar Fakültelerinde öğrenci/sanatçı yetiştirmekle iş bitmiyor. Bunun yanında sanat galericiliği ve küratörlük konusunda bir eğitim sistemin yoksa sanatçını ve galericini uluslararası bir düzeye taşıyamazsın. Eşinin canı sıkılmaması için Sanat Galerisi açan iş adamının tavrı da sanatımızın bulunduğu durumu gayet iyi özetlemektedir. Bugünkü ortamda bile herkesin yapabileceği bir iş olarak kabul edilen emlak piyasasına bile girecek olan bir kişide sertifika aranmaktadır. Maalesef üzülerek ifade etmek isterim ki, bilgisi ve deneyimi olmayan kişiler bile ‘’sanat galerisi’’ açmak için hiçbir tereddüt yaşamamaktadır. Bu durum da sanatımızı olumsuz etkilemektedir. 

Sevgiyle kalın.