Sanatçının 7 kocalı Hürmüz hali

3 tarafı dağlarla, 4 tarafı denizlerle çevrili ülkemin, her tarafı kanla yıkanmakta. Cumhuriyet tarihimizin savaşlar hariç en kara günlerini yaşıyoruz ulusça. Bölücüler belki her gün askerlerimize polisimize kast ederek belki her ay bir bölük askerimizi şehit etmekte, bunlar bilinen gerçekler.

Bir asgari ücretin 800–900 tl arası olduğu bir ülkede,

Aldığı ücret kadar kira veren insanların yaşadığı bir ülkede,

Sabahları köşe başlarında, ırgat pazarlarında insanların emeklerini satabilmek için it gibi titrediği bir ülkede,

Yolu olmayan, yolu olmadığı için 5 km yürüyerek okula gitmek zorunda kalan,

Ya da bir sınıfa 50 – 60 öğrencinin tıklım tıkış metrobüs usulü eğitildiği bir ülkede,

Kabul edilmediği için ağır yaralı olmasına rağmen, koca İstanbul trafiğinde hastane hastane dolaştırılıp, bu zorunlu seyahat yüzünden kan kaybından ölenlerin olduğu bir ülkede,

Bebeklere tecavüz edilip etrafa mavi boncuk dağıtıldığı bir ülkede,

15 dakikalık  yağmurlarda 15 yıllık emekleri evleri sel altında kalan yüzlerce ailenin olduğu bir ülkede….

Ebru Gündeş adlı sanatçının ''7 kocalı Hürmüz''’ü sahneye koyar gibi, mevzunun ortasına 2,2 trilyon Türk Lirası değerinde bir araba hediye edilmesi, insanın kanına bırakın dokunmayı, damarı parçalayan bir unsurdur ya. Bu nedir ya! Kapitalizm, serbest piyasa, modernizasyon, arz-talep, kojektür… Nedir bu ya… İnsanların özel hayatları tabidir ki kendilerini ilgilendir ama bu nedir ya! 2,2 trilyona araba mı alınır… Saltanat yaşama sevdası nerelere varacak?… Yazıklar olsun…-Sana ne kardeşim- diyebilir siniz ama bana, bana ne demeyin kardeşim, bana sana ne de demeyin. Azıcık insan elini vicdanına koyar. Ya bunların anası babası da mı akıl vermiyor, ne yapıyorsunuz falan da mı demiyor?