Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
İnançlar
 

Sanatta yaratıcılık ve Yaratıcı'nın sanatı

Sanatta yaratıcılık ve Yaratıcı'nın sanatı
 

çocuk ve karpuz


Kur’an’da güzellik çok sık tekrarlanan kavramlardan birisidir.

<ı>

<ı>“O odur ki, yarattığı herşeyi güzel yarattı.” (Secde, 75/32, 7)

<ı>“Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var.” (Yunus, 51/10, 26)

Güzellik duygusu insana verilmiş hediyelerden biridir. İnsanlar ilk çağlardan başlamak üzere ister işlevi ile birleştirilmiş olsun, ister olmasın ürettikleri eşyaları farklı renklerle ve desenlerle bezemişler, kendileri ve evleri için süsler üretmişlerdir. Bilinen ilk topluluklardan başlamak üzere, taş, maden, keramik, dokuma, kemik vb. her çeşit malzeme süslerle bezenmiştir. Çiçek veya renk koyun için pek fazla anlam taşımaz. Ama insanların neredeyse tamamı için önemlidir. Allah’ın bütün bu güzellikleri yaratmakta ve insanlara bunların farkında olma yeteneğinin verme amacı insanın gönül hoşluğu ile Allah’a yönelmesidir. Allah’ı sadece cezalandırıcı güç olarak göstermek, Allah sevgisi ve şükür duygusu yerine korku aşılamak yanlıştır.

<ı>

<ı>“Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.”(Nahl, 70/16, 78)

Farklı müzik ve dans türleri, seslerdeki ve hareketlerdeki düzen ve uyum da insan yaşamında önemli bir yer tutmuş ve tutmaktadır. Bütün bu duygular ve kavrama yeteneği, insanın tüm yaratılmış olanlardaki olağanüstü uyumun ve dengenin, güzelliklerin ve ayrıntıların farkına varmasını sağlayan özelliklerdir.

( Öte yandan, estetik ve erotik aynı şey değildir. Estetik duygusu kişiye, kültüre ve çağa özgü bir duygu iken, erotik, direkt, içgüdülere hitap eden açık bir niyet, davet ve teşhirdir. Örneğin, gazetelerin arka sayfa güzelleri “poz vermiş” kadınlardır. Bu kadınlar duruşları ile tepeden tırnağa kapalı olsalar da benzer etkiyi yaratırlar! Klasik Marilyn Monroe pozunu düşünün: “s” gibi kıvrılmış vücut. Aralık, ıslak dudaklar. Uzun etek, uzun kollu giysi olsa da aynı mesajı vermez mi? )

İnsanların sanata bakış açıları farklıdır: Bazılarına göre, örneğin, sıradan bir tabak meyve, yetenekli bir ressamın eliyle bir ölü doğa tablosuna, ölümsüz bir sanat eserine dönüşür: İnsana ve emeğine saygı, başarıya alkış. Bunların hepsi çok güzel ve yapılanlar doğrudur. Ancak, sınırlanmamış bir doğa sevgisi, detayların farkına varmayı sağlar.

Resim konusu olarak seçtiğimiz örneğimize dönersek: Bir tabak meyve hiç de sıradan bir şey değildir. Tablonun tek orijinali vardır. Sadece göze hitap eder ve hep aynıdır. Buna karşılık bir tabak meyve de güzeldir ve her bir meyve orijinaldir. Ayrıca üç boyutlu olarak görülebilir, yerleri değiştirilebilir, koklanabilir, dokunulabilir ve tadılabilir, yenebilir. Pek çok meyve, içinde bulunan tohumunda, o meyvenin bir ağacını elde etmek için gereken eksiksiz programla birlikte insanlara cömertçe sunulmuştur. Bir yüzyıl içinde o bir tabak meyvenin çekirdeklerinden yüzlerce ağaç, yüz binlerce meyve elde etmek olanaklıdır. Bu süre içinde fidanlar büyür, çiçek açar, meyveler oluşmaya ve sonra olgunlaşmaya başlar. Her aşaması ayrı bir güzelliktir.

Tanrısal yaratıcılık günlük dilde kullandığımız, “sanatsal yaratıcılık“, “bilimsel yaratıcılık“, “teknolojik yaratıcılık“ vb. farklıdır. Yaratıcılık, zaten var olanın bir takım parçalarını birbirine ekleyip değiştirmek veya resmini yapmak, hakkında yazı yazmak, filmini çekmek değildir. Kur’an’da Allah’ın sanatı olarak belirtilenler sadece dış görünüm ustalığı değil, tekniktir. Allah’ın sanatının örnekleri arasında burçlar, dünyanın dönmesi, insanın bir spermden çocuk aşamasına kadar geçirdiği evreler vardır. <ı>

<ı>

<ı>“Yemin olsun ki, biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık. Sonra onu çok dayanıklı bir karargahta <ı>bir damlacık yaptık. Sonra o damlacığı bir embriyona dönüştürdük, sonra o embriyonu bir et parçası haline getirdik, nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah’ın kudret ve sanatı ne yücedir!”(Müminun, 74/23, 14)

<ı>“Sen dağlara bakar da onları durgun-donuk görürsün. Oysa ki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadırlar. Herşeyi güzel ve mükemmel yapan Allah`ın sanatıdır bu. (Neml, 48/27, 88)

<ı>“Andolsun biz gökte burçlar oluşturduk ve onu, seyredenler için süsledik.“ (Hicr, 54/15, 16)

Allah’ın yarattığı herşey güzeldir. Kur’an’da güzellik ve iyilik, olumluyu; çirkinlik ve kötülük, olumsuzu anlatmak için ve çoğunlukla bir arada kullanılmıştır. Allah’ın sanatının örneği olarak yaratılmış canlıların güzelliğini anlamak için onların, simetrik dış görünüşleri kadar, örneğin, insanların hepsinde ortak olan özellikleri ve yaratıcı sanatın farkını görmek için, bir anatomi atlasına ve biyokimya kitabına da şöyle bir göz atmak gerekir. <ı>

Resim, heykel, sinema, tiyatro, müzik, edebiyat ve spor insanların birlikteliğine, ruh sağlığına ve dolayısıyla bedensel sağlığına katkıda bulunduğu, başka yaşamları ve tecrübeleri aktardığı, insanlarda olumlu ortak duygular uyandırdığı, sonuçta gerçeğe ve güzelliğe katkıda bulunduğu oranda önemli ve değerlidir.

Adı ister sanat, ister din, ister özgürlük, ister tabuları kırmak, ister bilim konsun hayra, barışa, iyiliğe hizmet etmeyen, insanları maddi veya manevi zarara uğratacak, yaratılmış düzene zarar verecek, düşmanlık yaratacak, gerçeklerden koparıp boş işlerle ve boş laflarla oyalayacak hiç bir faaliyet değerli değildir.

İnsanları yararlı konulara yönlendirmenin yolu ise, yasaklardan değil, toplumlardaki yanlış değer yargılarını değiştirmekten, çocukları gerçek değerlere göre eğitmekten geçer.

Allah yeryüzünü ve gökleri güzelliklerle donatmış, yeryüzünü insanların yaşayabileceği şekilde oluşturmuş, insanlara iyi-kötü, güzel-çirkin duygusu ve akıl vererek bütün bunların farkında olmasını sağlamıştır. Allah’ın yarattığı doğada renkler ve formlar, yaratılmış olanların özellikleri sayısızdır. Onları sanatçının gözüyle görmek, sanatçının gördüklerinden ve düşündüklerinden bize aktardıklarını izlemek, dinlemek, okumak yaşamı zenginleştiren ve güzelleştiren öğelerdir. Yaşamdan zevk almak ve güzellikleri görmek ise her zaman maddi gelirle ve eğitimle doğru orantılı değildir. Doğayla iç içe yaşamak çoğu kez büyük miktarlarda paranın sağlayabileceğinden fazlasını verir.

Yeryüzünde olmayanın rengi olarak gökyüzünün ve denizlerin mavi fonu üzerinde hiç bir ressamın tablosuna sığmayacak manzaralar, hiç bir heykeltıraşın yapamayacağı büyüklükte ve güzellikte, kışın başka-baharda başka, sabah başka-akşam başka, mevsimden mevsime, günün saatlerine göre farklı görünen doğal oluşumlar vardır.

Denizlerde hayal ötesi tasarım ve özellikleriyle, karada her birinin kendine özgü özellikleri ile diğer canlılar ve bitkiler hep insanların yararlanması, göz zevki ve öğrenmesi için var edilmiştir.

İnsandan beklenen, ne aşağılık duygusuna kapılarak doğayı tanrılaştırması, ne de yine aşağılık duygusundan kaynaklanan megalomanlıkla onu yönetme ve ona üstün olma çabasına girmesi değil, bütün bunların yaratıcısının Allah olduğunu bilerek O’na yakınlaşması, O’na şükür, teşekkür ederek gönül bağı kurmasıdır. İnsan ilişkilerinde ise bencil olmak yerine paylaşmayı hedef alması, diğer insanlara maddi veya manevi zarar vermeyip gerektiğinde yardım etmesidir.

Böylece hem Dünyadaki yaşam mutlu olmak ve mutlu etmek olarak yaşanacak, hem de buna katkısı olanlar -hataları affedilmiş, iyiliklerinin karşılığı fazlasıyla artırılmış olarak- süresiz ve sınırsız, mutlu bir başka var oluşla tekrar ödüllendirilmiş olacaklardır.

İnsanların büyük bir çoğunluğunun başaramadığı sadece budur!

<ı>“İhsanın karşılığı sadece ihsan... Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?” (Rahman, 89/55, 60-61)

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..