Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Tiyatro
 

Sanattan çok, servete değer verenlerin ülkesi...

Sanattan çok, servete değer verenlerin ülkesi...
 



Ülkemizde kaç il var ?..

Seksen küsür...

Toplam, kaç adet devlet tiyatrosu var ?..

Sadece 17...

Birkaç cılız turne dışında, çoğu 4 ay kapalıdır !..

Ortalama beş ilden, sadece birinde devlet tiyatrosu var...

64 ilimizde, devlet tiyatrosu yok !..

En gelişmiş illerimiz hangileri ?..

Tiyatrosu olan iller !..
. . . . .

'' Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.'' -
H. FRIEDRICH -

Dünya geniş bir tiyatro sahnesi, insanlar ise kendilerini bu büyük sahnede bulmuş oyunculardır.

Hiç kimse kendi isteğiyle oyuna dâhil olmamıştır.

Onun için bazıları mutlu, bazıları da mutsuzdur dünyada. Fakat ister gönüllü, isterse gönülsüz olsun herkes oynadığı oyunun hakkını verme gayreti içerisindedir.


R. DESCARTES :

Tüm dünya bir sahnedir; yanlızca birer oyuncu olan kadınlar ile erkeklerin, sahneye girip çıktığı ve bir tek insanın, ömrü boyunca bir çok rol oynadığı...


* * * * * * *


S. HILARD

Sanatı duyan insanlarla, sanatı anlayan insanlar çoktur; ama sanatı hem duyan, hem de anlayan insan pek azdır.


* * * * * * * *


M. K. ATATÜRK

Tiyatro sanatçıları; sizleri çok takdir ederim. Devrimimizde sizin en büyük hizmetiniz, Anadolu'muzu baştanbaşa dolaşıp, halkımıza sanatın ne olduğunu anlatmanız olacaktır.


Hepimiz oyuncuyuz ; vatandaş olmak bir toplumda yaşamak demek değildir; onu değiştirmektir.


. . . . . . . .

Tiyatro sanatının tarihsel yolculuğuna anlatarak, gereksiz yere kafanızı şişirmek istemiyorum.

Hatta ,''İyi olur be hocam !.. '' diyenleri bile duyuyorum !..

Anlatsanız da birşeyleri değiştiremiyorsunuz.

Sanki o rezil TV.dizilerini önlemek mümkün mü ?..

Aslında, gerçek hayatta olduğu gibi tiyatro sahnesinde de esas olan insandır.


Bacon, “Sanat doğaya eklenmiş insan demektir.”
sözüyle insanın dünyaya hâkimiyetini ve onu istediği gibi şekillendirebileceğini ifade etmeye çalışmıştır.

Tiyatro da insanı ve dünyayı yeniden şekillendirme ve yorumlama çabasıdır. Bu yönüyle de yaşamın bir parçasıdır.

Her şeyden evvel tiyatro, izleyenlerin dil zevkine hitap eder, dilin doğru kullanımı bağlamında,kişileri birinci ağızdan bilgilendirir.

Eleştirel bakış açısının yoğun olduğu oyunlar; demokrasi, eleştiri, öz eleştiri ve hoşgörü bilincini geliştirir.

Şahıslara toplumu ve onun idarecilerini sorgulama cesareti kazandırır.

Tiyatro toplumsal meselelere eleştirel açılardan yaklaşarak onların gündeme gelmesini sağlar, çözümüne katkıda bulunur.

Yine empati (duygudaşlık) kültürünün gelişmesine zemin hazırlar. Bu da insanların birbirini daha iyi anlamasını sağlar.

Tiyatroda yoğunlaşma, televizyona göre çok daha fazladır. Onun için de daha etkilidir.

Verilenler birinci elden alınır tiyatroda; böyle olduğu için de kolay kolay unutulmazlar.


Fakat günümüzde insanlar televizyonu tiyatroya tercih eder oldu. Bunun sebebi televizyonun evlerimizin bir köşesinde her zaman hazır beklemesi, parasız ve zahmetsiz oluşudur.

Yapay ve ruhsuz bir beyaz cam !..

Son yıllarda tiyatrocular da televizyonlara transfer oldu. Çünkü tiyatro, geniş kitlelere ulaşamıyor. Yıllarını tiyatroya verenler belli bir azınlık tarafından tanınıp takdir ediliyorlar.

Üstelik tiyatro karın doyurmuyor günümüzde.

Ülkemizde diziler ve sinemalar aracılığıyla kısa zamanda şöhret olmak ve maddî anlamda köşeyi dönmek mümkündür. Bu gibi cazibeler tiyatrocuların televizyona kaymasına zemin hazırlıyor.


Aslında onları suçlamak çok da doğru olmasa gerek. Kabahat bizimdir.

Bizler sanatçının gönlünü ve karnını doyurmaktan aciz bir milletiz.


Sanatı da pek sevmiyoruz !..

Sanata tükürenlerin ,baş tacı edildiğini de gördük !..

Halbuki...

Tiyatronun asıl çıkış noktası :Ege Bölgesi'nin ve İzmir’in olduğu topraklardır…

İzmir'de kaç tiyatro var !..

....(?)

Yakışır mı ?..

Bu topraklarda doğan tiyatroyu, Batılılar sahiplenerek geliştirmiştir.

Batılı toplumlarda demokratik ortam ,Doğuyla kıyaslandığında, Batı'da daha gelişmiş olduğu görülür.

Tiyatro ,bir kadın kadar hassas ve bir çocuk gibi alıngandır. Bu nedenle, tiyatronun gelişip ilerlemesi ,demokrasi ve hoşgörü kültürüyle birebir ilgilidir.

Ülkemizde tiyatronun gecikmesi veya yeterince gelişememesini buna bağlayabiliriz.

Bu gerçeği göz ardı edemeyiz.


Tiyatro bir milletin kültür seviyesinin göstergesidir. Milletleri daha iyi tanımak ve anlamak, tiyatrolarını incelemekle sağlanabilir.


Tiyatro edebî bir okuldur; hocalarıysa oyunculardır. Bu okulun öğrencileri de toplumu oluşturan fertlerdir.

64 ilimizde tiyatro yok !..

Hamdolsun.

Geçenlerde, ''İstanbul'un Fetih Günü '' kutlanıyordu !..

Tam bir absürt komedi !..

Hem de en çok tiyatro grubuna sahip ilimizde...

''Allah ....Allah !.. '' Nidalarıyla koşan bozuk kostümlü adamlar !..Ve ortada kötü bir senaryo...

Fatih Sultan Mehmet, böyle paspal bir senaryoyla İstanbul'u nasıl fethedebilirdi ki ?..

''Sak üstünde damdağan ; kaz beline vurmayı !..''

Sanat ne çi ;servet yayla !..

Sanat bahane ;futbol şahane !..

...........

* Herşeye rağmen, tiyatro oyunu sergilemeye devam ediyoruz. 5 Haziran gecesi ,İzmir-Aliağa-Tüpraş Halk Eğitim Merkezi Sahnesinde, benim yönettiğim, ''Merdiven '' isimli komediyi sahneleyeceğiz.






 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..