Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '10

 
Kategori
İlişkiler
 

sancı

sancı
 

Çoook uzaklarda eskiliğinden hiçbirşey yitirmemiş bir ses yağıyor... Beynim karıncalanıyor bütün sinir uçlarım... Şase yapıyor düşünemiyorum. Görüntüler doluyor zihnime ve tanıdık bir koku hepsi bu... Dudaklarımda henüz yitmemiş bir tebessüm gözlerimi zorlayan kara bulutlar... Düşünemiyorum... Koş git diye bağırıyor biri. Bu benim sesime benziyor. Kalkıp yürümeyi bile düşünemiyorum.. Duyuyorum, kokluyorum, hissediyorum hepsi bu... Ölüm gibi ağır yaşam kadar yoğunum... Sancı bu olsa gerek benim zihnimde... Her şeyi hissetmek hiçbir şey yapamamak...

Geceler ne kadar aydınlık olabilirse gündüzler de o kadar karanlık olabilir... Gözlerimin güneşi tutulabilir ya da bir ışık gelip bana dokunabilir.

Duruyorum. Gelen rüzgarların, tozun, yağmurun şekillendirmesini bekleyen taş gibi duruyorum. Kimi rüzgar gelip geçiyor. En çok o acıtıyor. Ama en çok da o şekil veriyor. Kimi usul usul yağıyor üzerime kuruyunca unutuluyor...

Neyi bekliyorum? Neden böyleyim ben de bilmiyorum.. Daha zamanım var. Kimbilir ben fırtına olma özlemi içindeyken bir toz olur rüzgarlarla gelip gözüne girerim. Hem en yakınında hem en göremeyeceğin yerde olurum. Kim bilir ayna karşısında çıkarırsın beni. Bir süre ellerinde saklanır sonra atılırım. Yeni rüzgarların beklentisinde...

Acizlik değil bu dedimya sancı. Sancı benim zihnimde...

 
Toplam blog
: 6
: 570
Kayıt tarihi
: 28.01.10
 
 

Yazmak benim rahatlama biçimim. Haykırmak gibi. Sessiz ve içe kapanık olduğumu söylüyorlar. Belki..