Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '12

 
Kategori
Deneme
 

Sandalyesi devrildi, omzu incinmişti...

Sandalyesi devrildi, omzu incinmişti...
 

Gecenin Mutlu Anı


İrkildi, yerden doğrulunca. Keşke tekrar çocuk olabilseydi… Böyle durup dururken düşmezdi. Hem düşseydi bile bir yanı incinmez ve hemen zıplayarak doğrulmayı pek hala becerirdi. Keşke tekrar mahalledeki çocuklarla hedef koyup ilk kim gidecek yarışması yapabilse, hedefe doğru son sürat koşabilseydi.

Hızlı delikanlılığını gençlik yıllarını hayal etti. Karanlıktan korkmaz, korktuğu her şeyin aksine üstüne üstüne giderdi. Onu kimse yıldıramaz, kimse gözünü korkutamazdı. Kalbi çelikten, haksızlıklarla kavgaya girmekten ürkmezdi. Gözü karaydı, bu yüzden Üniversite yıllarında çok dayak yemiş ama hiç birinden de pişman olmamıştı. Uzun ve kalabalık caddelerde zaman zaman onu görünce yolunu değiştirenler bile olmuştu.

Bu dünyanın saçma sapan kurallarını kabul etmiyor ve çoğu zaman bunlara isyan ediyordu...

Ya bu gün!?..

Omzunu ovalarken; tekrar geçmişi anımsadı. Yer yer bulutluydu anıları. Nasıl olmuştu, her şey nasıl çabuk geçip gitmişti, anlayamamıştı...

Babası, son siyasi bir tartışmada uyarmıştı; " Sen hayalleri çok seviyor ve hayal dünyasında yaşıyorsun! " demiş ve esaslı öğütler vermişti. Onun evladı değilmiydi? Çok defa koluna girip nasihatler vermişmiydi?..

İncinmiş omzunda, babasının ellini hissetti ve kocaman irkildi! Lisedeyken arkadaşları ile kaçamak yapıp kahvehanede okey oynarken omzundaki elin ağırlığımıydı? Bu düşünceler içindeyken, bir anda göz göze geldi. Göz göze geldiği oğluydu ve o da irkilmiş öyle kocaman açmış gözlerini babasına şaşkınlık içinde bakıyordu.

“Bir şey mi oldu?” diyordu.

Göz gözeyken “ Aaaa evet, oğlum” deyi verdi.

Doğrulurken tutmaya çalıştı kocaman yürekli minik parmaklı eli!

Omuzu incinmiş ve hala başı dönüyordu. Oğlu yardım etmek istedi ama edemedi. Öylece bakakaldı. Durmadan ardı ardına " baba bişey mi oldu? " diyordu.

Adamın oğlu paniklemiş, babasını kaldırmaya çalışıyordu.

 Oğlunun ellerinden tutup kendine çekti ve birlikte yere yığıldılar. Sarılırken oğluna omzundaki tüm acıyı unutmuştu adam.

Oğlu “ holeeey güreşme zamanı” diye keyiflenmişti artık…

Omzundan göğüs kafesine doğru sızı artıyordu adamın. Keyfini bozmamak için katılıyordu iniltili kahkaları ile oğlunun sevincine…

Oğlu ile güreşirken adam; epeydendir tekleyen kalbinin yanı sıra, her saniye vücuduna sancılar saplanıyordu. Nefessiz kalmak o kadar kötüydü ki, gözlerini bile açamıyordu.Oğluna birkaç şey söylemek istedi…

Yavaş yavaş hareketsiz kalıyordu. Ah tekrar keşke çocuk olabilseydi… Zaman yavaşladı, yavaşladı ve durdu. Adam sessiz ve kaskatı kesildi. İki bedenden biri buz kesmişti.

İrkilip, şefkatle yerde kaskatı kesilen babasına dokunan oğlu “ama baba!..” diyebildi.

Hasan Dede

21.11.2012 MERZİFON

 
Toplam blog
: 46
: 1265
Kayıt tarihi
: 30.01.12
 
 

1967 Muş - Varto Doğumluyum. Kişinin kendini anlatması zordur aslında. Ne yazarsam yazayım, ne be..