Sander'in üçlemesi büyük ilgi ve beğeni gördü

Güllük Açık Hava Belgesel Film Günleri'nin ikincisini, 27-28-29 Ağustos akşamı yüzümüzün akıyla gerçekleştirdik. Aylar öncesinden Semra Sander'in tasavvuf ana konulu; "Gerçek insan olma sanatı" uğraşısı içerisindeki "Beşer"in, önce kendi içinde huzur ve barışı sağlaması gerektiğini vurgulayan; "Bir"lik, barış ve sevgi iletileri aşılayan filmlerini göstermek, gerçekten yerinde bir seçimmiş.

Yıllardır Güllük'e ve burada yaşayanlara yararı dokunacak, insanların hem bilgilenip hem de keyifli zaman geçirebilecekleri kültürel etkinliklerin eksikliğini duyumsuyorduk. Geçen yıl, aynı okuldan mezun olduğumuz (Ankara Üniversitesi – Basın Yayın Yüksekokulu / İletişim Fakültesi) Belgeselci Murat Erün'den açık havada belgesel film gösterimi düşüncesi ortaya çıkınca, severek bu etkinliği sahiplendim. İlk etkinliğimizi geçen Eylül başında yine Milas Belediyesi'nin ve İlçe Milli Eğitim'in katkısıyla, eski ilkokul bahçesinde düzenlemiştik. Etkinliği gelenekselleştirme niyetiyle yola çıktığımızdan, geçen kıştan itibaren, 2015 programında hangi filmleri gösterebiliriz diye düşündüm. Özellikle, bizim okuldan mezun ve TRT'den emekli Semra Sander'in daha önce ikisini televizyonda izlediğim üç belgeselini; Mevlana ve Sema, Hacı Beklaş Veli ve Cem Töreni, Yunus Emre "Gerçek İnsan Olma Sanatı"nı seyrettirmeyi çok istiyordum. Filmlerin konusu nedeniyle, ayrıca derneğin yeri ve bahçesi uygun sayılabileceğinden, bu yılki etkinliği Güllük Alevi Kültür Derneği ile ortaklaşa düzenlememizin daha iyi olabileceği kanısıyla, Dernek Başkanı Murteza Eryılmaz ve Alevi Dedesi Kasım Erdoğan ile görüştüm. Teklifi sıcak karşıladılar ve etkinliğimizi aşağıdaki programa uygun olarak, üç gün boyunca 21.30'da dernek bahçesinde gerçekleştirdik.

27 Ağustos 2015, Perşembe - Mevlana ve Sema (1999)

28 Ağustos 2015, Cuma - Hacı Bektaş Veli ve Cem Töreni (2003)

29 Ağustos 2015, Cumartesi - Yunus Emre "Gerçek İnsan Olma Sanatı" (2005)

"Halka hizmet Hakk'a hizmettir"

Kültürel açıdan değer taşıyan filmleri gösterirken, interaktif (etkileşimli) bir konuşma, tartışma ortamının oluşması bizim için önemliydi. Filmlerin yönetmeni, yapımcısı ve metin yazarı Semra Sander'in de etkinliğe katılmak için Güllük'e gelmesi, bizleri onurlandırdı, mutlandırdı. Etkinlik boyunca, film gösterimi sonrası seyircilerin sorularının da yanıt bulabileceği, bilgilenecekleri bir söyleşi bölümünü, yönetmenin ve alevi dedesinin katılımıyla gerçekleştirebilmemiz bizler ve izleyiciler için şanstı.

Etkinliğin ilk günü; Semra Sander, tasavvuf konusunu araştırmasının ve bir üçleme şeklinde yaptığı filmlerini tamamlamasının, 20 yılı aşkın çaba ve emek gerektirdiğini belirterek, Mevlana ve Sema filminin stüdyo çekimleri sırasında yaşadıkları sorunlara, özellikle kameramanın katkısıyla nasıl yaratıcı çözümler üretebildiklerini anlattı.

İkinci gün; Milas Kent Konseyi'nin Güllük'teki toplantısından çıkan üyelerin de katılımıyla, izleyici sayısı 100'e yaklaştı. Hacı Bektaş Veli ve Cem Töreni'nin gösterimi sonrası, aslında başta yapımcı ve yönetmen Sander olmak üzere, bu etkinliği düzenleyen, gösterilmesine aracı olan, destek veren ve izleyen herkesin, bir bakıma ibadet ettiklerinin ayırdına vardığımı söyledim. Çünkü, halka hizmet, Hakk'a hizmettir. Yani, Allah'a ulaşmanın ve ibadetin başlıca yolu, başkalarına yararlı olmak, hizmet etmek ve kendi nefsini yok etmektir. Alevi Dedesi de, seyircilerin özellikle cem törenine ilişkin sorularını yanıtlayarak, alevilerin ibadet şekilleri hakkında bilgi verdi.

Etkinliğin son gününde; diğer filmlerin içeriği ve konusuna gönderme yapan, bir bakıma toparlayıcı ve özetleyici bir nitelik de taşıyan üçlemenin son filmi gösterildi. "Gerçek İnsan Olma Sanatı" başlığını taşıyan Yunus Emre filmini, huşu içerisinde izledik. Gösterim sonrası, film hakkındaki anılarını dile getirmek, soruları yanıtlamak için alkışlar eşliğinde mikrofonu eline alan Sander, şöyle konuştu: "Bu filmi yapmayı çok istiyordum. Ama, ilk filmde sema töreni, ikinci filmde cem töreni ve semah gibi görsel malzemeler söz konusuydu. Ben, Yunus Emre'yi anlatırken ne gösterebilirim, diye çok düşündüm; sonuçta televizyon görüntü işi. Oda arkadaşım, 'Sen yaparsın' diyerek beni cesaretlendirdi."

Semra Sander'in bu üç filminde; mistik ve metafizik konuları anlatabilmek için, nefis doğa görüntülerinin yanı sıra, animasyon (canlandırma) tekniğine ve dramatizasyona başvurulduğu dikkat çekiyor. Filmleri izleyen yabancı uyruklu akademisyen bir konuğumuzun, "Filmleri gözümle seyrettim, kalbimle anladım" demesi, etkinliğimizin amacına ulaştığını düşündürten yorum, tepki ve örneklerden yalnızca biri.

(Not: Milas Belediyesi'ne ilgi, destek ve katkıları için; konuğumuzu ağırladığımız Grand Sahil Butik Otel'e; Küçük Ev, Karaca ve Kırçın lokantalarına teşekkürü borç biliriz.)

Gülçin ERŞEN – 30 Ağustos 2015 / Güllük