Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Sanki hiç yaşamamış gibi öldürülen kadınlar!

Sanki hiç yaşamamış gibi öldürülen kadınlar!
 

"Sanki hiç yaşamamış gibi ölen öldürülen kadınlar" (resim alıntı)


Nazım Hikmet "kadınlarımız" isimli şiirinde“…Anamız, avradımız, yârimiz. Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen… Ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ...Ve ekinde, tütünde, odunda ve kara sabana koşulan kadınlarımız”... dizeleri ile özellikle, her türlü çileyi göğüsleyen cefakar ve vefakar Anadolu kadınını anlatmaktadır.

O, ne yeri  öküzden sonra gelebilecek kadar değersiz, ne de zulme uğramayı, horlanmayı hak edecek kadar zavallı bir yaratılışa sahip. O, insan olmanın en temel unsuru, hayatın can damarıdır …En güzel şekilde yaratılmıştır. İnsanlığın devamı için olmazsa olmazlardandır. En büyük dertlerin dertlisi, çilelerin çilelisi, en büyük mutlulukların ardındaki sırdır. O anadır, bacıdır, yardır, yarendir... Lakin var oluşundan bu yana, hak ettiği yere hiç bir zaman konamayan, hep zarar gören ama kimseye zarar veremeyen kişidir. Çilekeştir, zillete düşendir. Bir kenara itilen, canı çıkana kadar dövülendir. Her kabağın başına patladığı yazgısı kara talihsizlerin talihsizidir. Çocuk yaşında evlendirilen neye uğradığını anlamadan hayatına son verilen küçücük çocuk gelindir... 

Allah´ın kadını bir emanet olarak verdiğini unutan adamlara adam olmadıklarını anlatan sessiz aktörlerdir. "Sanki hiç yaşamamış gibi ölen, öldürülen kadınlar".

Ülkemizdeki kadınlar da, tıpkı şiirdeki gibi hiç yaşamamış gibi ölüyor ve öldürülüyor. Kimi sokak ortasında, kimi çocuklarının gözleri önünde kurşunlar boşaltılıyor bedenine, kimi bıçaklanıyor, kimi, ıssız bir köşede işkence edilerek, kimi yaşının küçüklüğüne aldırmadan hoyratça davranılarak  öldürülüyor… 

Baba, erkek kardeş, eş, sevgili, eski eş hatta eski sevgili… Kimi töreyi gerekçe gösteriyor, kimi kıskançlığı, parasızlığı, kimi stresi, kimi de namusu... Kimi ayrılmak istemiyor, kimi boşanmak. Erkekler, yıllar önce boşanmış veya ayrılmış olmasına rağmen bunu kabullenemiyor ve kanlı elleriyle kadınların hayatına son kez dokunuyor. 
Bugün nette okuduğum bir haber bir kadın olarak bir anne ve bir eş olarak yüreğimi acıttı... Haber şöyle;

 

8 yaşındaki kız çocuğu düğün gecesi öldü. Yemen'in güneyinde bulunan Hardth şehrinde sekiz yaşında bir kız çocuğu 40 yaşından daha büyük bir adamla evlendirildiği gece vajinasındaki ve iç organlarındaki yaralanmalar nedeniyle hayatını kaybetti. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran olay sonrası insan hakları örgütleri ve Yemenli aktivistler adının Revan olduğu açıklanan küçük kızla evlenen adamın ve Revan'ın ailesinin tutuklanması için çağrı yaptı. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre 2011 ila 2020 yılları arasında dünya çapında 140 milyondan fazla kız çocuğu 18 yaşından önce evlendirilecek. Bu rakamın 50 milyonu ise 15 yaşından önce evlendirilerek çocuk gelin olacak. Yemen’de ise kız çocuklarının üçte biri 15 yaşına gelmeden evlendiriliyor.
Cumhuriyet.com.tr
 
Dünyayı ayağa kaldıran bu olaya ne denir ki? Daha çocuk yaşına rağmen, elinde bebeği ile evcilik oynaması gereken bir yaşta, elinden oyuncağı alınarak  cehalete kurban edilen bir can... Cahiliye döneminde diri diri toprağa gömülen kız çocuklarından ne farkı var Revan'ın... 
Her defasında son olmasını dilediğim, kadın cinayetleri, tacizleri, kadına uygulanan zulümler her geçen gün artıyor. Gün geçmiyor ki, öldürülen şiddete maruz kalan kadın haberleri medyada öncelikli yerini almasın... 
 
Sebep ister psikolojik, ister sosyolojik ve isterse toplumsal olsun, insanlığın yüz karası olan, uygulandığı toplumları olabildiğince geriye götüren, kadına uygulanan şiddet, taciz, ölüm ve zulümlerin bir an önce son bulması ve kadına, anaya, eşe hak ettiği değerin saygınlığın kazandırılması dileğimle...

Hanife MERT

 
Toplam blog
: 149
: 4363
Kayıt tarihi
: 08.06.12
 
 

Anadolu Üniversitesi İktisat  mezunuyum. Emekli muhasebeciyim. Felsefe, İlahiyat, Sosyoloji ve Ps..