Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '10

 
Kategori
Tarih
 

Şanlı Girit

Şanlı Girit
 

Köprülü Fazıl Ahmet Paşa


Girit adasının ele geçirilmesi Osmanlı tarihinde hüzünlü sayfalarından birini oluşturur. 23 yıl süren bir kuşatmadan sonra ancak ele geçirilebilmiş, binlerce şehide mal olmuştur.

Fethi tamamlayabilen Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa’dır. Babası ünlü Osmanlı Sadrazamı Köprülü Mehmed Paşadır. Ahmed Paşa çok iyi eğitim almış bir kişidir. Genç yaşta üst mertebelere çıkmıştır. İlmiye sınıfına mensup bir medrese hocası iken babasının isteği ile askeri sınıfa geçip devlet yönetimine girmiştir. Babası ölünce Sadrazam olmuş, Osmanlı tarihinin en genç sadrazamıdır. 26 yaşında Osmanlı Sadrazamı olmuştur. Avrupa’da Osmanlının topraklarına toprak kattığı, duraklama döneminde adeta bir yükselme devrinin yaşandığı Köprülüler devri Osmanlı ve Avrupa tarihinde önemli bir yere sahiptir. Fazıl Ahmed Paşa, Almanya’ya iki sefer düzenlemiş, Vasvar Antlaşması ile onları dize getirmiştir. Bu dönem, Kanuni döneminden beri kadim(!) dost sayılan Fransa ile Osmanlı’nın arasının açıldığı dönemdir. Hatta öyle ki güçlü Fransa Kralı 14. Lui’nin elçisi Edirne’de Sadrazamın yaverlerince dövülmüş, Sadrazam kendinden beklenmeyen bir davranışla ilk kez birine hakaret etmek zorunda kalmıştır.

Elçilere zeval olmaz denir ama bazen elçiler, -ki güncel bir olay olarak İsrail’in elçimize yaptığını hala unutmuş değiliz- arada kaynarlar. Ne olduda Fransa’ya bu kadar kızılmıştı. Elçi dövülecek kadar ileri gidilmişti. Sebep, kadim dost Fransa’nın Girit kuşatmasında Venediklilere yardım etmesi, Osmanlı ile savaşmasıdır. Bir de üstüne üstlük Cezayir’e asker çıkararak işgale kalkışmıştır. Osmanlı için tam bir hayal kırıklığıdır. Adeta yıkımdır. Bir kere daha dost dediğimiz birileri zor zamanlarda arkamızdan vurmuştur. Fransa, 8000 piyade ile Fransa’nın Ciceli limanını bir baskınla işgal etmiş, Cezayir Yeniçeri Ağası Şaban Ağa’nın yetişmesiyle 2000 ölü bırakarak kaçmak zorunda kalmışlardır. Böyle bir cesareti ancak 200 yıl kadar sonra ancak bulabileceklerdir. Köprülüler döneminin en dikkat çekici olayı Girit kuşatmasıdır. Girit kuşatması 21. yılını doldurmuştu. Adanın büyük bölümü ele geçirilmiş, ancak Kandiye kalesi hala dayanıyordu. Kasım 1666 da 248 parçalık donanması ile adaya gelen Fazıl Ahmed Paşa, kuşatmayı bizzat yönetmiştir.

Bu sefer, Osmanlı tarihinde bir Sadrazamın tek ve son deniz aşırı seferidir. Kandiye bir türlü düşmüyordu. Burası artık Avrupa’nın birleşik bir savunma kalesi olmuş. Avrupa’dan her milletten asker vardı. Ahmed Paşa yer altında kazdırdığı iki odada iki yıl kadar orduyu idare edecektir. Paşanın idaresindeki ilk genel saldırıda 50, 000 kantar barut, 30, 000 büyük humbara (el bombası), yüzbinlerce küçük humbara, 200.000 okka bakır harcanarak kale dövülmüş, fakat kale alınamamıştır. Padişah IV. Mehmed kuşatmayı kaldırma emri vermiş, Paşa emri nazikçe reddetmiş, ısrarla kuşatmaya devam etmiştir. Haziran 1669 da Fransız donanması Kandiye’ye 16, 000 Fransız askeri takviye getirmiştir. Kanlı çarpışmalar yoğunlaşınca, 28 Ağustosta kalenin teslim bayrağı Paşa’ya gönderilmiştir. 5 Eylül’de yapılan antlaşma ile Kandiye kalesindeki 1100 Venedik topu, çok miktarda silah ve cephane Osmanlı eline geçmiştir. Son iki yıl içinde Osmanlı 30, 000 yakın şehit vermiş, 730, 000 kantar barut yakmış, 3500 yer altı tüneli (lağım) açmıştır. Birleşik Avrupalılar ise 20, 000 yakın ölü vermiş, 80 kez kaleden çıkma harekatı yapmış, 69 Türk taarruzunu püskürtmüş, 1369 yer altı tüneli açmıştır. 27 Eylül 1669 da iki Venedikli subay şehrin 93 anahtarını gümüş tepside Köprülüzade’ye vermişlerdir. Tüm 23 yılın bilançosunu varın siz düşünün artık. Türk birlikleri kaleye girerken ünlü Seyyahımız Evliya Çelebi surlarda ezan okumuştur. Yerli Rumlar Türklerin gelişini büyük gösteri ve alkışlarla karşılamışlardır. Zira Katolik Venedikliler Ortodoks Rum kiliselerini ahır olarak kullanıyor, onlara hakaretler ediyorlardı. Oysa Osmanlı hakimiyetindeki Rumlar gayet özgür ve rahat yaşıyorlardı. Köprülüzade 3 yıl 6 ay kaldığı Girit’ten ayrılıp İstanbul’a gitmiştir. Zor gelen bu başarıdan başka denizlerden sevindirici haberler gelmektedir. Türk donanması İspanya’nın Atlas okyanusundaki Amerika ile ticaretinin merkezi olan Kadiz limanını ele geçirmiş, Cenova, Marako, Azur, Roma çevresi, Sicilya, Malaga ve Portekiz’in Atlantik kıyıları basılıp yağmalanmıştır. Köprülüzade, uzun süredir ilk kez bir Padişahın çıktığı Lehistan seferine çıkmıştır. Osmanlı topraklarını Avrupa’da daha da genişletmiştir. 1676 Ekim ayında İstanbul’dan Edirne’ye giderken hastalanmış, 18 gün yattıktan sonra henüz 41 yaşında vefat etmiştir.Yerine Damadı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa getirilmiştir.
 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..