Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '07

 
Kategori
Haber
 

Sansürde hızlı, sınır ötesinde cızırtılı...

Sansürde hızlı, sınır ötesinde cızırtılı...
 

Kamuoyunun baskısı ile meclise gelen tezkere ile bakanlar kuruluna yetki verildi.

Dün Kuzey Irak’a ekonomik yaptırımlar içeren MGK’nın hükümete tavsiye kararını dinledik. Altı saat sonunda en önemli sayabileceğimiz ekonomik yaptırımları araştırmak ve alınabilecek önlemler için, Erdoğan Başbakan Yrdımcısını görevlendirdi.

Nasip olursa pazartesi günü hükümete bir rapor ile gelecek, Başbakan Yardımcısı.

Öğretmen ve öğrencilerin teröre tepki içeren eylemlere katılması konusunda hızlı bir hükümetimiz var.

Basına sansür konusunda kimse hızından eline su dökemez.

Elim varmıyor yazmaya.

Türkiye’de oynanmak istenen oyunu bozacak, kararlı bir irade sergilenmemesini nasıl açıklamalıyız sorusunu her yurttaş kendine sormalı.

Liberal yazarlar hükümeti ve serin kanlılığını yere göğe sığdıramıyorlar ama şu sansür konusunda neden özgürlükçü değiller, neden karşı çıkmıyorlar açıklaması biraz meşakkatli gibi…

Ya şu AB üyesi Belçika’ya ne demeli. Terörü protesto eden Türk vatandaşlarından yüz kişiyi karga tulumba tutuklamazlar mı. Bizim liberalleri ne kadar zor durumda bıraktıklarının farkında değiller!

Bazıları alınacak hala, ama aklını ve geleceğini başka ulusların inisiyatifine bağımlı kılanların; başkasının gözlükleri ile dünyaya ve gelişmelere bakmayı marifet sayanların batılı emperyal devletlerin oyununu, amaçlarını anlamak için Ankara’dan bakmaları gerekmez mi?

Küresel güçlerin alt kimlikleri öne çıkararak, kaşıyarak, (Burada lütfen geçmişte Türkiye Ankara’dan yönetilemiyor, yerel yönetimler yasası bir an önce çıkmalı, devlet hantal vb. propagandalarını anımsamak gerekir!) inanç özgürlüğü maskesi altında mezhepsel ayrılıkları körükleyerek nihai amacına doğru hızla yol aldığını tespit etmek, bu ülke için ödenmesi gereken bir aydın sorumluluğudur.

Yazmaktan yorulmayacağım (MB okurlarının veya yazarlarının özellikle eleştirilmesi gereken durumlarda pek yorum yazmadığını bilerek- ayrıca bu günlerde egemen olan hamaset edebiyatının da geçer akçe gibi tedavüle sürülmesini eleştirmek gerekiyor!) Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ten sonra uygulanan politikalar, antlaşmalar ile ekseninden, TAM BAĞIMSIZLIK hedefinden uzaklaştırılmış, savrulmuştur. Bu gün içimize sindiremediğimiz politik uygulamalar veya senaryolar ne acı ki son olmayacaktır.

Yaratılmak istenen kardeş kavgasının aktörlerinin oyununu, senaryolarını boşa çıkarmak yıllardır egemen olan politikaları tedavülden kaldırmaktan geçiyor. Hala ağalık, şıhlık ve şeyhliğin egemen olduğu topraklarda gerçekten herkesin yaşamaktan onur duyacağı; özgür birer birey olmasını sağlamaya dönük yeni bakış açılarına ihtiyacımız kaçınılmaz. Sözde kimlik siyaseti güdenler, oturdukları ağalık düzeninin değişmesine yönelik hiçbir çözüm ileri süremezler, aksine bu kaos ortamının onların yaşamasına uygun iklimi oluşturacağı kuşku götürmez.

Cumhuriyetin yarım kalan toprak reformu, eğitim - aydınlanma – mücadelesi, hukukun üstünlüğü, güçlü olanın değil haklı olanın takdir gördüğü ve devletin herkese uzanan kucaklayıcı eli ile sorunların çözülmesi olasıdır. Bunun için Mustafa Kemal gibi bakabilen yüreğe ve akla sahip yurttaşlara, siyaset adamına şiddetle ihtiyaç var.

İnsanın insana kulluğunu red eden, eşit, sosyal adaletin, refahın paylaşıldığı, herkesin içinde yaşamaktan onur duyacağı bir ülke yaratmak mümkün. Bunun için Atatürk’ün yüreğindeki vatan sevgisini , barışseverliğini , kendi çıkarlarını değil ulusal çıkarları savunan yiğit ve özgür bakışı egemen kılmak gerekiyor.

Cek ve cak edebiyatı ne yazık ki sorunlarımızı çözmüyor.

Gücünü kendinden alan, iradesini ipotek etmemiş yürekli bakış açılarının egemen olması dileğiyle…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..