Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '09

 
Kategori
Blog
 

Sansüre geldim

Sansüre geldim
 

Bu kategoride sayılı yazılarımın arasına girecek bu yazım, başlığından da anlaşıldığı üzere sansürlenmeyi içeriyor.

Milliyet Blogun ilk kurulduğu zamanlardan beri buradayım. Öyle harıl harıl yazmayı tercih etmemem yazma konusunda sınırlarımın olmayışındandır. Burada sınırdan kast ederken pek çok sınırı kast ediyorum. Ucu açık. Yazmanın önemini bilmekte ayrı bir neden tabii.

Ha ne diyordum ilk zamanlarından beri burada olduğumu. Editörlerimizle tanışanlar arasında olduğum içinde burada bazı şeylerin neden ve niçin yapıldığını, bizzat onların ağzından yüz yüze dinlediğimden birçok blog tartışmasını anlamsızlığını bildiğim için sessizlikle uzaktan izledim. Belki o toplantı tekrar gerçekleştirilseydi bu denli tartışmalarda olmazdı kim bilir!

Ve gelelim asıl konuya bu yazıyı yazma nedenime. 07–09/08–09–2009 tarihlerinde iki gün üst üstte Ötekileştirilmek başlıklı iki öykü girdim Bloguma. Ve her zaman yaptığım gibi yazıyı bütünleyen bir fotoğrafla. Ancak bugün o fotoğrafın yerinde yeller esiyor. Açıkçası bunu bekliyordum. Şaşırmadım. Fotoğrafı eklerken de bekliyordum bunu. Sadece okurlardan tepki gelir mi diye tereddüt ettim bir an ama yine de eklemem gerektiğine inandığım için ekledim. Hem de kaldırılacağını bile bile. Kaldırılmasaydı zaten tuhaf olurdu. Kaldırılmasını düşündüğüm nedenleri de şöyle sıralayayım size.

1- Bir erkeğin cinselliğini sergiliyordu. Zira kadın olsaydı temada kalkmazdı. Çünkü sitede sayısız cinsel temalı kadın fotoğrafı var. Fotoğraf erkek bedeni ve ona ait bir organın aşağılanmasıysa sansür olmasa tuhaf olurdu.

2- Editörlerimiz her zaman her şeyden haberdar ve titiz çalışıyorlar. Bu güvenilir üye dahi olsa sansürleme yetkisi her zaman editörlerimizin elinde ve eşit.

3- Fazla cinsel objeliydi.

İşte bu üç nedenden dolayı kalkacağını biliyordum. Kaldı ki bu benim ilk sansürümde değil. Bundan birkaç ay önce Blogerlerin kapatılması ile ilgili bir yazım direk olarak kaldırıldı. Hem de yazılmasından aylar sonra. Sebebi ise yazımda yazdığım bazı cümleler birilerini rahatsız etmiş. O birilerinin adı çokta önemli değil en iyisi o zattı muhterem hakkında hiç konuşmamak neme lazım yine kendimi tutamam falan. Kendime acımam ama sırada bekleyen onca dava varken her şeye sözü geçen o zat benim yüzümden başkalarının bekleyen dosyalarının önüne geçer yine durup dururken hak yemeyelim değil mi? İşte o zattın Avukatları kanalıyla Milliyet’e bildirilmiş durum onlarda yazımı değiştirmek koşuluyla tekrar yayınlayabileceğimi bana bildirdiler. Tekliflerini kabul etmedim o yüzden yazım yayında değil zaten uzun süre yayınladı ve gerekli etkiyi verdi. İnandığım bir konuda geri adım atmam sonuçlarını baştan bilerek yazıyorum zaten bunlar sözleşmelerimizde de var. Bu konu gerçekleştiği zaman a arkadaşlar bakın şöyle oldu diyerek blog açmayı gereksiz bulduğum içinde konu Milliyet editörleri ile benim aramda kaldı. Zaten dillenmesine de gerek yoktu. Şimdi yeri geldiği için yazma gereği duydum bazı şeyleri daha iyi anlatabilmek adına. Yoksa aylar sonra böyle bir şeyi dillendirmezdim daha önce yapmadığım gibi.

Yani şunu söylemeye çalışıyorum hani zaman zaman çıkıp da editörlerimiz uyuyor mu diyenler var ya? İşte gördüğünüz üzere editörlerimiz uyumuyor her zaman takipte ve işlerini gerektiği gibi herkese eşit uyguluyorlar. Yazılarda resimlerde uygun bulunmadığı sürece kaldırılıyor, gerekli uyarılarda yapılıyor.

Benim iki gün önce girmiş olduğum her iki yazımda da kullandığım fotoğraf kalktı. Peki, ne mi yaptım? İlkyazımda nasıl geri adım atmadıysam bu yazımda da geri adım atmadım. Nasıl ilkyazım aynı şekliyle yayınlanmayacaksa yayınlanmasın dediysem şimdide bu fotoğrafla yayınlanmayacaksa fotoğrafsız yayınlansın diyorum ve öylede yapıyorum.

Burada sayısız cinsel objelerle yazılar var, resimler var ben de kadın objesi kullansaydım eminim fotoğrafım hala yerinde olurdu. Ki yazdığım yazı cinsel içerikli bir yazıda değil fotoğraf sadece konuyu bütünlediği için kullandım ama dedim ya kadın fotoğrafı koysaydım durum farklı olurdu. Kadınlar her şekilde aşağılanıyor sessizlikse yine kadınlar tarafından. Oysa durum erkek olunca sansürün okkalısı geliyor. Hele hele erkeğe ait bir uzvun aşağılanması mümkün mü? O uzuv üstüne üstlük tanrısallaştırılmışsa. Bunu yapmak kimin haddine? Bu yüzden fotoğrafın kaldırılması bir yerde yerinde oldu. Aksi takdirde o fotoğrafı simgeleyen beyinlerin saldırısına uğramam an meselesiydi. :) Şimdi böyle bir olay yaşadığım için benim kızmam gerek değil mi aksine kızmadım önceki olayda da kızmamıştım. Ama geri adımda atmıyorum. Çünkü her iki olayda olanlar fotoğrafın içeriğini ve anlamını anlatıyor, benim içinde bu yeterli. :)

Aynı fotoğrafla kendi sitemizde yayınlıyorum yazımı. Bu yüzden yazım gereken amaca ulaşıyor merak edenler ve erkekleri cinsel obje olarak görmekten korkmayanlar varsa buyursun sitemizden baksın fotoğrafa. Bunun için yapmaları gereken www.dolandagel.biz adresini tıklamak.

Evet, arkadaşlar editörlerimize yüklenmekle ne kadar haksız olduğumuzu göstermekti amacım. Onların her şeyden haberdar olduğundan emin olun. Her şeye yetişmek hiçte kolay değil. Ama onlar en iyi şekilde bunu başarıyorlar, her şeye yetişiyorlar. Genç bir ekip olan editörlerimizin bu işe başladıklarında ve bizlerle ilk tanıştıklarında gözlerinin içi gülüyordu. O ışığın sönmemesi için katkıda bulunmak istiyorsak onlara yönelik yaptığımız eleştirimizde daha yapıcı olmamız gerekiyor. Burada geniş kitlelere ulaşmanın ve öne çıkmanın benim için çok önemi yok ama bazılarımız için bunun önemi büyük o yüzden herkese eşit mesafede olmaya özen gösteren editörlerimize karşı aynı özeni bizde gösterelim. Tabii sadece onlara değil birbirimize karşı tutumlarımıza da. Verilen imkânları kullanırken yeni imkânların önünü açalım. Umarım söylemeye çalıştıklarımla bir nebze olsun bir şeyleri anlatabilmişimdir.

oyatekin@gmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..