Sap, saman birbirine karıştı

Önce kitap yazıldı. Sansasyon yarattı. Türkiye'yi sarstı. Hakkında yorumlar yapıldı. Sonra kitap yok oldu. sonra sihirli bir el değdi kitap vitrinlerde yerini aldı.

Yazarın bildikleri ile ilgili olarak savcılıklarca ifadesi alındı.

30 Eylül 2010 tarihinde basın açıklaması yapacağını kamu oyuna duyurdu. 30 Eylül olmadan ''Dervrimci Karargah örgütü'' ile ilişkisi olduğu iddiası ile tutuklanarak Silivriye gönderildi.

Baş döndürücü bir hızla gelişmeler seyrini sürdürüyor.

Acaba Hanefi Avcı gibi tecrübeli bir polis şefi 30 Eylül de ne açıklayacaktı da bu adı hiç duyulmamış bir örgütten içeri gitti?

BU tecrübeli polis şefi bu büyük oyuna girdi ise arkasında delil niteliğini taşıyan belge ve techizatları neden saklamadı da ortalık yerde işte evinde filan ayan beyan bıraktı? Bunu düşünememiş miydi?

Acaba tam da PKK örgütünün ileri gelenleri ile bir masaya oturup sözde barış tartışmalarının başlandığı şu günlerde bu sürece taş koyma olasılığından mı şüpheye düşüldü?

Neden gündem bir anda yine değişti?

Bu süreçte halkın bilmediği başka argümanlar mı var?

Açıkçası'' it izi'' ile ''at izi '' birbirine karışmış durumda.

Bari bıraksalardı 30 Eylül açıklamasını yapsaydı.

Ömrümüz yeterse sonuç için 2-3 yıl bekleriz artık.