Sap ve Saman

"Sap ve Samanı ayırmak"   Türkçe de çoğu insanın bildiği bir deyimdir. Ama bazen sadedece bir deyim olmaktan çıkıp karmaşık problemlerin açıklayıcısı olarakta karşımıza çıkıyor.

Ülke olarak genellemeler yapmayı çok seviyoruz. Eleştirlmekten hoşlanmıyoruz. Ama karşımızdakinin hatasını içinde bulunduğu tüm kesime mal etmeye bayılıyoruz. Fakat  bizim haklı olduğumuz karşımızdakinin olmadığı anlamına gelmiyor. Sonuç itibari ile de birbirini anlamayan insanların başlattığı kısır döngü tartışmaların ortasında buluyoruz kendimizi. Bu tartışmalar çoğunlıukla çözüm üretmek amaçlı olmayıp, rastgele yapılan tartışmalardır.  Tartışmaların en önemli amacı çözü bulmak olduğu halde. 

Bu çıkarsamala çıkarsamaları neye dayanarak yapıyorum peki?

Hatırlayacağımız üzere bir kaç önce Adana Aladağ'da çıkan bir yangın felaketinde çocuklarımızı kaybetmiştik. Bu olay üzerine yaşadığımız acıyı tarif edecek hiç bir kelime bulamıyorum.  Bu yangına neden olan faktörler kadar tartışma yaratan diğer bir nokta da haklı olarak yangın  merdiveninin kilitli olması idi. Kesinlikle tartışılmalı ve ders alınmalı bu noktada.  Bu üzücü haberin ardından ülkede ki bir çok insan haklı olarak tepki veriyor, üzüntüsünü dile getiriyordu.

Akşam saatlerinde otobüs beklediği sıralarda kalabalık arasında birileri bildiri dağıtıyor, bir şeyler anlatıyordu. Merak edip dinledim.  Genç bir grup yaşananlar ile ilgili (Yangın facisı ile ilgili) insanlara bazı şeyler anlatıyordu.Onlara göre bu çocukların ölmesinin nedeni cemaat yurdunda kalıyor olmaları idi.Cemaatler kapatılmalı vs.  Bu noktada anlatılanları düşünüp sadece tebessüm ettim. Burada ki asıl sorun cemaatlerin kapatılması mı? Yoksa insanların yangın merdiveni konusunda ki eğitimsizlikleri, ihmalleri mi? Malesef ülekemizde sadece cemaat yurtlarında değil binalarda, belki hastahanelerde okullarda bile kilitli bulunan yangın merdivenleri bulunurken böyle düşünmek sadece asıl problemden sizi uzaklaştırır ve kısır döngü tartışmalara sokar.

Ayrıca sadece yangın konusunda da değil diğer afetler konusunda da yeterince eğitimli, bilinçli olduğumuzu sanmıyorum. En bilineni deprem mesela, kaçımız deprem anında yapmamız gerekenleri biliyoruz? Kaçımızın evinde deprem çantası var? Kaç kurum, kuruluş, okul düzenli olarak yangın , sel ,deprem gibi afetlere karşı tatbikat yapıyor?  Bu sorulara olumlu cevap tahmin ettiğimiz gibi çok az olacak. 

Bahsettiğim gibi asıl sorunun ne olduğunu bırakıp konuu başka yönlere çekince ne soruna çözüm bulabiliyoruz ne de toplumda farkındalık oluşturabiliyoruz. Sap ve samanı birbirinden ayırdığımız zaman problemlerimizi çözüp çok daha farklı bir toplum oluşturacağız.