Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '11

 
Kategori
Deneme
 

sararıp kurumadan savrulup düşmek

sararıp kurumadan savrulup düşmek
 

Yaprak misali yaşıyoruz. Bizi savurması için hep bir rüzgar bekliyoruz. Yoksa olduğumuz yerde sararıp kuruyoruz. 

Oysa biz küçükken sararıp kurumayı, kopup düşmeye yeğlerdik. İnsan bu doğar, büyür, ölür derdik. Fizyolojik süreçlerden ayırmazdık ruhumuzu, kalbimizi, beynimizi. Rüzgarlara direnebildiğimiz kadar başarılı, güçlüydük. 

Boyumuz kadar uzardı aklımız. Kalınlaşan sesimiz kadar kulak kabartırdık içimizin çığlıklarına. 

Sonra ne oldu da bizi ağartan mevsimlere kafa tutar olduk. Ne zamandan beridir dalımıza bağlılığımızı sınar olduk. 

Tepemize doğan güneşler yetmemeye başladı. Biz rüzgarın ruhuna teslim olanlardan olduk. 

Kaç yaprak döktük tutunduğumuz dallardan. Neler gördük ki savrulup gitmeyi bekler olduk. 

Kaç dal kırdık, kaç yaprak kaybettik, kaç kez kırılıp ufalandık toprağa karışmadan. 

Nerelerden geçtik, ne bildik ki üzerimizden kayan su damlalarını damarlarımıza çektik, rengimiz bile açılmamışken. 

Nerde yanlış yaptık? 

Doğruyu kimden öğrendik? 

En doğru ile en yanlış arasındaki iki kol boyu mesafeyi nasıl açtık, nasıl ayırdık iki ucumuzdan? 

Hangi mevsimdir her daim yeniden yeşereceğimiz.? 

Görüp geçirdiğimiz, sayıp bitirdiğimiz mevsimlere ne oldu? 

Biten mevsimler tekrar etmiyor muydu ki? 

Ne zaman yetmedi bize üzerine düştüğümüz topraklar? 

Ne zaman uçup gitti yanımızda duran yapraklar? 

Bizi vuslata vardıracak hangi rüzgar? 

Ya da var mıdır hala o ta ilk yeşerdiğimiz mevsimlerdeki gibi inandığımız bir son nokta. 

Bir rüzgar ancak bir başkasına vardırıyor şimdilerde. 

Ve savrulup gitmeyi gözlüyoruz 

Miladını doldurup kuruyamadan düşüyor bir bir yapraklar. 

 
Toplam blog
: 48
: 919
Kayıt tarihi
: 09.06.09
 
 

1990 Muş doğumluyum. Şu an İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde okumaktayım. Elim kalem tuttuğ..