Saray Tartışmalarında Konu Bina Değil Çankaya Ruhu Olmalıydı

Beştepe’deki saray mı artık külliye mi yerleşke mi ne diyeceksek tartışmalar uzun zamandır devam ediyor ve hala da bitmedi sanırım.

Bu tartışmaların geneline bakıldığında hem savunanlar hem de karşı çıkanlar bakımından yanlış olan yönler gözümüze çarpıyor.

Öncelikle binanın Çankaya’dan bağımsız yapılması hataydı. Bina anlamında değil, duvarı uzatacak halimiz yok, manevi anlamda Çankaya’yı Çankaya yapan argümanlar Çankaya’nın şubesiymiş gibi Beştepe’ye taşınmalıydı. Bu nedenle bina “Atatürk’ü de cumhuriyeti de orada bıraktım ben burada kendime bir saray yaptım” algısı uyandırıyordu.

Karşı çıkanların da benzer hataya düştüğünü gördük, binanın şekline takmışlar; saray değil şato olsa nolur içindeki ruh önemli.

Yeni binada Çankaya’dan hiçbir iz yok, böyle şey olur mu, ev yıkıp ev yapmıyorsun ki bir devletin doksan yıllık yönetim merkezini taşıyorsun. Böyle olunca biz Cumhuriyetin ve Atatürk’ün burada devam ettiği fikrine kapılamadık; devletin temeli kesip atılamaz ki!

Çankaya’nın manevi ruhunu yansıtan bir taşınma olsaydı ve Beştepe ile Çankaya arasındaki tarihsel bağ korunsaydı belki de hiç kimse itiraz etmeyecekti. Canı sağ olsun belki yanılıyoruz ama siyasetimizde sanki bazı şeyler kavga başlatsın diye yapılıyor.