Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '12

 
Kategori
Tarih
 

Sarayda Ramazan ve Kadir Gecesi

Sarayda Ramazan ve Kadir Gecesi
 

Sarayda Ramazan ve Kadir Gecesi


Ramazan geliyor, hoş geliyor, sefalar getiriyor.

Nasıl bir güzelliktir bu Ramazan ayı. Boşuna on iki ayın sultanı denilmiyor.

Aylar yenileniyor adeta, insanlar yenileniyor.

Sanki terbiye ediliyoruz. Bedenimizi, gözlerimizi, yüreğimizi, ruhumuzu...

Ne güzel bir eğitimdir.

Kimse bizi zorlamıyor.

Biz istediğimiz için, biz Allah için yapıyoruz.

Mutlu oluyoruz.

İftarı açtığımız anda, ilk zeytin, ilk su damlasının hazını nerede, nasıl bu kadar yoğun alabiliriz ki.

O nasıl bir güzelliktir Yarabbi.

Sabrı öğretiyor.

Sabrın ne olduğunu bütün gün ağızımıza bir lokma koymadan, bir yudum su içmeden yapıyoruz. Bununla kalmıyoruz ki. Ramazan ayının öncesinde istemeyerek de yapmış olduğumuz hataları yapmamaya çalışıyoruz. Özellikle kalp kırmamaya, yürekleri acıtmamaya gayret ediyoruz.

Daha iyimser mi bakıyoruz etrafımıza, yoksa huzurun başka bir anlamını mı hissediyoruz.

Dost sesleri daha bir canlı geliyor, çocuklarımız, eşimiz, ailemiz, arkadaşlarımız daha mı bir samimi oluyorlar! Yoksa bizde öyle olduğumuz için, öyle mi düşünüyoruz…

Ramazan geldi hoş geldi, sefalar getirdi.

Bu yılki Ramazan ayımız hayırlı ve uğurlu olsun. Hepimize huzur getirsin. Mutluluk, sağlık getirsin.

 

Bugün sizlere sarayda Ramazanda Kadir gecesi’nden söz edeceğim. Bugünlerde sık ramazan yazıları yazacağım. Bu ilk olsun diyelim ve başlayalım.

 

Ramazan ayının 27. gecesi olan Kadir Gecesi'nde, Osmanlı padişahı kalabalık bir alayla saraydan çıkar, maiyetiyle bir camiye, genellikle Ayasofya'ya giderek burada hünkâr imamının kıldırdığı kadir namazına katılır, aynı tören alayı ile saraya dönerdi.

 

Ramazanın yaz mevsimine rastladığı yıllarda padişah, yazlık sarayından gündüz Topkapı Sarayı'na gelir, iftarı burada yaptıktan sonra törene katılırdı.

Kadir alayına, teşrifattaki ilmiye üyeleri ile sivil ve askeri görevlilerin katılmaları kuraldı.

 

Ayrıca nöbetçi has odalılar da padişaha eşlik ederlerdi. Tören gece yapıldığı için, saraydaki Hırka-i Şerif Dairesi'nden Ayasofya'ya kadar uzanan yolun her iki yanı akkâmlarca meşalelerle aydınlatılırdı.

 

II. Abdülhamid, bu eski geleneğe son vererek kadir namazını Yıldız Hamidiye Camii'nde kılmıştır.

&

Gece, çevresi renkli fenerler ve fânuslarla donatılan câmi meydanı, bir ışık dünyası hâline gelirdi. Hava kararmadan önce, Harem’de bulunan kadınlar ve sultanlar iki atın çektiği arabalara binerler, meydanda kendilerine ayrılan yerlerde dururlardı.

 

Arabalardan inmezlerdi. Arabaların perdeleri inik dururdu. Her arabaya gümüş tepsilerle iftâriye, yemek, meyve, yaz ise dondurma, kahve dağıtılırdı. Harem ile alayın geçeceği meydana kadar olan yol, renkli kandiller ve fenerlerle donatılırdı. Harem arabalarının önlerinde ikişer kavas, gümüş kaplamalı deri fenerleri taşırlardı.

 

Pâdişah câmie girdikten sonra meydanda bulunan askerlere büyük pideler ve şerbetler dağıtılırdı. Terâvih namazı bitinceye kadar, meydanda atılan fişekler, seyredilirdi. Namazdan sonra kadınefendiler ve sultanlar, şehirdeki şenlikleri seyretmek için kısa bir tur yaparlar, sonra saraya dönerlerdi... Saray halkı, Ramazanda ayrıca Topkapı Sarayı’nda bulunan Hırka-i Saâdet’i de ziyâret ederdi.

 

Ramazanın 15. günü yapılan bu ziyâret sırasında, kadınefendiler, vâlide sultan, sultanlar, usta ve kalfalar en güzel elbiselerini giyerler ve Emânât-i Mukaddese Dâiresi’nde sıraya girerek, bir masanın üzerine çıkarılan bohca içindeki Hırka-i Saâdet’e yüz sürer, salavât okur ve duâ ederlerdi...(alıntı)

 

 

İyi Ramazanlar…

 

 

Nazan Şara Şatana

 

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....