Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '10

 
Kategori
Deneme
 

Sarhoşluk

İnsanın kendini kaybetmesinde nasıl bir zevk gizli? Abuk subuk davranıp etrafa rezil olmak neden istenir? Üstelik bunu için bir sürü para niçin dökülür? Evet anladığınız gibi çok içmekten ve sarhoş olmaktan bahsediyorum.

Televizyonda haberlerde izledim. Sarhoş olmuş bir araba şoförü arabayı yolun ortasına park etmiş uyuyordu. Polisler onu evine götürmeye ikna edemediler arabasını oracıkta bırakıp gitmeye razı olmuyordu. Sonunda kendi arabası ile (ama arabayı bir polis kullanarak) evine gitmeyi kabul etti. O hali çok komikti. Ertesi gün düştüğü durumdan utanmış mıdır acaba?

Bizim eski evimiz cadde üstündeydi. Gece üç civarında dışarıdan gelen seslere uyandım. Bir baktım sarhoş bir travesti mini etekli ve belden üst tarafı çıplaktı. Yumruğunu bir apartmanın kapısına vurdu. Cam kırıldı. Eli kanamaya başladı. Peşinde polisler koşuyordu. Kendine ellettirmiyor, caddenin bir bu tarafı bir o tarafı kovalamaca oynuyorlardı. Zaten polislerde ona dokunmaktan imtina ediyorlardı. Bir saate yakın bir kovalamaca sonunda polis arabasına bindirip götürebildiler. Ama oluşan manzaralar hem komik hem acınasıydı.

Ben küçüktüm bir gün bir akrabamız içmiş içmiş sarhoş olmuş aklı sıra beni kucaklıyordu ama nasıl sıkıyor nasıl sıkıyordu. Artık boğulacaktım. Ben de çareyi kolunu koparırcasına ısırmakta buldum. Can havliyle beni bıraktı. Sonra da “canı kaynadı beni çok sevdiği için” dedi. Sarhoş olmak bu noktada iyi galiba insan nasıl görmek isterse öyle görüyor. Ancak ben şuan bile o günü hatırladıkça hiç hoş duygular duymuyorum.

Babam gençken bir arkadaşıyla içmeye gitmiş. Babam çok içmemiş. Ama arkadaşı çok sarhoş olmuş. Bir süre sonra karşıdaki garsonları göstererek şu kadınlardan sağdaki çok güzelmiş çağıralım da gelsin demiş. Ya rabbel alemin…

Bizim çok tatlı bir ağabeyimiz vardı. Rahmetli oldu. Çok içerdi. Eşim onu hep evine bırakırdı. Yine öyle bir gün (evleri üst kattaydı)” Kaçıncı kattayız ?”diye sormuş. Eşimde şaka olsun diye “3645. kattayız “deyince; o da “ooo çok çıkmışız inelim inelim”demiş….

Yine aynı ağabeyimiz çok içtiği günlerden birinde radyonun düğmesini çakmak diye koparıp sigarasını yaktığını sandıktan sonra pencereden atmış .

Bir diğerinde de çakmağı doğru bulup bu defada sigarasını yaktıktan sonra arka koltuğa fırlatmış .

Şişede durduğu gibi durmuyor meret. İçmesini bilmiyorsan hiç içme derler. İçmesini bilmek ne demek?. Bazen aynı miktar daha fazla etki edebilir. Siz o günün ne gün olduğunu bilemezsiniz. Ben hiç içmemekten yanayım.

Ortamlara uymak için alkole bir gerek yok ki. Üstelik kimi zaman o alkol ortama uyamamayı getiriyorsa içmek çok anlamsız…

Başa çıkamadığınız dertleriniz sorunlarınız varsa gidin bir psikiatriste olsun bitsin. Ne çevre rahatsız olsun ne de siz rezil olun….

Ya işte böyle sarhoşlara gülüyoruz. İnsanın kendini niçin bu hale getirdiğini hiç anlayamıyoruz. Ama yine de çok kişi bu duruma düşüyor .

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..