Sarı Galatasaray kırmızı Fenerbahçe

Her şeyden önce tüm Galatasaray camiasını tur atladıkları için kutluyorum.Bundan sonraki maçlarındada başarılar diliyorum.

Fenerbahçe – Galatasaray derbisinden sonra bir Fenerbahçeli olarak hislerime yenilip yanlış yazabilirim düşüncesiyle aradan birkaç gün geçmesini bekledim.Bu arada bazı pozisyonları tekrar izledim, bazı yorumcuları dinledim ve sonunda kendimi yazmaya hazır hissettim.

Türkiye’de kaliteli futbolcu ve takım sayısı maalesef çok az.Bundan dolayı süper ligde oynanan her maç maalesef lezzetli bir şekilde izlenemiyor.Şahsen zevkle izlediğim maçlar takımlarımızın sadece Avrupa’da oynadığı maçlar diyebilirim.Bir de Avrupa’da oynayan takımlarımızın birbirleriyle oynadıkları maçları zevkle seyretmek istiyorum fakat görüyorum ki artık buda imkansız gibi bir şey.

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi, en kaliteli iki takımının son on yılda oynadıkları maçlara şöyle genel olarak bir bakın.Birinde başkanlar, diğerinde teknik direktörler, hakemler, futbolcular, taraftarlar hemen hemen hepsinde mutlaka sorunlar çıkmış.İki takımada yakışmayacak maçlar oynandığı aşikar.

Bu maçın çetin geçeceği zaten belliydi.Galatasaray’ın mutlak kazanması gerektiği Fenerbahçe’ye ise gollü beraberliklerin bile yeteceği bir maç. Zaten ilk yirmi dakika G.S saha avantajını hissettirdi. Fakat çok erken buldukları gol onları da şaşkına çevirdi."Acaba bir gol daha atar mıyız ? Yoksa bu golün üstüne yatıp turlayalım mı ? ” Düşüncesi takımın oyununu bozdu.Eksik kalan ve gol atmak zorunda olan Fenerbahçe’ye karşı inanılmaz korkak bir futbol oynadılar. Cimbomun bu ürkekliği karşısında on kişilik Fenerbahçe silkindi ve tempoyu yükselterek daha iyi top oynamaya başladı.

Zico’nun da orta sahadan Selçuğu çıkartıp Semih’i alarak on kişilik takımla hiç yapmadığı çift forvete dönüşü cesaret isteyen bir hamleydi. Benim anlamadığım konulardan biride Edu ve Lugano’nun bu takıma yararı mı yoksa zararı mı var. Sanırım ben artık hakkımı zarardan yana kullanacağım. Çünkü her maçta mutlaka ikisinden birisi bu takımı yakıyor. Buna seyirci kalınmamalı diye düşünüyorum.

Merak ettiyseniz eğer! Hakem içinde bir iki kelime yazı cam tabii ki Galatasaray’lıların alınmasını ve galibiyetlerini gölgelemeye çalıştığımı sanmalarını istemiyorum. Galatasaray’ın Cüneyt Çakır gibi adamlara ihtiyacı yok. Fakat Cüneyt Çakır emir almış asker gibi başladı maça. Lugano’yu ikaz etmeden gösterdiği ilk kartla onu atacağının sinyalini vermişti zaten. Gözlük işareti yapınca da çok sevindi ve kızarttı.

İngiltere premier ligini seyrediyorsanız orada da gözlük yapıyorlar fakat cezası sarı değil. Fakat on kişi kalan Fener daha iyi top oynamaya başlayınca baş edemiyeceğini anlayan Çakır herkese sarı kart göstermeye başladı. Baktı ki Gökhan sağ tarafı kolidor haline getirmiş ve 75’te de durumu eşitlemiş kafasından onu atmaya karar verdi.

Bence tarihin en komik kırmızı kartı. Federasyon, MHK, Oğuz Sarvan hepsi utanmalı bu karttan dolayı. Hakem olmak kuralları bilmekse buyrun hakeminiz sizin olsun. Bence Türk hakemlerine İngiltere premier ligi ders olarak sürekli seyrettirilmeli.

Volkan ve Lincoln olayına ise hiç girmeyeceğim. Futbolu teröre çeviren iki oyuncununda en ağır şekilde cezalandırılması taraftarıyım. Maçtan sonra Feldkamp'ın “hakemin bir ara Zico ve banada kırmızı kart göstereceğini sandım” demesi olayın komik boyutlarda olduğunu yeterince gösteriyor sanırım.

Yıllardır alamadığı kupadan takımımızın yine elenmesi aslında biz Fenerbahçe’lileri pekte üzmedi. Çünkü bizler artık bu duruma yeterince alıştık. Fenerbahçe son altı yedi yıldır kupadan olaylı bir şekilde eleniyor.Hala hakem hatalarını tesadüf olarak düşünenler var mı aranızda bilmiyorum. Bence hakem hataları tesadüften de öteye geçti.