Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '09

 
Kategori
Spor
 

Sarı kırmızı gol limitsiz tarifesi

Sarı kırmızı gol limitsiz tarifesi
 

Galatasaray-Kayserispor maçından bir gol sevinci


Galatasaray taraftarı için umut verici bir sezon başlangıcı: 3 lig maçında 9 puan 11 gol. 6 resmi maçta 5 galibiyet 1 beraberlik ve atılan 29 gol. Oynanan tüm maçlarda duran toptan atılan gol veya goller. 90 dakika durmaksızın koşan, pres yapan, basan bir takım. Bunların üstüne bir de diğer takımların (Fenerbahçe hariç) sezon başı itibariyle Galatasaray’dan bir kaç gömlek altta görünmesi.

Dün Kayseri karşısında, sıradışı bir futbol sergilemedi Galatasaray. Son gol hariç, goller çok üst düzey saha içi organizasyonları ile gelmedi. Rakibinin sahaya 3 forvetle çıkmasına rağmen, oyunu defansif düşündüğü her halinden belliydi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Galatasaray dün gol atmak istediği zaman golünü attı yada rakibini kendi kalesine gol atmaya zorladı. Bu da kısaca şu demek: Galatasaray iyi bir takım olma yolunda bizlere yeterince ışıltı veriyor.

Galatasaray, geçen sezonlara oranla çok daha enerjik saha içerisinde. Bunun en önemli nedeni tabii ki fizik güçteki büyük yükselme. Demek ki bu takım geçen sene hiç idman yapmamış! Geçtiğimiz sezon 65-70nci dakikalarda oyundan düşen Galatasaray, bu sene 120 dakikayı bile rahatlıkla çıkaracak gibi görünüyor. Oysa, saha içinde Leo, Keita ve Sarp haricinde herkes geçen sene bu takımdaydı. Geçen sene tam tabiriyle helva gibi dağılan takımdan taş gibi bir takıma geçişi zevkle seyrediyoruz.

Kanattaki beklerin oyunu iki yönlü oynaması sarı kırmızılılara büyük bir hücum gücü kazandırıyor. Hakan geride daha çakılı oynarken, Sabri tüm sağ kanatta tam bir tren gibi gidiyor geliyor. Ayhan, sahada ikinci kaptan olarak (abi lafından çok çekti bu takım özellike kullanmıyorum) ağırılığını hissettirmekte. Gençleri imrendiren görev aşkı, sahanın her yerini adım adım koşması ile orta sahanın yükünü çekiyor. Rakiplerini pres ve yüksek temposuyla boğan Galatasaray, aynı zamanda rakiplerini hataya da zorluyor. Üstüste üçüncü rakibi de kendi kalesine gol attı baksanıza.

Bu noktada, Mustafa Sarp için ayrı bir satır açmak gerek heralde. Bu oyuncunun Bursaspor’da en parlak günlerinde bile bu seviyede oynamadığını hatırlıyorum. Doğru teknik direktör, doğru idman metodu ve iyi oyuncular ile birlikte oynayınca tüm saha içi vizyonu değişti ve bambaşka bir oyuncu haline geldi diyebiliriz. Dün takımda harcadığı efor ile göze en çok batan oyuncu oldu. Onun için çok rahatlıkla maçın adamı diyebiliriz. Daha Barış Özbek, Mehmet Topal ve Linderoth’un da kenarda olduğunu düşünürsek, Rijkaard’ın oyun sisteminin en zayıf halkası olan orta sahanın ortasının korkulandan daha güçlü olduğunu değerlendiriyorum.

Şu belli oldu; ligin gidişini Galatasaray’ın form durumu belirleyecek. Elbette sarı kırmızılıların parıltılı form grafiği bir gün bir yerde düşüşe geçecek ancak bizlere daha ilk üç haftadan zorlandığı maçları da bir şekilde kazanacağı izlenimini verdi. Her ne kadar ligde Galatasaray’ı ancak Fenerbahçe’nin zorlayacağını düşünsem de Anadolu’da deplasmana çıkmak basite alınmamalı. Örneğin Sivas, Trabzon, Bursa, Eskişehir hiç de kolay stadlar değil. Ama görünen o ki, Ali Sami Yen artık şok mağlubiyetlere kapılarını kapadı bu sezon. Galatasaray içeride oynadığı maçları hiç zorlanmadan kazanacaktır. Hatta sezon sonuna kadar namağlup bir iç saha galibiyetler serisi bekliyorum.

Arda Turan, Galatasaray için gerçek bir karizma olma yolunda ilerliyor. Saha içindeki havası bile diğer oyunculardan çok farklı. Kaptan olduktan beri, yeni görevinin verdiği güç ile pasları daha şık, ortaları daha isabetli artık. Tribünler üzerinde yarattığı müthiş etki ile taraftar adeta evladı gibi görüyor genç kaptanı. Metin Oktay’dan bu yana böylesi bir fenomeni ilk kez görüyor sarı kırmızı camia. Belki savunmacı olmasının şanssızlığıdır; Bülent Korkmaz bile o kadar sevilmedi. Arda Turan, Rijkaard gibi gerçek bir futbol ve yaşam gurusuyla çalıştığı için son derece şanslı ve o da bu şansı dibine kadar kullanıyor anlaşılan. Arda’nın futbolu star olması için geçmesi gereken eşik noktasını geçti ve belki kendi bile akışını durduramayabilir bu gidişle.

Yeni transfer Elano’nun golüne şapka çıkarılır, ayakta alkışlanır. Sezonun en güzel gollerinden birine en yakın adaylardandır bu gol. Ama beni en az gol kadar etkileyen, maçın sonlarında taç çizgisi kenarında Kayserispor’un üçlü-dörtlü baskısından kurtulmak için Arda ile paslaşmalar ve rakibin bu paslarla allak bullak edilmesi oldu. Bu ahenk artarak devam edecektir. Elano’nun golünü ilk kutlayan da Arda oldu dikkat ederseniz. Elano-Arda ikilisi ilerleyen haftalarda çok can yakacak ve kritik maçları Galatasaray lehine çevirecek ikili olacaktır.

Kayserispor kalede Suleymanou ısrarını sürdürüyor. Belki de Süper Lig’in en kötü kalecisi ve Kayserispor’un oyun içi güvensizliğe sürükliyor özellikle büyük takımlara karşı. İlk golün faul olmadığı çok açık ve ben maç içindeki tüm gollerde kalecinin hatası olduğunu düşünüyorum.

Tallin’e düzenlenecek turistik seyahat tüm ekip için bir hava değişikliği olacaktır! Pazar günü ligde yapılacak Ankaraspor maçında da banko favorim yine sarı kırmızılılar. Ankaragücü ile birleşme sancısı çeken Ankaraspor’un, Galatasaray’ı çok zorlayabileceğini düşünmüyorum. Bir sonraki hafta Beşiktaş ile oynanacak mücadelede de favorim Galatasaray. İlerleyen haftalarda Avrupa maçlarının da devreye girmesi elbette işin rengini etkileyecektir ancak sarı kırmızılıların 10ncu haftadaki Fenerbahçe deplasmanına kadar 24-25 puan toplaması muhtemeldir.

 
Toplam blog
: 11
: 902
Kayıt tarihi
: 13.04.09
 
 

Gezmeyi, okumayı, eğlenmeyi, gülmeyi-güldürmeyi, düşünmeyi-düşündürmeyi seviyorum... Edebiyatla ara..