Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '16

 
Kategori
Tarih
 

Sarıkamış "olayına" en çok savaş karşıtları ve barışseverler sahip çıkmalıdır

Sarıkamış "olayına" en çok savaş karşıtları ve barışseverler sahip çıkmalıdır
 

Antalya/Muratpaşa Belediyesi Sarıkamış şehitlerini anmaya çağırdı bizleri… Katkıları mutlaka büyüktür Belediyenin… Sarıkamış'a sahip çıkmak bile başlı başına tarih bilincimize katkıdır zaten...

Sarıkamış ‘’olayı’’ nedir?

‘’Olayı’’ sözünü kullanacağım: Faciamı, vatan sevgisinin doruk noktası mı yoksa sorumsuzluk ve beceriksizliğin simgesi mi, hala karar vermiş değilim… Galiba nereden baktığınıza çok bağlı bu karara varmak…

Bizim kuşaklar (İster 68 ister 78) Sarıkamış olayını yeterince tartışmamıştır… Bir taraf olayı hiç tartışmasız kutsarken, bir taraf Türk tarihine hep uzak durmuştur… Onlar sol edebiyata tıpa tıp uyan devrim yapmış ülkelerin tarihine daha çok meraklıydılar… Bunlardan birisi de benim…

Sarıkamış olayıyla ilgilenmeye başlamam, gördüğüm bir video ile başladı… Aklın hayalin alamayacağı görüntüler vardı bu videoda… Şehitlerimizin akıl almaz durumunu gösteren görüntülerdi bunlar… Anlatmayayım detayları…

İkinci olarak da beni etkileyen Yaşar Kemal’in anlatımlarıdır… Yaşar Kemal devletlerin savaşları tarihçisi değildir… Savaşın etkilediği halkların, bireylerin, kültürlerin tarihçisidir… İnsan odaklıdır… Ada dörtlemesinde Sarıkamış olayına çok değinir…  Bu savaşa karşı çıkışı bilir… Firar edenleri asmaya ip yetişmediğini dile getirir…

Bu gün artık tüm ayrıntıları ile biliyoruz ki: Bu ülkede o tarihlerde ne yaşandıysa, kaynağı Balkan topraklarıdır… Tarihi kronolojilere boğulmamak için kısaca 1900 yıllar diyelim…

Önce Bulgarlar, Sırplar, Yunanlılar ve Karadağlılar kendi aralarında anlaşarak Osmanlıyı Balkanlardan yıldırım hızıyla süpürdüler… Büyükçekmece’ye kadar Osmanlı ordusu hemen hemen hiç direniş göstermeden çekildi/kaçtı… Ordunun içinde bulunduğu rezaletlerin sınırı yoktu… Yunanlılar ve Bulgarlar kendi aralarında savaşa başlayınca İstanbul işgalden, Edirne esaretten kurtulabildi…

Enver Paşa ve ekibi üç-beş yüz kişi ile iktidara, ‘’ihtilalle’’ el koydu… İşte bu ekip ordunun rezil durumuna tepki olarak doğmuştur ve kabul görmüştür… Elbet bu çabalar ile ordu yenilenmiştir, güçlenmiştir… Çanakkale ve Kurtuluş savaşındaki başarıları bu komutanlar yazacaktır tarihe…

Fakat yapılan hatalar çok daha can yakıcı olmuştur… Enver ve ekibi ise orduyu Almanlara neredeyse tümden teslim ederek çare bulacaklarını sanmışlardır…

Almanlar ise Osmanlı ordusunu ACİLEN Rusya ile savaşa sokma derdindedir… Ülke ve Ordu bu iki odağa teslim olmuştur…

Bir tarafta zafere aç, hatta muhtaç Enver Paşa ve ekibi vardır… Enver Paşa Sarıkamış’a yapılacak bir karşı saldırıya itiraz eden ordu komutanını azledip, orduya kendi komuta edecek kadar zafer hayalleriyle yaşayan bir liderdir… Bir tarafta ise ne olursa olsun Ruslara zarar vermek isteyen bir Alman yönetimi vardır…

Sarıkamış hiçbir stratejik değeri olmayan bir noktadır… Ordu hazır değildir… Şartlar ağırdır… Fark etmez…  Doksan bin kişi savaşa sürülür… Dağlardaki dondurucu soğukta, bomba ve makineli tüfek önlerinde bu ordu erir… Eritilir… Çok kısa kestim…  Gelelim sonuçlara:

-Halkımız ve subaylarımız kendi üstüne düşeni yerine getirmiştir… Vatanı için şehit düşmüştür…

-Fakat bu facianın sorumluları eğer o anlarda bir şekilde yargılanabilselerdi, bu olaydan sonra ölecek üç milyon insanımız büyük ihtimal kurtulabilirlerdi… Savaşlar bazen kaçınılmazdır, olacaktır… Fakat savaşlar kişilerin, güç odaklarının hesap vermesine engelleyecek bir şey de değildir.. Bu mekanizmalar kurulmalıdır…

İşte bu noktadan çıkarak diyorum ki:

-Savaş karşıtlarına dünyada en iyi örnek olacak hikaye Sarıkamış’tır…

-Hem orada şehit olanları anmak hem de savaşa hayır demek için bu tür etkinliklere sahip çıkmak gerekir…

3 Ocak 2016 saat 10:00 da Muratpaşa Camii önünde olacağım…

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..